PKK öldürmeyi yüceltirken...

Beytüşşebap’ta tuhaf şeyler oluyor. Teröristlerin yola bomba döşediğini, konvoy geçişinde patlattıklarını, iki askerin şehit düştüğünü biliyoruz. PKK’lılara karşı operasyon düzelendiğini de. Ancak dün HDP’li vekilin Beytüşşebap kaymakamını tehdit eden twit’leri, Kaymakam Kadir Güntepe’nin sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafları ve verileri de fark etmemizi sağladı.

Kaymakam, kendisini tehdit eden HDP’li Ferhat Encü’ye gereken cevabı vermiş ve ilçede neler yaşandığını göstermiş. Güntepe’nin sosyal medya hesabında hem kendisine hem de ilçedeki devlet memurlarına, hâkimlere yöneltilmiş fiziksel bir saldırının olduğu çok açık. Duvarları kurşunlarla delik deşik edilmiş görüntüler var fotoğraflarda. Bir de oturup polisler için silahlara mermi dolduran “cephe” gerisinde çalışan ilçe kadınları var.

Kaynaklarımızın aktardığına göre, PKK 400 teröristle beraber iki gündür kaymakam başta olmak üzere ilçede ne kadar emniyet yetkilisi, memur, savcı varsa yok etmek istedi. Bu şimdilik engellenmiş durumda.

PKK’ya yönelik operasyonlardan sonra PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın yaptığı açıklama hayli ilginç: “Amacımız Beytüşşebap’ı 1 gün elimizde tutmaktı. PKK tarihinde bu tarz bir eylem ilkti.”

Dağlıca’da ve Iğdır olaylarında açıklama yapmayan Karayılan’ın Beytüşşebap’a özgü olarak yaptığı açıklama, ilçeden gelen ve PKK’nın Beytüşşebap’la işinin hâlâ bitmediği iddiasıyla birleştiğinde daha fazla anlam teşkil etmeye başlıyor.

Karayılan şu cümleleri de eklemiş açıklamasına: “Ha yarın onlar şehirlerde daha fazla katliama yönelirlerse o zaman Ölümsüzler Taburu da metropollerde harekete geçer.”

PKK’nın yeni adı Ölümsüzler Taburu mu?

Operasyonlar sürerse “Ölümsüzler Taburu” adını verdiği kiralık katillerinin Marmara’da, Ege’de katliamlar yapacağını açık açık söylüyor PKK.

HDP bu taburun neresinde duruyor peki? Karşısında mı? Yanında mı? PKK sözünü tutarsa eğer, Erdoğan karşıtlığından gidip oyunu HDP’ye veren ve sonunda şehrin bir yerinde patlayan bombalar sonucu hayatını kaybeden oydaşlarına karşı nasıl hesap vermeyi planlıyor?

“Erdoğan yüzünden” mi diyecekler?

Bilmem farkındalar mı?

Bu argümanı artık Erdoğan düşmanları bile yemiyor. Erdoğan ve AK Parti düşmanlığından “yemiş gibi” davranıyor. Ve hakikat, en acı kılığını kuşanıp geldiğinde o “mış” gibi yapmalar maskesi büyük bir gürültüyle yere düşecek.

KALEMİN HAKKI İÇİN

Savcı Selim Kiraz, Berkin Elvan adına rehin alınıp öldürüldüğünde Doğan Medya Grubu’nun star yüzlerinden biri çıkıp “Demek ki neymiş, milletin ölmüş çocuğuna sövmeyecekmişsin” diye bir laf etmişti.

Selim Kiraz’ın maruz kaldığı vahşetten “ders çıkarılması” gerektiğini ileri sürüp terörist savunusu yapmıştı.

Allah’a çok şükür bizde böyle ahlaksızlıklar bulunmuyor.

Gazeteci yazar Ahmet Hakan, evinin önünde darp edildiğinde “Ama bakın bundan ders alın” demeyi ne insafa sığdırırız ne de adil buluruz.

Çünkü bunun dersi-tersi olmaz.

İşine gelmeyen bürokratın canına kastetmek nasıl canilik ise, işine gelmeyen yazara saldırmak da o denli kalleşliktir. Sözünü beğenmediğin, fikrine karşın olduğun adamı “indirmeye” yeltenme haletiruhiyesi trend halini alırsa, kimse kimseyi eleştiremez ve her tür eleştiri “Beni hedef mi gösteriyorsun!!” şeklindeki başka bir “susturma” hamlesinin dayanağı olur.

Bu vandallığı cesaretlendiren iklimin değişmesi lazım.

Ahmet Hakan’a yapılanı kınıyor, “Geçmiş olsun” diyorum.