Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Üç gündür altı yaşında ailesi tarafından sadece 6 yaşındayken 29 yaşında olan bir adamla evlendirildiği iddia edilen H.K.G’yi düşünüyorum. İddia diyorum çünkü yargılama henüz başlamadı. Öte yandan sadece gazeteci Timur Soykan’ın haberini değil, iddianamenin tümünü okudum. Ortada H.K.G’nin eşi Kadir İstekli’yi uzun uzun konuşturduğu, kendisiyle 6 yaşındayken cinsel ilişki yaşamasaydı bugün sıkıntı yaşanmayacağını söylediği, Kadir İstekli’nin de kabul ettiği, hem de bir kez değil defalarca kabul ettiği ses kaydı/tapeyi tane tane okudum.

Üç gün boyunca inanmak istemedim ve bir ‘iftira payı’ bırakmaya çalıştım. İnanmak istemedim çünkü hiçbir anne babanın çocuğuna çocuk bile sayılmaz bir bebeğe bunu yapacağına ihtimal veremiyorum. Ayrıca onca yıl bu camianın içindeyim, hiçbir grup cemaat tarikat ya da aile hakkında böyle pespaye bir olay duymadım, evlilik yaşının bu derece düştüğüne tanık olmadım.

Şimdi bu rezaleti asıl örgütlediği iddia edilen yani kızını altı yaşında nikahlayan ve nikahladığı adamın nikaha benzer bir tören gerçekleşene kadar Kadir İstekli’nin kızına erişimine göz yuman baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatma Gümüşel’in hayatları gayet yolunda gitmiş diğer evlatları da video yapmış.

İddiaların yalandan ibaret olduğunu söylüyorlar.

Gelinlikle çekilmiş fotoğrafların hafızlıkla ilgili icazet töreninde çekildiğini, motive olmak için hepsinin böyle fotoğrafları olduğunu söylüyor diğer iki kız evlat.

Diyorlar ki, biz 21 yaş civarındayız ve bekarız, ablamızla aramızdaki yaş da fazla değil. Annem ve babam ablama böyle korkunç bir şey yapmış olsalar, biz neden bu yaşta bekar olalım, bize de aynısını ya da benzerini yapmazlar mıydı?

Mealen böyle diyorlar ve bu mantıklı bir soru.

EYY DİNDARLAR CEPHE SAVUNMASI YAPACAKSANIZ YAPIN AMA KENDİNİZİ DE KANDIRMAYIN

Ancak bu mantık yürütme iddianameye girmiş tapelerde Kadir İstekli’nin cinsel istismarı teyit etmesini açıklamıyor.

Vay efendim işte “HKG’nin akli dengesi yerinde olmayabilir”… Vay efendim işte “Koca da daha fazla yükselmesin diye kadın ne dese hı-hı diyor olabilir”… İnsansızlaştırılmış din savunucuları, var güçleriyle şu an 24 yaşında olan ve hayatla baş edemediği için evinden kaçıp ailesiyle bütün bağlarını koparmış olan HKG’yi ‘sorunlu ve uyduruyor’ göstermeye çalışırken bu argümanlardan yararlanıyorlar. Ve birçok samimi insanın da kafası karışıyor.

Sevgili muhafazakarlar, dindarlar.

Biliyorum, son birkaç yıldır, bütün melanetler sadece dindarlardan çıkıyormuş gibi davranan, ellerine geçirdikleri kerameti kendinden menkul moral üstünlük sopasıyla ahlakçılık ve üstünlük taslayan bir kesim karşısında paniğe kapılıyor, telaşa düşüyor, mıh giderse nal gider nal giderse at gider at giderse süvari gider hesabıyla geniş bir savunma hattı kurmaya çalışıyorsunuz. Kurun, tamam. Elbette bu furya haksız bir toptancılık içeriyor. Elbette ne bütün kuran kursları ve vakıflar Ensar vakfında olanlara ne de bütün İsmailağa cemaati, Yusuf Ziya Güvenli’ye Kadir İstekli’ye indirgenebilir. Toptancılığa ve genellemeye herkes karşı durmalı. Ama lütfen kendiniz kandırmayın.

Karşındaki insan süzme deli bile olsa, “Ben altı yaşındaydım ve ilişki oldu ve bu çok kötü oldu” mealinde gelen cümlelerin karşısında “Yaa işte ne bileyim psikolog muyum düşünemedik yaptık bir hata keh koh ” yapmazsın!

İddianamedeki ses kaydında HKG defalarca 6 yaş konusunu gündeme getirerek sitem ediyor, koca Kadir istekli bir kez bile "Yahu 6 yaşında değildin ki" demiyor. Hayatın olağan akışına uygun konuşmalar değil bu konuşmalar.

Diyeceğim o ki, o tapelere referans teşkil eden ses kaydının tamamen düzmece olduğu, dublaj olduğu, sesin Kadir İstekli’ye ait olmadığı falan kanıtlanamadığı sürece, bu hadisenin HKG’nin anlattığı gibi gerçekleştiğini düşünmek ve bir an önce kendisine din adamı diyen, alim diyen, dindarım ve hukukçuyum diyen insanları tavır almaya zorlamak durumundayız.

Çünkü ortada sadece kadının beyanı yok, kadının beyanını teyit eden, "Yaptık işte bi hata başa dönülebiliyor mu sen onu söyle" diyen erkeğin de beyanı var. Rızası dışında alınmış bir beyan da olsa, suçu teyit ediyor.

DİNİ NİKAH HİÇ BU KADAR BERBAT BİR ŞEYE ALET EDİLMEMİŞTİ

İstismarcı koca bir de diyor ki “Ne tecavüzü yaa ne alakası var?”

Yani HKG ile yani çok küçük yaşta bir kız çocuğu ile, bana göre aslında bir bebekle cinsel ilişkiyi, arada dini nikah var diye tecavüz olarak görmüyor.

En çok kanımı donduran kısım bu oldu.

Fıkıhçılar bu konuya bir el atar mı hiç sanmam.

Çünkü zımni ve yaygın ön kabullere göre nikah varsa gerisi teferruat.

Peki o kadar kolay mı dini nikah kıymak?

Şartları yok mu?

Elbette var.

En temel şart, buluğa ermemiş insanlar arasında dini nikah kıyılamaz.

Nikah akdine rızası olmayanlar arasında nikah kıyılamaz.

Kadından mihr olarak ne istediği sorulur.

6 yaşında çocuk ne istedi acaba mihr olarak, Barbie bebek ya da My Little Pony evreninden simli bir Unicorn mu?

Sonra şahitlerin olması gerekir.

Nikahın nasıl kıyılacağını bilen birinin olması gerekir.

Sahi! Kim böyle bir nikahı kıydı? Kıyabildi?

Şahitler kimdi ve böyle bir nikaha şehadet ederken yüzleri kızarmadı mı?

Nikahta şahitlerin olması koşulunun mantığı ilandır. O şahitlerin her yerde “Bu kişiler evlidir, biz şehadet ettik” demeleri, diyebilmeleridir maksat.

Bu kişiler hem şahit oldular hem sustular mı? Yoksa konuştukları halde o cemaat içinde bunu bilenler, duyanlar olduğu halde topluluk sessiz kalarak bu rezalete onay mı verdi?

Gerçekten merak ediyor insan. Bütün gözeneklerimle merak ediyorum.

Cemaatler varoluş referanslarını Al-i İmran Suresi 104. Ayetteki “İçinizde, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir. Sizden iyiliğe çağıran, güzel şeyleri emreden, iğrenç şeylerden sakındıran bir topluluk oluşsun. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır” hükmünden alır. Kötülükten iğrençlikten sakındıramayan cemaat ne işe yarıyor?

ÖRTBAS YARGISI

Sonra işin devlet boyutu da var.

14 yaşındayken 2012’de hastaneye gittiğinde doktorun ihbarı ile yine bir suç duyurusu söz konusu olmuş, ancak aile HKG’nin 17 yaşında olduğunu iddia etmiş. Hata ilginç bir detay var. Anne Fatma Gümüşel kızlarının resmi nikahsız olarak ama dini nikahla evli olduğunu beyan etmiş o soruşturmada. Mahkeme buna rağmen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş.

HKG’nin yaşının sahiden 17 olup olmadığını anlamak için doğum kaydının istenmesi yeterli ama bu yapılmamış. Çünkü aileye tavassut eden birilerinin yardımıyla olsa gerek, kemik yaşı ölçümü için 21 yaşında bir kadın HKG yerine teste sokulmuş.

Düşünün, HKG 14 yaşında. Ama aile 17 yaşındadır diyor, kemik ölçümünden 21 yaş gibi absürd bir rakam çıkıyor ama mahkeme yine de kovuşturmaya mahal yok diyor. Bütün bunlar yargı mekanizması adına skandaldır.

NASIL ÜLKE AMA….

İşe bakın. Şu tabloya bakın.

Baba baba değil, anne anne değil. Çocuğu peşkeş çekmişler.

Cemaat cemaat değil üzerine düşen iç denetimi yapmamış ve dini / ahlaki / insani kodlara bu kadar aykırı davrananı hukuk düzenine teslim etmeyi bırakın izole etmeyi bile başaramamış…

Hoca hoca değil bebeğe nikah kıymış…

Şahit şahit değil resmen gözünü yummuş…

Devletin yargısı yargı değilmiş, o da resmen havaya bakıp ıslık çalmış.

Hiçbiri ontolojik görevini ya da üstlendiği yetkinin gereğini yapmamış.

Resmen biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş… İnşallah şimdi sığındığı yer de "Hani bana hani bana" yapmaz…

Çünkü görünen o ki ülkede tek bir kanun var.

O da, “Kurtlukta düşeni yemek kanundur” kanunu…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar