Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

“Barış geliyor, o zaman neden devlet kalekol yapıyor, ama neden söyleyin neden?” diyorlardı.

Meğer o sırada silah stokluyorlarmış.

Neden?

Çünkü “kalleş olmak” tam da bunu gerektirir.

PKK’nın önce Dağlıca’da öldürdüğü askerler, sonra Iğdır’da öldürdüğü polisler ve derken Tunceli’de kızının gözü önünde vurduğu polis ile birlikte şehit sayımız 31’e yükseldi. Bu yazı yazıldığı sırada öyleydi ve bazı HDP’liler böyle bir gündemde bile ülkeyi Suriye olmakla tehdit edebiliyordu.

KCK eşbaşkanının barış sürecini fütursuzca sona erdirmesinin nedenlerinden biri ABD’nin IŞİD’e karşı PYD-YPG ile beraber çalışıyor olmasından ürettiği avantaj vehmiydi. Ancak gözden kaçmasın. İşlerin bu noktaya gelmesinin en önemli amili “Erdoğan başkan olmasın” talebini gözü dönmüşlüğe vardıran bir ülke düşmanlığına payanda etmiş bir entelijensiyanın, medyasının ve HDP’nin yaptığı kamuoyu imalatıdır.

Nasılsa PKK öldürdükçe “saray gladyosu” diye bir şey icat etmiş olanlar çıkar, olanı biteni bu konseptle Erdoğan’a, AK Parti’ye yıkar ve PKK muhipleri Kandil hizasında kalmaya devam eder. HDP’nin oyları korunur ve AK Parti tek başına iktidar olamaz.

13 yaşındaki Fırat Simpil PKK’nın bomba düzeneği ile hayatını kaybettiğinde TV haberine geçilen “PKK’lıların yola tuzakladığı patlayıcı erken patladı” altyazısı mesela. Bu tercih patlayıcının kendiliğinden patladığı, Fırat’ın ölümünde o mayınları o mahalleye döşeyen PKK’nın çok da büyük bir kusuru olmadığı mesajını vermek için değilse, başka ne içindi?

Aynı soruyu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 400 vekil söylemine açıklık getirmek için kullandığı “yeni Anayasa” gerekçesini hiçe sayarak “Dağlıca açıklaması” olarak haberleştirmenin mantığı ve ince işçiliği üzerine de sorabiliriz.

Sahi amaç ne?

Erdoğan’a karşı olabilirsin, başkanlık sistemine karşı olabilirsin, başka bir partiye mensup olabilirsin. Ancak tüm bunlar silahlı terör örgütüne, pamuklara saran bir dille muamele eden anchorman ve anchorwoman’ların, spiker, programcı ve yorumcuların güçlü bir kurumun logosunu arkalarına alarak yaptıkları silahlı örgüt yancılığı işlevini açıklamaya yetmiyor. Dahası bireysel çıkışlar gibi bile görünmüyor.

Bir zamanlar devlet her hak talebini ulusal güvenlik sorunu ya da rejim krizi diye adlandırır, biz de bu tanımlamaya ve özgürlüklerin bu yolla boğulmasına karşı çıkardık. Oralardan beş benzemez kirli ittifakın saray paranoyası ile ulusal güvenlik ve ülkenin bütünlüğü gibi hakikati yadsınamayacak mefhumları alaya aldığı günlere geldik.

80 öncesinde asker, yaptığı darbenin etkili olabilmesi için “şartlar olgunlaşana kadar” beklemeyi, kan su olup akana kadar müdahale etmemeyi tercih etmişti.

Şimdi de sırtını PKK’ya yaslamış bazı HDP’liler, ümidini PKK’nın silahlı seküler bir örgüt olmasına bağlamış bazı solcular, “sahibinin sesi” olarak ABD finansmanı ile fonlanan kimi elit liberaller, 17-25’i savunurken bile kendini tutamayıp “Türkiye, İsrail’i, ABD’yi karşısına alamaz, alırsa böyle yola getirirler işte” diye twit’ler atan paralel yapı mensupları aynı ortamı hazırlamaya çalışıyor gibi.

Şartların olgunlaştığı ve askere “darbe yapması” için baskı yapılmasının neredeyse meşru gösterileceği bir iklimi yaratmaya çalışan bir akıl var gibi.

Boşalan sinirlere, acı içinde sokaklara taşacak öfkenin kardeşliğimize mal olacak sonuçlar üretmesi olasılığına, sivillerin çatışmaya başlaması ihtimaline yatırım yapılıyor gibi.

PKK’nın yaptıklarının Erdoğan’a ve AK Parti’ye fatura edildiği bir yerde terörle etkin mücadelenin faydalı sonuçlarının asker lehine, yanlış ve incitici sonuçlarının AK Parti’nin eksilerine yazılacağı bir ortam ve hesapta “Ne AKP ne PKK” gibi sloganlarla orduyu darbe yapmaya teşvik etmeye yeltenenler olursa şaşırmayın.

Bu kadar kötülük bir tesadüfle bir araya gelip adaletsiz ve hakkaniyetsiz olduğu apaçık bir stratejiyi bu denli özgüvenle kurgulayamaz zira. Onların sağladığı koruma olmadan PKK bu kadar çok öldüremez.

Neyse ki amaçları hasıl olmayacak. Çok canlar yanar ama vehimleri makes bulmayacak. Çünkü ne millet o kadar hafif akıllı, ne de ordu eski ordu.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar