Hollandalı asker
“Arka kasası Boşnak asıllı Müslüman insanlarla dolu bir kamyona bindik. Kasanın üstünü sıkıca oturttuk. Maksat Sırplar tarafından görülmesini engellemekti. Yolun yarısında 40 yaşlarında bir adam kamyona atladı. Ona ‘Her şey düzelecek’ dediğimi hatırlıyorum. O dahil hiçbirimiz birazdan 12-60 yaşları arasındaki tüm erkeklerin kurşuna dizileceğini bilmiyorduk çünkü. Kamyonu durdurdular, Boşnakları indirip kurşuna dizdiler. Hollanda’ya döndüğümde hayatım beni bekliyordu, ama aynı olmadı hiçbir şey. İş göremez raporuyla ordudan emekli edildim. Karım ve çocuklarım tarafından terk edildim. Ama anılar terk etmiyor. Unutamıyorum. Çok acıydı. Fazla acıydı. (Steve Van de Veer/Hollandalı asker. Srebrenitsa’da görev yaptı. Psikolojik tedavi gördü.)
“Yaralılarla dolu bir konvoyu Srebrenitsa’dan Tuzla’ya götüren konvoydaydım. Konvoyda yaklaşık 45 ağır yaralı vardı. Sonunda Sırp askerleri yolumuzu kesip bizi durdurdu ve konvoyu geri dönmeye, yaralıları kamyondan inip yürümeye zorladılar. Fakat gece şehre girişimiz yasaklandı ve bir gece kamyonda sabahlamak zorunda kaldık. Sabah kalktığımda manzara korkunçtu. Ölen Boşnak erkek, kamyonun kasasını öyle sıkı tutmuştu ki, eli oraya sanki yapışmıştı. Elini bir şeylerle kırmak zorunda kaldım. Silah sesleri duyuyordum ve anlamını biliyordum. Sırp askerleri, Boşnak yaralıları kurşuna diziyordu. Aldırmadım ve ailemi arayarak iyi olduğumu söyledim. (Werner van der Dungen/Hollandalı asker. Srebrenitsa’da görev yaptı. Psikolojik tedavi gördü.)
“Boşnak mültecileri taşıyan bir araçta yedek şoförlük yaptım. İçi mülteci erkek dolu bir otobüs daha geldi. Bunlar yakalanan erkekler olsa gerekti. Otobüsün içindeki bir erkek çocuk, kan ter içindeydi ve korku doluydu. Ağlıyordu. Parmağımı ona doğrultup. ‘Kes artık!’ dedim. Sustu. Sonrasında onlara neler olduğunu duyduk. Hepsi Sırplar tarafından katledilmişti. Ne işimiz vardı orada bilmiyorum. Bizim Barış Gücü askeri olarak orada olmamız yanlıştı. Bizim gönderilmemiz yanlıştı.” (Marco Koper/Hollandalı asker. Srebrenitsa’da görev yaptı. Psikolojik tedavi gördü.)
“Başhemşire Sabrina, 22 yaşında bir Boşnak Müslüman kadındı. Bir yere gitmesi gerekiyordu ve ne yapacağını sordu. Korkuyordu. Onu sakinleştirdim ve önlem olarak boynuna Kızılhaç işareti belirgin kolye takmasını söyledim. Çünkü Cenevre Anlaşması’nda Kızılhaç’ı boynunda taşıyan kişilere dokunulmayacağı yazıyordu. Yanına bir hemşire daha aldı ve onları otobüse götürdüm. Otobüsün etrafı silahlı Sırp askerleriyle doluydu. Ertesi sabah iki hemşirenin de tecavüze uğradığını duydum. Bu bana ağır geldi. Onları otobüse ben götürmüştüm. Sonraları başhemşireyi arayıp soruşturmama rağmen hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadım. Aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. (Leo van Engelen/Hollandalı asker. Srebrenitsa’da görev yaptı. Psikolojik tedavi gördü.)
“Etrafta sadece koşuşan kadınlar, çocuklar ve çaresiz insanlar vardı. Hepsi de bizden güvenlik sözü almıştı. Ve biz onları savunamadık. Hollanda’ya döndüm ama ölmek istiyordum. Masum insanları koruma sözü verdik, ama bunu gerçekleştiremedik. Utanıyorum. Orada öldürülen çocuklara mektuplar yazıyorum. Şunu yazıyorum: Umarım bizi affedersiniz ve tek suçlunun biz olduğunu düşünmezsiniz. Umarım sizi düşündüğümde içimde oluşan acıyı duyarsınız. Sizi seviyorum...” (Manolo Serrano Yvan der Hoeven/Hollandalı. Srebrenitsa’da görev yaptı. Psikolojik tedavi gördü.)
*
BM Barış Gücü olarak Bosna’da görev yapan Hollanda askerlerinin, kendilerine sığınan Boşnakları koruyamamasının 20. yıldönümü. 1995’in 12 Temmuz ile 16 Temmuz tarihleri arasında Bosnalı Sırp birlikleri, Srebrenitsa’da BM’nin güvenli bölge olarak belirlediği yerde 8 bin Müslüman yetişkin erkek ve çocuğu öldürmüştü. Dönemin Hollanda Savunma Bakanı Joris Voorhoeve, Fransa, İngiltere ve ABD’nin aralarındaki gizli bir anlaşma dolayısıyla Srebrenitsa’daki BM Barış Gücü’ne hava desteği yapılmasını engellediklerini iddia etti. Hava desteği olsaydı Ratko Mladiç engellenebilirdi.
*
Boşnakları bir şekilde koruyamayan Hollandalı askerlerin üçte ikisi görevi bıraktı. Bir kısmı tedavi gördü. 171’inin tanıklığı ise 2005 yılında “Srebrenitsa Anıları” adıyla kitaplaştırıldı. Yukarıda okuduğunuz ifadeler bu kitaptan ve askerlerin 2005 yılından önceki hallerini ifade ediyor.
*
Srebrenitsa’da hâlâ her yerden kemik çıkıyor.
- Ankara erken mi sevindi?5 dakika önce
- Trump'ın kazanması Türkiye'yi kuzey Suriye konusunda hareketlendirecek mi?56 dakika önce
- Suruç'ta beliren çözüm, büyük barışın habercisi olsun1 hafta önce
- Silahlar susmadan demokrasi gelir mi?1 hafta önce
- Bahçeli'nin tarihi çağrısı ve TUSAŞ saldırısı2 hafta önce
- 12 yıl önce ölseydi?2 hafta önce
- Yenidoğan skandalına karışan 17 hastane neden hala açık?2 hafta önce
- DEM'in kendisine ait bir iradesi yoksa devlet iradesi olanı işe almalı3 hafta önce
- Yeni dönemin motivasyonu duygusal değil bölgesel3 hafta önce
- "Kadını öldürmek daha kolay" diye mi?1 ay önce