Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

İki gündür farklı açılardan ekranlarda ve köşelerde tartışılıyor, değerlendiriliyor.

Ancak ben bugün kendi gözlemlerim üzerinden, iki gündür televizyonda yaptığım yorumları biraz genişleterek buraya da not düşmek isterim…

6’lı Masa’nın haftalardır beklenen “Ortak Politikalar Metni” toplantısı için pazartesi sabahı erkenden Ankara'ya yola çıktım.

Geçtiğimiz 28 Şubat'taki “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni” ve 28 Kasım'daki anayasa değişiklik metni toplantılarını da yerinde takip etmiş bir gazeteci olarak büyük önem atfettikleri bu metnin açıklanmasını merakla bekliyordum.

Zira aday belirleme süreci de bu metne işaret edilerek bugünlere bırakıldı şimdiye kadar. Önce ilkesel bir çerçeve çizilip adayın o çerçeveyi anlatacağı söylendi.

Önce somut detaylar vereyim: Bu kez toplantı yeri olarak önceki seferler gibi Bilkent İhsan Doğramacı Salonu değil Congresium tercih edilmişti.

Biz İstanbullular bilmeyiz, burası Bilkent’teki salonun en az 4 katı büyüklükte.

Öncekilerde sadece partilerin ilgili isimleri ve basın varken bu kez her partiden geniş bir katılım vardı ve belediye başkanları da davet edilmişti.

Salona girmek kalabalık nedeniyle pek kolay değildi, biz basın mensuplarına en ön sıralarda yer ayrılmıştı ancak üzerinde isimlerimiz yazan koltuklar salona varana kadar partililer tarafından doldurulmuştu bile. Yer bulmakta epey zorlandık.

Sahneye yine 6 partiden temsilciler çıkıp farklı başlıkları anlattılar. Söylediklerini tekrarlamaya gerek yok, televizyonlardan takip etmişsinizdir.

Ben buraya önemli bulduklarımı alacağım ama oraya geçmeden iletişim stratejisi üzerine bir şey söyleyeyim…

Sunumlardaki temel hata…

Bence sunumların heyecan düzeyi düşüktü ve vaatler böyle bir toplantı için fazla detaylıydı.

Halbuki çok daha kısa çarpıcı ve akılda kalıcı şekilde bir sunum hazırlanabilirdi.

6’lı Masa metinlere ana hatlarını verenlerin konuşmaları yapmalarını istiyor fakat bazen çok kıymetli ve alanında birikimli isimler topluluk önünde konuşmak için çok uygun olmayabiliyorlar. Bu ayrı bir yetenek.

Kaldı ki artık vatandaş genel başkanların ağzından ve daha vurucu şekilde duymak istiyor vaatleri.

Sadece ben değil toplantıyı izleyen birçok meslektaşım sunumları dinlerken art arda sıralanan maddeler arasında kendisini kaybolmuş hissetti.

Birçoğu önceden telaffuz edilmişti, burada bu kadar kapsamlı tekrara kanımca gerek yoktu. Mesela gençlere kaç GB internet verileceği hedef kitlenin karşınızda olduğu meydanlarda anlatılabilir ama bu kadar genel çerçeveli bir toplantıda biraz fazla ince bir detay…

Özgürlükçü ve demokrat bir metin

Genel olarak metni özgürlükçü ve demokrat buldum.

Daha önce birçok başlık farklı zaman ve mekanlarda telaffuz edilmişti, o açıdan aşağı yukarı genel çerçeveyi biliyorduk aslında.

Fakat İstanbul Sözleşmesi demeden İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılamayacağını anlatması, eğitim başlığında etnik, din, dile bakılmaksızın fırsat eşitliğinden bahsetmesi çok ince ve diplomatik bir çabayı gösteriyor.

Belli ki her parti kendi tabanının hassasiyetini gözetmiş ama blokaj koydurmamış…

Öte yandan izaha muhtaç maddeler de var. Mesela yolsuzluktan elde edilen ve yurt dışına kaçırılan gelirlerin ülkeye geri döndürülmesi vaadi var, “Mal Varlıklarının Geri Alınması Ofisi”nden bahsediliyor ama bu nasıl olacak? Hangi mekanizmalar kullanılacak?

"Yüksek Yetenek İnşası Acil Eylem Planı" ile ne kastediyorsunuz?

Ayakta alkışladığım vaat

Bu ve benzeri cevaplanmamış noktalar var ama öte yandan birçok olumlu öneri de yer alıyor. Şeffaflaşmadan, yargıda adaletli bir sistem kurmaya, girişimcilerin önünü açmaktan, tarımı desteklemeye kadar 240 sayfada sayısız vaat mevcut. Kalıcı yaz saati uygulamasını kaldırma vaadini ayakta alkışlıyorum mesela…

Ancak ben bakanlıkları ayırarak Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı, İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi önerilerle ortaya çıkan 6’lı Masa’nın vaatleri arasına AB sürecini yeniden canlandırmayı koyarken aynı zamanda AB Bakanlığı’nı da tekrar kurmayı almasını beklerdim.

Biliyorsunuz AK Parti AB politikasını rafa kaldırınca AB Bakanlığı’nı da lağvetti. 6’lı Masa’nın hedefleri arasında bu bakanlığı kurmak da muhakkak olmalı.

Çünkü kim ne derse desin AB çıpası olmayan bir Türkiye özgürlükçülükten çok uzaklaştı.

AB çıpası olmayan bir Türkiye demokrasiden çok uzaklaştı.

Göteborg 2023 raporuna göre Pakistan'dan demokrasi konusunda geriyiz.

O sebeple AB üyeliği gelecek perspektifinde muhakkak olmalı…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar