Sakarya'da yaşanan dehşet
Önce Yeşilköy’de denize giren birkaç Suriyeli sığınmacının yol yordam bilmez hareketlerinin yer aldığı bir video dolaştı.
Derken Ankara Yeni Mahalle’de Suriyeli ile Türk gençler arasında çıkan bir gerginlik “Yetişin, Türkleri öldürüyorlar, yüzlerce yaralı var” anonsuyla servis edildi.
Sosyal medya sabaha kadar kin kustu. “Ülkenize dönün, yoksa yapacağımızı biliriz” yollu tehditler, “Yapmayın etmeyin” diyenlere yönelik küfürler günlerce sosyal medyanın gündeminde kaldı. En büyük derdi, kaldığı otelin yavrusuna nesquik ikram etmemesi olan ünlü kötüler #SuriyelilerEvineDönsün hashtag’iyle “Evet sonuna kdr katiliorum! Hirsizlik gasp bicaklama haberlerinden bıkdık!” diye yazdı. (Yazım hataları mankenden bozma şarkıcıya aittir.)
Cahiller cahil, psikopatlar psikopattı. Ve maalesef soğukkanlı, yapıcı bir duruş geliş- tirmesi gerekenlerin mülteci meselesiyle ilgili çözümü de “Suriyeliler defolsun gitsin”in kibar versiyonundan ibaretti. Bu tavrın sahipleri bilerek ya da bilmeden tül kadar incelmiş ahlaki sınırlarını koçbaşı gibi delip yırtacak bir nefret suçuna zemin temin etmiş oldular. Bu işler böyledir. Batılı ülkeler arasında Müslümanlara karşı en makul yer olan İngitere’de son dönemde artan İslamofobik nefret suçları, Brexit’in sosyolojisinde yeşermişler, Brexit sürecinde yapılan antipropagandalar, sözde gerekçeler sayesinde zemin bulmuşlardı.
Şimdi benzeri, daha fenası Türkiye’de oluyor. Bir Avrupa ülkesine ya da ABD’ye kapağı atma peşinde koşanların “Suriyeliler gitsin de ülkeleri için savaşsın” mızıldanmalarının gölgesinde neşv ü nema bulan kötücüllük, bir başka yerde bir/birkaç psikopatın bilinçdışını şekillendirerek kan dökülmesine yol açıyor.
Sakarya’da oldu.
Suriye uyruklu, 9 aylık hamile Emani Al Rahmun, 10 aylık çocuğu Halaf ile birlikte evinden kaçırıldı, ormanlık bir alana götürülerek tecavüz edildi, başı taşla ezilerek öldürüldü. Vahşiler daha sonra Emani’nin 10 aylık çocuğunu boğdular.
İki şüpheli gözaltına alındığında ortaya çıktı ki katiller ve mütecavizler genç kadının eşine, yani aynı fabrikada çalıştıkları mesai arkadaşlarına kinlenmişler. Plan yapıp mesai arkadaşlarının çalıştığı saatlerde levye ile kırdıkları kapıdan girerek sonu vahşetle biten eylemlerini gerçekleştirmişler.
MÜLTECİLERİN HAYATI BİZİMKİ KADAR DEĞERLİ
Bu olaya, “Mesele Suriyelilik değil, mesele intikam” deyip tahfif etmeden önce kendinize şunu sorun. Beraber çalıştıkları ve “haddini bildirmek” istedikleri kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Türk olsaydı, böylesine pervasız, katmerli bir katliamı gerçekleştirmeyi göze alırlar mıydı? Cevap belli: Çok düşük bir olasılıkla evet, çok yüksek bir olasılıkla hayır.
Emani henüz 20 yaşındaydı, karnındaki bebeği doğurmasına birkaç gün kalmıştı, öldüğünde kafasının yarısı yoktu. Ve hepimiz çok üzgünüz değil mi?
Acı gerçek şu ki... Kendisine “Irkçı” dendiğinde köpüren ama bir Suriyeli ile eşit olmayı, paylaşmayı hazmedemeyen sıradan insanlar içlerindeki kötülükle başa çıkamazsa üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.
Hükümetin dış politikasına muhalefet etme adına höh desen etten önce çömleğe düşecek psikopatlara ince ince yol haritası çıkaran muhalefet/ muhalif analistler sorumluluk almadıkça üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.
Kabul ettiği mültecilerle kâh övünen, kâh masaya koz olarak koyan; kabul ettiği mültecilerin entegrasyonu için ciddi adım atmadığı gibi, bu işleri yapabilecek STK’lara da alan açmayan, milyonlarca mültecinin kendi halkıyla karşı karşıya gelmesini önleyemeyen iktidar, sahici ve işlevsel politikalar üretmeye başlamazsa üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.
Velhasılı... Mültecilerin hayatlarının bizimkiler kadar değerli olduğuna dair bir farkındalığa hizmet etmediği sürece bizim o sakil, o sümüklü üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.
Not: Emani Al Rahmun ile bebeğinin cenazesi bugün öğle namazını müteakiben Sakarya Orhan Camii’nden kaldırılacak. Katılım ne kadar yüksek olursa o kadar güçlü bir mesaj verilir. Keşke!..
- Ankara erken mi sevindi?5 dakika önce
- Trump'ın kazanması Türkiye'yi kuzey Suriye konusunda hareketlendirecek mi?56 dakika önce
- Suruç'ta beliren çözüm, büyük barışın habercisi olsun1 hafta önce
- Silahlar susmadan demokrasi gelir mi?1 hafta önce
- Bahçeli'nin tarihi çağrısı ve TUSAŞ saldırısı2 hafta önce
- 12 yıl önce ölseydi?2 hafta önce
- Yenidoğan skandalına karışan 17 hastane neden hala açık?2 hafta önce
- DEM'in kendisine ait bir iradesi yoksa devlet iradesi olanı işe almalı3 hafta önce
- Yeni dönemin motivasyonu duygusal değil bölgesel3 hafta önce
- "Kadını öldürmek daha kolay" diye mi?1 ay önce