Yeni AKM
TAKSİM’in belalı konularından biriydi AKM. Bir nesil tarafından “Cumhuriyet’in sembolü” addedildiğinden dokunulmaz hale getirilmek istenmiş, adeta kutsanmıştı. “Çevre”den merkeze yürümüş çoğunluğun iktidarı ile eski “merkez”in kültür hegemonyası arasındaki kapışmanın arzu nesnesi olarak, şimdi betondan bir çöl haline getirilmiş Taksim Meydanı’na bakıp duruyordu. Ancak yeni AKM projesi görücüye çıktı ve “AKM yıkılacak” cümlesi etrafında fırtına koparanların sessizliğine bakılırsa, yeni AKM tasarımı büyük oranda onay gördü. Gördüğüm kadarıyla sadece Mimarlar Odası tepkili. Genel Başkan Eyüp Muhcu, “AKM’yi yıkıma terk etmek de yıkmak da suçtur” demiş. Muhcu’ya göre AKM bir kültür mirası.
AKM nasıl bir kültürün mirası? Nasıl oldu da bu bina Cumhuriyet’in “yıkılmaz” sembollerinden biri haline geldi? Soruyorum, çünkü son derece sıradan, mimari ve estetik değer ifade etmeyen, açık söylemek gerekirse “bildiğin çirkin” bir yapının neden Cumhuriyet’in sembolü haline getirildiği öteden beri muamma. İnsanın aklınca, “Acaba yapımı çok uzun sürdüğü için mi?” diye bir soru bile geliyor. Zira 1930 yılında opera olarak projelendirilen binanın inşaatına ancak 1946 yılında başlanabilmiş. İstanbul Belediyesi’nin kaynak yetersizliği nedeniyle tamamlanamamış, 1953 yılında Hazine’ye devredilmiş. Bundan tam 3 yıl sonra Bayındırlık Bakanlığı projeyi “kültür merkezi” olarak revize etmiş ve görevli mimar Hayati Tabanlıoğlu gözetiminde tamamlanan inşaat ancak 1969 yılında, “İstanbul Kültür Sarayı” adıyla açılabilmiş. Bu kısa hikâye, projelendirilmesi ile hayata geçmesi arasında tam 39 sene geçen bu binanın ancak ve ancak bürokratik engellerin, savsaklamanın, hantal devlet düzeninin sembolü olabileceğini gösteriyor, Cumhuriyet’in değil.
SANATIN MERKEZİ
Ben yeni AKM’nin tasarımını beğenmedim, o ayrı. Aç parantez; çünkü yeni AKM, mevcut çizgileri korunarak şeffaflaştırılmış eski AKM’nin içine kırmızı disko topu kondurulmuş versiyonundan ibaret. Kırmızı küre Japonya bayrağında yer alan ve güneşi temsil eden şekli de anımsatıyor. Japon mitolojisine göre güneşin tanrıçası ve Japon hanedanının anası Amaterasu hükümdara bir güneş diski vermiş, o disk de şimdi hem Japon bayrağında, hem de 2019 sonrası Taksim Meydanı’nda olacak Allah izin verirse. Latife bir yana, gerçekten Japonya “Minimalizm de sıktı, şöyle havalı, ışıltılı ama milli kimliğimizi de yansıtacak bir şey yapalım” deseydi, ortaya çıkan sonuç aşağı yukarı böyle olurdu.
Taksim’e yeni bir opera binası yapmak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayallerinden biriydi. Anlaşılan hem “Selçuklu ya da Osmanlı etkisi taşımasın da ne olursa olsun” diyecek olanları, hem Erdoğan neye imza atarsa onu şeksiz şüphesiz alkışlayacak olanları, hem de eski AKM’ye anlam yükleyenleri buluşturacak bir “biçim” istenmiş. Yeni AKM’nin tasarımını, eski AKM’nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu’nun yapmış olması tesadüf değil, mimari değil, politik bir tercih olsa gerek.
Yeni AKM sadece büyüklüğüyle değil işleviyle de iddialı. Akustik konusunda dünyanın en iyi opera binalarıyla yarışacak. Sadece bina değil, büyük bir kompleks olacak. Toplam alanı 100 bin metrekare. 800 kişilik bir tiyatro salonu, 1000 kişilik konferans salonu, 285 kişilik sinema salonu, 250 kişilik oda tiyatrosu bulunacak. Dışarıdakiler de dev ekrandan içerideki programları izleyebilecek. Üst katlarda tarihi yarımadadan ikinci köprüye uzanan panoramik boğaz manzaralı restoranlar...
Yeni AKM, son yıllarda fena halde lümpenleşen Taksim ve İstiklal Caddesi’ni yeniden kültürün, sanatın, şıklığın merkezi haline getirebilir. Ancak inşallah sahnelenen operaların, oyunların, filmlerin ücreti de insaflı olur. Cumhurbaşkanı’mız, “Belli bir elitin değil tüm halkımızın programları izlediği bir yer olacak” diyor. Eski AKM’de sahnelenen konserlere, oyunlara, operalara giden de halktı. Çünkü bunlar çoğunlukla Devlet Tiyatrosu’na ait oyunlar ya da Nevzad Atlığ yönetimindeki Devlet Klasik Türk Müziği korosunun konserleri olurdu. Bilet fiyatları da sudan ucuzdu.
- Ankara erken mi sevindi?5 dakika önce
- Trump'ın kazanması Türkiye'yi kuzey Suriye konusunda hareketlendirecek mi?56 dakika önce
- Suruç'ta beliren çözüm, büyük barışın habercisi olsun1 hafta önce
- Silahlar susmadan demokrasi gelir mi?1 hafta önce
- Bahçeli'nin tarihi çağrısı ve TUSAŞ saldırısı2 hafta önce
- 12 yıl önce ölseydi?2 hafta önce
- Yenidoğan skandalına karışan 17 hastane neden hala açık?2 hafta önce
- DEM'in kendisine ait bir iradesi yoksa devlet iradesi olanı işe almalı3 hafta önce
- Yeni dönemin motivasyonu duygusal değil bölgesel3 hafta önce
- "Kadını öldürmek daha kolay" diye mi?1 ay önce