Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Pınar Gültekin, Muğla’da hunharca beraber olduğu evli bir adam tarafından boğulmuş ama hayatta iken yakılmış varile konulmuş, bu şekilde korkunç yöntemlerle hayatına son verilmiş bir kadın. Hükümet katilin gereken cezayı almasını özel olarak takip edecekleri vaadini vermişti. Gelin görün ki katil haksız tahrik indirimi ile 23 yıl hapis cezası aldı, yatarı 14 yıl.

Oysa biz benzer vahşilikte bir cinayeti 2009 yılında İstanbul Etiler’de işlenen Münevver Karabulut cinayetinden de hatırlıyoruz.

Münevver Karabulut’u vahşice öldüren Cem Garipoğlu, reşit olmadığı için çocuk mahkemesinde yargılanmış, evet buraya dikkat, çocuk mahkemesinde yargılanmasına rağmen 24 yıl hapis cezası almıştı.

O davada reşit olmamasına rağmen Cem Garipoğlu için müebbet istendiğini de hatırlayalım. Eminim 18 yaşını biraz geçmiş olsaydı, Münevver’in katledilmesinden derin üzüntü duymuş kamuoyunun da baskısıyla bu ceza çok daha yüksek olurdu.

Bu durumun insanda uyandırdığı duygu Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı’ya ‘kıyak’ geçildiği duygusudur.

Sebep Pınar Gültekin’in "evli bir adamla beraber olması", dolayısıyla başına geleni "birazcık da hak ettiği" varsayımı mıdır?

İçerik tartışmasına hiç girmeden kararı veren sayın hakime sormak isterim: Durum tam tersi olsaydı, yani Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı’yı aynı şekilde katletmiş olsaydı, "Eşini boşayacaktı boşamadı duygularımla oynadı, beni toplum nazarında küçük düşürdü" diye de bir gerekçe sunsaydı aynı "haksız tahrik indirimini" Pınar Gültekin’e de uygular mıydınız?

“Evet, tabii ki uygulardık” cevabını bir lahzada hiç teklemeden veremiyorsanız, verdiğiniz karar vicdansız bir karar ve yaptığınızın adı sadece "kadın düşmanlığı".

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar