"Anavatan da yavru vatan da sorumluluğunu bilecek"

Bosna Hersek dönüşü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na uçakta, Türk askerinin Amerikalılarla Suriye’ye girme ihtimalinin ne olduğunu sorduk. Çavuşoğlu’nun sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

-Türk askeri Suriye’ye girecek mi, güvenli bölgeler oluşturulup kontrol ele alınacak mı?

Biz başından beri güvenli bölgenin savunucusuyuz. Eğitilip donatılan insanların arazide heba olmaması için onlara bazı lojistik destek verilmesi gerektiği konusunda da Amerika ile hemfikiriz.

-“Türk askeri Amerikalılarla Suriye’ye girecek” şeklinde değerlendirmeler var?

Doğrudan asker göndermek değil ama danışmanlık verme gibi bazı şeyler olabilir. Türk ve Amerikan askerinin şu anda Suriye’ye girmesi konusunda bir karar yok. Bu koalisyonla beraber olur. İki ülkenin veya bizim oraya girmemiz beklenemez.

-Suudi Arabistan ve Türkiye’nin, Esad’ın Suriye’den gönderilmesi konusunda mutabakata vardıkları iddiası var...

Başından beri kapsamlı stratejilerle bir an evvel Esad’ın gönderilmesi ve DEAŞ’ın bertaraf edilmesi konusunda biz Cumhurbaşkanı’mızın ziyareti öncesinde de Suudi Arabistan’la, Mısır veya başka konularda farklı düşündüğümüz zamanlarda bile bu konuda aynı şeyleri savunuyorduk. Yeni bir anlaşma yok.

-Eğitip donatılarak alana gönderilen insanlara dönük rejim saldırı yaparsa; ortak bir hareket planından mı söz edeceğiz?

Rejimin bunlara saldırmasını engellemek lazım ama esas olan burada uyarı sistemi. Yani “Hava saldırıları yapmayacaksın. Bu bölgelere girmeyeceksin”. Böyle uyarı sistemi düşünülüyor.

-Eğit-donat ne zaman başlayacak?

Eğit-donat 9 Mayıs’ta başlıyor. Teçhizat ve personel taşıması biraz zaman aldı. İlk etapta 300 kişi, sonra ilave 300 kişi gelecek. Yıl sonuna kadar 2 bin kişiyi eğiteceğiz.

‘MUSUL’DA BAŞARI, SÜNNİLERİN DESTEĞİNİ KAZANMAYA BAĞLI’

-Irak özelinde DEAŞ’le mücadele hangi noktada?

Henüz DEAŞ’a karşı ciddi bir başarı sağlanmadı. Musul’da mücadelenin başarılı olabilmesi için Sünnilerin desteğini, güvenini kazanmak lazım. Çünkü DEAŞ’a karşı mücadelede bölgesel sahiplenme olmazsa bu etnik çatışmalara yol açabilir. Sadece Şii milislerle yaptığınız zaman, onlar gittiği yerlerde Sünnilere de saldırmaya başlıyor. Bu baskı daha da artarsa Sünnilerin DEAŞ’a olan desteği artabilir.

-Türkiye’nin katkısı ne olacak?

Musul ulusal muhafızları oluşturulmaya başlandı. Biz de bunlara eğit-donat desteği veriyoruz. Bu ulusal muhafızları güçlendirip DEAŞ’la mücadelenin içine katmak lazım. Bir taraftan da peşmergenin desteğini daha fazla almak lazım. Bugüne kadar 1600 peşmergeyi eğittik, donattık.

‘BİZİM GAYEMİZ ÇÖZÜM’

-KKTC’de yeni cumhurbaşkanı ile polemiğin kalıcı ve olumsuz etkisi olur mu?

Mustafa Akıncı, çok tatsız da bir şey söylemiş değil. Ama başlangıçlarda bazı uyarılar yapılabilir. Ben Mustafa Akıncı ile Türkiye’nin yakın işbirliği içinde çalışacağını düşünüyorum. Çözüm sürecinde Mustafa Akıncı ile bizim tutumumuzda bir fark yok. Seçildikten sonra ben de telefonda görüştüm. Türkiye ile yakın çalışma arzusu gayet iyi. Türkiye’ye de gelmek istiyor. Neticede anavatan, yavru vatan; tabii ki kardeşlik hislerimiz var. Anavatan sorumluluğunu bilecek, yavru vatan sorumluluğunu bilecek. Bu anlayış içinde her zaman olduğu gibi yolumuza devam edeceğiz. Bizim gayemiz çözüm. Bu KKTC’yi küçümseme değildir. Yavru vatan KKTC’lilerin de benimsediği bir şeydir. Gerçeğin telaffuzudur. Komplekse girmenin hiçbir anlamı yok. Ne Türkiye büyüklük kompleksine girer, ne de KKTC küçüklük kompleksine girer.

-ABD Kongresi’ne, ABD Başkanı Barack Obama’yı, “Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin, iki ülkenin ortak çıkarlarına dayalı yönde ilerlemesine dönük çalışmaya çağıran” bir karar tasarısı sunuldu...

Washington’daki görüşmelerimizin hepsinde bunu söyledik. Amerika bu işlere prim vereceğine, Türkiye ile Ermenistan arasında, Ermenistan’la Azerbaycan arasında var olan sorunların çözümüne katkı sağlarsa kalıcı bir şey yapmış olur.