Mordor diyarında sıradan bir gündü
Manavgat yandı, Akseki yandı, Bodrum, Marmaris, Milas, Köyceğiz, Adana, Osmaniye, Kilis, Mersin, Kayseri, Kütahya yandı.
İşin en hazin yanı devlet adına çıkıp konuşanlar şurada yangını durdurduk, burada da durdurduk derken ‘şurası’ da ‘burası’ da yanmaya devam ediyordu. İçimizle beraber.
4 kişi öldü.
İlk tespitlere göre 6000 dekar tarım arazisi gitti. 150 büyükbaş hayvan, bin kadar da küçükbaş hayvan cayır cayır yandı.
Bazı yerlerde hayvanlarını yangından kurtarmaya çalışanlar suyun kesik olduğu gerçeğiyle karşılaştılar. Acı ve çaresizlik içinde yangını sütle söndürmeye çalıştılar.
Ah, ah...
NEDEN SÖNDÜREMİYORUZ?
Yangınların neden çıktığı belli değil.
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde üç ilde keşif yapıp orman yakma eylemi gerçekleştireceği ileri sürülen, PKK terör örgütü mensubu 2 kişinin yakalandığı iddia edilmişti. Ancak Manisa Valiliği "Terör operasyonu neticesinde gözaltına alınan şahısların devam eden orman yangınlarıyla irtibatlı olduklarına dair herhangi bir bilgi ya da bulgu söz konusu değildir" açıklamasını yaptı.
Öte yandan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İçişleri Bakanı Soylu'yla görüştüğünü ve Soylu’nun "Orman yangınlarının bir sabotaj sonucu çıktığına dair istihbarat bilgisine henüz ulaşılamadığını söylediğini” aktardı.
Eş zamanlı birbirinden çok uzak noktalarda yangın çıkması elbette sabotaj olasılığını çok güçlendiriyor. PKK çıkıp "Şartlar bizi buna zorladı, biz de yaktık" dese kimse şaşırmaz. 40 yıldır insan öldüren topluluk ormanda yakar hayvan da. Hakeza geçen yıl yakmıştı.
Ancak sabotaj ihtimalinin dışında, artan hava sıcaklarının yerlerdeki cam parçaları ile beraber tutuşturucu görevi gördüğünü, hakeza kızaran kozalakların patlayarak fırladıkları yeri yaktığını; bir nevi molotof kokteyli işlevi üstlendiklerini, bir yerde çıkan yangının sıcak hava akımıyla dolaşıma giren fön etkisiyle yangını çok uzak noktalara sürükleyebildiğini anlatan bilim insanlarına kulak kabartmakta da fayda var.
Sebep henüz netleşmedi.
Net olan tek şey, THK’nın kayyumunun yangın esnasında düğüne gitmesi, bir de “Arayanlar olduysa haklarını helal etsinler” gibi bir cümle kurması.
Sorun yangınların söndürülememesi.
Sorun, ihale zengininin bütün aile üyelerini jeeplendirmesi gibi, kendisine ayrı bakanlıklarını ayrı uçaklandıran, hem de üçer beşer uçaklandıran mevcut sistemin yangın söndürme uçağı alma işini önemsememesi.
İtibardan tasarruf olmaz diyerek yazlık kışlık saraylar yaptırılırken, ülkenin akciğerlerini korumak için harcama yapmanın itibardan sayılmaması.
THK diye bir kurum var, başına kayyum atanmış bir kurum, ama gerçekte var mı yok mu, varsa ne kadar var, yoksa neden böyle bir kurum var gibi yapılıyor belli değil.
O kadar ki THK'yı uçak kiralamak için arayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı, çıkan görevliden "Burada kimse yok. Herkes saat 15.30'da çıktı. Yarın sabah arayın" yanıtını aldığını söylüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı diye bir yer var ama olayları uzak bir beldenin muhtarı gibi izliyor. Muhtemelen yetkisi de o kadar.
Şöyle diyor Pakdemirli: “Envanterimizde yangın söndürme uçağımız yok, envanterimizde yangın söndürme helikopterimiz yok. Bu ezelden beri böyle. Bugüne kadar tercih edilmemiş. Ancak envantere de uçak alımı ile ilgili, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla çalışmalara başladık. İhalesini de inşallah bu sene içerisinde tamamlıyor olacağız."
Sanki daha geçen yıl ormanlarımız yakılmamış gibi bir ağırdan alma. “Eylülde ihaleye çıkacağız”. Nasıl rahatlık ama?
“Bu ezelden beri böyle, daha önce tercih edilmemiş” nasıl bir yaklaşım peki? Ezeli ebedi mi olur artık bu işin beyler? 20 yıldır iktidarsanız ve daha geçen yıl yine yanıyordu ormanlar. Ondan önce de yandı.
O zaman bugüne kadar neden yangın söndürme uçağı, helikopteri alınmadı?
Kiralama bedeli üstelik, o kadar yüksek ki, yapılan hesaplara göre üç dört aylık kiralama bedeli ile uçağın mülkiyetine sahip olmak mümkün. Neden bugüne dek olmadı?
Bir de, sosyal medyanın acul ve ağzı kalabalık mazeretçileri var.
"Başka ülkelerde de felaketler oluyor, sadece Türkiye’de orman yanıyormuş gibi davranmayın" diye sağa sola zaarıyorlar.
Başka ülkeler en azından tedbirini almış. Yangın çıktığında müdahale edebilecek donanımı, ekipmanı var adamın.
Daha geçen yıla kadar öldü bitti iflas etti halkı aç dediğiniz Yunanistan’ın 38 uçaktan oluşan yangın filosu var örneğin.
Fransa’nın 26, İtalya’nın 19, İspanya’nın 17 uçağı var.
Türkiye’nin yangın söndürme uçağı sayısı ise 3.
Üstüne üstlük bir de yine yeniden halktan para istediler, iyi mi?
Yaa. Evet.
Yine iban verdiler.
Dedim başlıktan...
Mordor diyarında sıradan bir gündü.
Güneş küçülmüş, küçülmüş ve Sauron’un zehir sarısı gözü gibi parlıyordu kapkara dumanların arasından…
Ve karanlığın kolları daha da uzayacaktı.
Konya’dan gelen katliam haberi allak bullak olmuş yürekleri bir kez daha karıştırdı.
- Ankara erken mi sevindi?5 dakika önce
- Trump'ın kazanması Türkiye'yi kuzey Suriye konusunda hareketlendirecek mi?56 dakika önce
- Suruç'ta beliren çözüm, büyük barışın habercisi olsun1 hafta önce
- Silahlar susmadan demokrasi gelir mi?1 hafta önce
- Bahçeli'nin tarihi çağrısı ve TUSAŞ saldırısı2 hafta önce
- 12 yıl önce ölseydi?2 hafta önce
- Yenidoğan skandalına karışan 17 hastane neden hala açık?2 hafta önce
- DEM'in kendisine ait bir iradesi yoksa devlet iradesi olanı işe almalı3 hafta önce
- Yeni dönemin motivasyonu duygusal değil bölgesel3 hafta önce
- "Kadını öldürmek daha kolay" diye mi?1 ay önce