Muharrem İnce ve Erdoğan-karşıtı ama Erdoğancı kesim

Ortalık hala Muharrem İnce’nin Kemal Kılıçdaroğlu lehine hangi şartlarda ve ne zaman çekileceği ile ilgili iddialardan geçilmiyor ancak ben başından beri bir şeyi anlamış değilim…

Muharrem İnce kime ve neye muhalefet ediyor?

Kimin karşısında duruyor?

En çok kimi eleştiriyor?

Açın söylediklerine bakın…

Tamam “Bu Erdoğan gitmeli” diyor.

“Bu Erdoğan yorgun, kibirli” diyor,

“5 dakika daha Erdoğan ülkeyi yönetmemelidir” diye ekliyor ama kendisini tarif ederken hep Millet İttifakı’nı hedef alıyor. Satır arasında mevcut devlet yönetiminin yaptığı birçok şeyi desteklediğini ifade ediyor.

Muharrem İnce şahsen Erdoğan'a karşıt. Kişisel bir karşıtlık bu. Ama Erdoğan'ın başında olduğu bu rejimin, bu devlet düzeninin tabularına asla karşı değil.

Sloganik ve akıllarda kalması için de biraz abartılı biçimde söylersek Muharrem İnce taraftarları da zaten bence Erdoğan-karşıtı ama Erdoğancı kesim.

Biliyorsunuz mevcut rejim 4 sütun üzerine yükseliyor. Ana sütun milliyetçilik, sonra muhafazakarlık, ardından ulusalcılık ve İslamcılık.

Muharrem İnce Cumhur İttifakı'nın ve rejimin temel resmi ideolojisi milliyetçilik zihniyetine sonuna kadar bağlı. Türk milliyetçiliğinin daha seküler-Batılı görünümlü ikizi ulusalcılığa zaten kopkoyu bağlı.

İnce'nin ana itiraz noktası İslamcılığa ve bir de zaman zaman muhafazakarlığa. Fakat bu muhalefet anlamsız. Çünkü saydığım dört ideoloji günümüz Türkiye’sinde artık bütünleşik.

Bence Muharrem Bey’in popülaritesi şahsi antipati düzeyinde Erdoğan-düşmanı olan ama kafa olarak mevcut rejim ile aynı paralelde düşünen tabandan geliyor.

Bu seçimin kritik tabanı bunlar

Bu taban Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermek istemiyor. Esasen bugün hemen hemen aynı zihniyette oldukları Erdoğan'a da elleri gitmiyor. İşte o aradan Muharrem İnce çıkıyor ve Ali Bayramoğlu'nun mukayeseli biçimde incelediği anketlerden çıkardığı üzere oyu yüzde 10'lar seviyesini zorluyor.

Bana göre bu seçimin kritik tabanı bunlar olacak. Yani şahsen Erdoğan'ı sevmeyen ama Erdoğan'ın başında olduğu düzene esasen muhalif olmayan, bilakis rejimin propaganda araçlarının milliyetçi-ulusalcı şahlanış videolarından etkilenen kesim. Dün İsmail Saymaz da "İnce'nin bu seçmen tabanı nereden geliyor araştıracağım" diyordu. Bakması gereken seçmen çevresi bu bence.

Aslında araştırmacı Osman Sert'in dediği gibi Meral Akşener'e de masadan kalkması için baskı yapan toplumsal kesim buydu. Çoğunlukla Sünni ama laik yaşam tarzına sahip, kendine Atatürkçü diyen milliyetçi-ulusalcı kesim. Akşener masaya dönünce bu grup Muharrem İnce'ye doğru aktı.

İnce'nin diline dikkat edin... Başından beri 6’lı Masa’ya yönelik kullandığı üslup iktidarın 6’lı Masa’ya karşı kullandığı üsluptan daha sert.

Ali Babacan’ı Yüce Divan’a göndermekten bahsediyor mesela. Ya da Ahmet Davutoğlu’na , “Çıkıp iki seçim arası olanları anlatacak, hesap verecek, öyle yağma yok” diye sesleniyor. “Bu masa kazanamaz” diye ekliyor.

2018’de kendisine yönelik yapılan “Saray’a giden CHP’li” ithamını CHP’ye ve hatta Kılılçdaroğlu’nun yakın çevresine çeviriyor, orayı işaret ediyor.

Bırakın ittifakın yanında olmayı, ittifakı dağıtmak istiyor

Kısacası Millet İttifakı’nın yanında şansını denemek isteyen bir siyasetçiden ziyade bu ittifakı dağıtmak isteyen bir siyasetçi havasında Muharrem İnce.

Ben o nedenle Millet İttifakı’nı desteklemesi yönündeki çabaları anlamakta zorlanıyorum. Bana göre bu ihtimal imkansıza yakın.

Bu HDP’nin MHP’yi desteklemesi gibi bir olay bence.

Diyelim yarın tamamen dönse ve 6'lı Masa için kampanya yapsa Davutoğlu ve Babacan ile ilgili sözleri ne olacak?

Büyük bir çaba ile bir araya gelmiş 6 partinin birlikteliğine bırakın inanmayı, bu birlikteliğin karşısında olduğunu söyleyen birinin desteği seçmene ne kadar geçecek?

Ayrıca Muharrem İnce vazgeçerse bu bahsettiğim Erdoğan-karşıtı ama kafa olarak bugünkü Erdoğan gibi olan tabanın Sinan Oğan'a ve Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi'ne kayacağı analizini yabana atmamak gerekir.

Bana göre siyaset bilimciler ve araştırma şirketleri bu tabanı yeterince analiz edemedi. Bu konuda özeleştiri yapan tek araştırmacı olarak da Osman Sert'i gördüğümü söylemeliyim.