Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal ile 12 Mart'ta Habertürk TV’de sevgili Kübra Par'ın moderatörlüğünde bir yayına katıldım. Hatırlayacaksınız, orada Sayın Aydal Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı kanun ile ilgili kıyamet koparan açıklamasını yaptı.

O günden beri 6284 çok tartışılan bir başlık haline geldi, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık net bir şekilde "6284 kırmızı çizgimizdir" dediler, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik Yeniden Refah’tan kendilerine iletilmiş en ufak bir talep listesi olmadığını açıkladılar ve YRP’nin Cumhur İttifakı çatısı altına girip girmeyeceğinden çok 6284 ile ilgili herhangi bir tasarruf olup olmayacağı gündeme oturdu zira iki taraftan da gelen haberler büyük bir sürpriz olmazsa anlaşmanın sağlanma aşamasında olduğunu gösteriyordu.

Hem AK Parti hem de YRP cephesi ile bu süreçte yaptığım görüşmelerden edindiğim bilgiler prensipte uzlaşma sağlanmak üzere olunduğu yönünde idi. MHP de konuya son derece olumlu yaklaşıyordu.

Ancak pazar akşamı işin değiştiğine dair bilgiler gelmeye başladı.

Gece saat 23’ten sonra Milli Görüş tabanına yakın isimlerden anlaşma sağlanmadığını ileri süren mesajlar telefonuma düştüğünde önce bana pek inandırıcı gelmedi, ancak son derece kesin bir dille YRP’nin tek başına seçime gideceğini, Fatih Erbakan’ın da cumhurbaşkanı adayı olacağını söylüyorlardı.

Ben de bu iddiayı o akşam katıldığım Habertürk TV yayınında paylaştım.

Dün öğlen Sayın Erbakan’ın açıklaması ile iş netleşti.

Peki ama ne oldu?

Taraflar anlaşmaya bu kadar yaklaşmışken iş neden bozuldu? Ya da baştan beri niyet anlaşmak değil miydi?

Ben açıkçası son dakikada böyle sürpriz bir çıkışın çok hakkaniyetli olduğu kanısında değilim. AK Parti açısından bu yaşananların rencide edici olduğunu düşünüyorum. Üzerine bir de 6284 diye bir tartışma başlığı bırakarak gitti YRP.

Bu şaşırtıcı kararın sebebini öğrenmek için partinin genel başkan yardımcısı Sayın Doğan Aydal’ı aradım.

Aydal: Bu karar bize de sürpriz oldu

“Ne oldu Doğan Bey? Sürecin olumlu gittiği haberleri gelirken iş neden bozuldu? Konu 6284 mü? Siz parti olarak bu konuda bir talepte mi bulundunuz?” diye sordum.

“Hayır Nagehan Hanım konunun 6284 ile hiç ilgisi yok, öncelikle bunu bir netleştirelim” diyerek girdi söze Aydal, sonra da tane tane anlattı:

"Biz aslında anlaşmaya varılacağı kanaatinde idik. Hava o yöndeydi. Fakat dün gece (pazar) bazı bilgiler geldi. Ben de bunun üzerine Sayın Başkan’ı aradım, toplantıda dediler, ulaşamadım. Kiminle toplantıda olduğunu da öğrenemedim ama o toplantıdan sonra iş değişti zannediyorum.”

YRP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal bu değişimin sebebini bilmiyordu, Sayın Fatih Erbakan canlı yayında açıklama yapmadan önce bir bilgi paylaşmamış.

Bunu duyunca çok şaşırdım. Partide kararların istişare ile alınıp alınmadığını sordum.

“İstişare ile alınıyor Nagehan Hanım nitekim biz Cuma günü bir toplantı yapmıştık, çok pozitif bir havada geçmişti o toplantı, sonuç olumlu olacak gibiydi, cumartesi de il sorumluları ile toplantı vardı, o toplantıdaki hava da benzerdi fakat işte ne olduysa pazar gecesi oldu, Sayın Başkan birileriyle görüştü ve iş bozuldu.”

“Kimlerle görüştüğünü neden sormadınız bugün?” dedim, “Yarın 12’de Yönetim Kurulu toplantımız var orada Sayın Başkan açıklayacak” cevabını aldım.

“Sayın Başkan’a Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı talep etmesini önerdim”

Doğan Bey altını çize çize şu hatırlatmayı da yaptı:

“Nagehan Hanım bizimle ilgili yanlış bir kanı doğmasın, hiçbir şekilde bir pazarlık içinde olmadık, sadece kendi logomuzla girelim dedik. Ha şunu söyleyeyim, ben Sayın Başkan’a siz cumhurbaşkanlığı yardımcılığı talep edebilirsiniz, bence bu doğru olur, diye tavsiyede bulundum.”

Fatih Erbakan bu tavsiyeye uydu mu, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı talep etti mi diye sordum.

“Onu bilmiyorum Nagehan Hanım sadece beni dinlemekle yetindi herhangi bir yorum yapmadı” dedi Sayın Aydal.

"Sayın Erbakan daha önce Spor Bakanlığı ve 2 milletvekilliği koltuğunu reddetmişti"

Gelinen nokta ile ilgili kendi yorumunu da paylaştı.

Dedi ki,

“Biz zaten geçici işbirliği demiştik, illa Tayyip Bey’e seçim kazandırmak zorunda değiliz, biz güçlü bir partiyiz, ideallerimiz, amaçlarımız var. Zannediyorum onlar bizi yüzde 1,5-2’lik bir parti olarak görüp 3-5 milletvekilliği teklif etmiş olabilirler halbuki Sayın Erbakan’a 2018 seçimlerine giderken Spor Bakanlığı ve 2 milletvekili koltuğu teklif etmişlerdi onu da kabul etmemişti.

Nagehan Hanım bize şöyle bir duyum geldi: Bizim logomuzla girip varlığımız göstermemizi istemediler, halbuki biz başından beri girersek parti olarak ismimizle logomuzla gireriz dedik. Bakın biz eleştirilerimizden, düşüncelerimizden feragat etmeyecektik, gelin yanlışları beraber düzeltelim diyecektik.”

Ben açıkçası Doğan Aydal’ın bu açıklamalarında bazı tutarsızlıklar görüyorum. Madem makam mevki istemiyorlar o zaman yanlışları nasıl beraber düzeltecekler? Bu, yönetimde yer alma talebine işaret etmez mi? Kaldı ki AK Parti’ye bu kadar eleştirel yaklaşıyor, yanlışlar yaptıklarını düşünüyorlarsa neden böyle bir yakınlaşma sürecine girdiler?

Sayın Aydal bu hedefin illa yönetimde yer alma isteği olmadığını, meclisteki varlıkları ile kararların üzerinde etkili olabileceklerini söyledi.

Kendisine son olarak büyük risk aldıklarını, mecliste dışarıda kalma olasılıklarının azımsanmayacak kadar yüksek olduğunu hatırlattım.

“Biz hiç öyle görmüyoruz, elbette meclise giremeyebiliriz ama partimiz hiçbir şekilde kaybetmez, logomuzu, duruşumuzu ülkeye tanıtmış olduk” dedi.

Sayın Erbakan’ın pazar akşamı kimlerle ve ne görüştüğünü henüz bilmiyorum ancak Sayın Binali Yıldırım, Sayın Ali İhsan Yavuz ve Sayın Fatih Erbakan’ın Yeniden Refah Partisi’nin önünde yaptıkları ortak basın toplantısını, günlerdir kulislere sızdırılan bilgileri ve çizilmeye çalışılan iki taraflı olumlu havayı düşününce burada AK Parti’ye yönelik adaletsiz bir yaklaşım görüyorum. YRP madem bu kadar isteksizdi o halde teklife daha rezervli yaklaşması gerekirdi.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar