Faylar üzerinde biriken stresi konuşuyoruz, ya ruhlarımız üzerinde biriken stres?
Arama kurtarma çalışmaları sonlandırılıp, enkazların kaldırılması aşamasına geçilirken esas enkaza dönmüş ruhlarımız ne olacak?
Günlerdir hiç durmadan uzmanlar faylar üzerinde biriken stresten bahsediyorlar. Çok önemli tespitler yapıyorlar fakat ya insanların üzerinde biriken stres?
Enkazdan sağ çıkan ama yakınlarını kaybetmiş olanlar?
Evi, hayatı toz bulutuna dönenler?
Depremin o ölüme çağıran sesini kulaklarından atamayanlar?
Yıkıntıların içinden kurtarılanlar?
Kurtarılamayanları görmüş olanlar?
Enkaz başında cenaze bekleyip kayıplarının mezarı başından ayrılamayanlar?
Beşinci günden sonra etrafı kaplayan cansız beden kokusuna maruz kalanlar?
Ve iki haftadır bu dipsiz kabusu anbean yaşayan bizler?
Ne yapacağız, bu kederden ve umutsuzluk hissinden nasıl çıkacağız?
Yuva’dan mezara…
Deprem olduğundan beri ayrı yatamayan aileler tanıyorum, çocuklar, ebeveynler hep birlikte aynı koltukta uyuyorlar.
Bırakın koltukta uyuyanları, uykuyu unutmuşları biliyorum.
24 saat televizyonun başında felaketi izliyor, bir dakikasını kaçırsa kendini suçlu hissediyor…
Yolda yürürken beni durduruyorlar.
"Nagehan Hanım sizi izliyoruz, ne yapacağız söyleyin, başımızı soktuğumuz evlerimiz artık üzerimize üzerimize geliyor, yuva değil, mezara giriyoruz sanki" diyorlar.
"Bilmiyorum" diyorum, "Ben de aynı sizin gibi hissediyorum…"
Kısacası hiçbirimiz iyi değiliz.
Zannediyorum hepimizin bugünlerde en çok ihtiyacı olan şey psikolojik destek…
YÖK bölgeye uzmanlar göndereceğini açıkladı, MEB psikoeğitim programları başlatacak, bazı danışmanlık şirketleri bir araya gelerek depremzedelere psikososyal destek vereceklerini ilan ediyorlar.
Kısacası örselenen ruhlarımıza pansuman yapmak için artık ikinci ve çok kritik aşamaya geçiliyor.
5400’den fazla uzmanı bir araya getiren APDEP
Ben bugün size Afet Psikososyal Destek Platformu’ndan (APDEP) bahsetmek istiyorum zira gördüğüm kadarıyla 5400’den fazla uzmanı bir araya getirmiş, en geniş katılımlı platformlardan biri bu.
Benim özellikle dikkatimi çeken programa katılan psikiyatri uzmanları, klinik psikologlar, psikoloji danışmanlarının danışanlar ile belli bir süre çalışmadan programdan çıkamama şartı. Devamlılık için taahhütname alıyorlar. Bu, büyük bir travma atlatmış danışan açısından bence çok önemli.
Depremin ilk şaşkınlık ve üzüntüsü ile böyle girişimlere başvuran ama birkaç hafta sonra bu hava değişince hayatına kaldığı yerden devam etme potansiyeli olan bir çok "uzman" olabilir ve muhtemelen de olacaktır. İşte böyle maymun iştahlılık ve bencilliğin önüne 10 seans şartı getirerek geçmişler.
Psikiyatrist Dr. Mahir Yeşildal ve Psikolog Tuba Karacan tarafından kurulan platformda Arif Verimli, Mustafa Bilici, Tamer Aker, Hakan Türkçapar, Ayşe Bilge Selçuk ve Tayfun Doğan gibi kamuoyunca bilinen profesörler de var.
Bölgede olup, çadırlarda, konteynerlarda hem depremzedelere, hem gönüllülere ücretsiz ve ön şartsız destek olmaya başladılar. Kürtçe, Arapça ve Zazaca bilen terapistler de olacakmış.
APDEP olarak ya da Mahir Yeşildal ve Tuba Karacan’ın sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz…
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke16 dakika önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?3 gün önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor6 gün önce
- 'Erkek' kazandı1 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?1 hafta önce
- Siyah-beyaz2 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"2 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…2 hafta önce
- Çözüm süreci değil kardeşlik hareketi3 hafta önce
- Kötülüğün kaynağı ve Fetullah Gülen3 hafta önce