Hayat öpücüğü, can simidi: PAZARTESİ
HER sabah başka bir koşuşturma içinde uyanıyoruz biz kadınlar. "Ona yetişeyim, çocuklara bunu da yapayım, eşimi ihmal etmeyeyim, kuaföre de gideyim, ofiste bugün daha fazla kalayım..." gibi bir sürü soru bir sürü iş ve program sahibiyiz, hele ki çalışkan kadınlar olarak. Geçen gün sosyal medyaya "Dünya ne derse desin pazartesi günlerini çok seviyorum..." yazıp gönderdiğimde
dedim ki biz çalışan anneler için özellikle pazartesi günü kurtarıcı, can simidi gibi, hayat öpücüğü gibi...
Hafta sonları öyle yorucu ve öyle yoğun oluyor ki benim için, inanın pazartesi günleri gazeteye erkenden, adeta koşarak gelip masamı öpecek kadar özlemiş oluyorum. Bir huzur, bir meditasyon, bir şükür haline giriyorum. Sabahın o yalnızlığı beni cezbediyor. İşte sırf bu nedenle seviyorum pazartesi günlerini tüm dünyanın aksine.
Bu söylediklerimden şikâyet ettiğim anlaşılmasın, annelik böyle acayip bir ironi hali işte. Şikâyet ettirir adama ama bir yandan da iç sesiniz "Cuma gelsin de çocuklarla hafta sonuna ulaşayım, gezelim eğlenelim, dans edelim, yemek yapalım" hayalleri kurdurur insana. Sonra yine pazartesi, isterseniz sonra yine cuma... Yumurta tavuk, tavuk yumurta hikâyesi gibi bir durum yaşadığımız aslında.
Tüm bu yaşanan annelerin koşmaca halleri arasında yanıt aradığımız en ciddi soru şu: Eşimi ihmal mi ediyorum, romantizmi unuttuk mu, hep çocukları mı düşünüyoruz ve asıl bomba nasıl mutlu bir kadın, mutlu bir eş olacağım?
Bakınız uzmanlar neler tavsiye ediyorlar?
"Bunları her gün ya da aklınıza geldikçe yapın, her halükârda kendinizi daha iyi hissedeceksiniz" diyorlar...
■ Sevginizi gösterin
Ona olan ilginizi gösteren küçük jestler, en sevdiği yemeği hazırlamak, gün ortasında atılan aşk dolu bir mesaj ya da beklenmedik bir temas, birlikteliğinize önem verdiğinizi gösterir. Hatta amacınızı fark
edemese bile kendinizi daha iyi hissetmenize sebep olacaktır.
■ Memnuniyetinizi açıkça belirtin
İngiltere'de yapılan yeni bir araştırmaya göre günlük tutulan bir memnuniyet listesi, en az bir terapinin yapacağı kadar kaygı giderici olabiliyor. Spesifik olmak önemli. Örneğin, bana kahve alması hoşuma gitti yerine, az şekerli kahve sevdiğimi hatırlaması ve benim için alması mutluluk verici diye düşünülmeli. Ayrıntılar önemli.
■ Sizi neyin mutlu kıldığının farkında olun
Araştırmalara göre, bireylerin duydukları manevi hazların farkında olması onları daha güçlü kılıyor; derin nefesler almak, kar yağışına hayran kalmak ya da uzun zamandır görüşülmeyen bir arkadaş ile zaman geçirmek gibi. Daha mutlu ve iyi hissetmeye vesile olan her şeyin farkında olmak ve bunları birer lütuf olarak görmek gerekli.
■ İş hayatını ofiste bırakın
Ofis ve serbest zaman arasına daha net bir çizgi çizmeyi başarırsanız, kendinize ve sosyal hayatınıza daha çok vakit ayırabilirsiniz. Bu demek değil ki cep telefonunuzu kapatın, bilgisayarınızı açmayın ama mesela saat 20.00'den sonra iş e-postalarınızı kontrol etmemeniz daha sağlıklı olacaktır.
■ Kendinizle barışık olun
Kendini seven insanlar, bireysel özelliklerinin onlara mutluluk ve huzur sağladığını düşünür. Bu da kendilerine, en iyi arkadaşlarına davrandıkları gibi davranmalarına sebep olur. Hatalarınız ve hatta sadece tercihleriniz için kendinizi suçlamaktan vazgeçmelisiniz. Bir insan kendisini sevmediği sürece hayatından ya da etrafındaki diğer insanlardan memnun olamaz.
■ 40 dakikanızı terleyerek geçirin ve formda kalın
10 dakika yavaş ve sonrasında 30 dakika hızlı pedal çevirmek, haftada 3 gün, iyi bir kondisyon için yeterli. Aile doktorumuz Murat Kınıkoğlu spor yapmanın, kalbi gümbür gümbür attıracak tempoda terlemenin en iyi antidepresandan çok daha iyi çözüm verdiğini söylüyor.
Kendinizi doğru çikolatayla ödüllendirin
Araştırmacılar asabi bireylerin üzerinde en büyük etkiyi sütlü çikolatanın gösterdiğini keşfetmiş. Eğer daha az kaygılıysanız bitter çikolata daha doğru tercih imiş. Başka bir araştırma ise çikolata sevgisinin yaşla değiştiğini söylüyor. Sütlü çikolata daha genç kadın işi, biter çikolatayı 40 yaş üstü kadınlar seviyor..
YARIYIL tatilinde eğlence
HER yarıyıl tatilinde ilköğretim çağındaki çocuklara yönelik eğitici ve eğlenceli atölye çalışmaları düzenleyen İş Bankası Müzesi, bu yıl da birbirinden renkli bir program tasarladı. Uzman isimlerin yönetiminde gerçekleştirilecek atölye çalışmalarına 8-13 yaş arasındaki çocuklar ücretsiz olarak katılabiliyor. Bu yıl 26 Ocak-9 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek atölye çalışmaları "Bütçe Tutum Tasarruf", "Okuma", "Tasarruf Adam", "Gizli Saklı", "Reklamlar" ve "Sandviç Resim". Atölye çalışmalarına katılmak için katılımcının adını, yaşını, iletişim bilgilerini ve katılmak istediği atölye çalışmasını içeren bilgileri müzenin internet sitesinde yer alan e-posta adresine göndermek yeterli olacak.
- Gözünüzü çocuklarınızın GÖZÜNDEN AYIRMAYIN11 yıl önce
- ANNELİK DEMEK…11 yıl önce
- Mahallenin en mutlu bebeği sizinki olsun!11 yıl önce
- Çocuklar mutfakta11 yıl önce
- Dikkat: Çocuğunuzun beyin ayarları bozulabilir!11 yıl önce
- Evimizin daimi sorunu: Çocuk odaları11 yıl önce
- Katkısız sevgi11 yıl önce
- Bitmeyen derdimiz: 2 yaşında kişilik savaşında!11 yıl önce
- Evde kalsak ne yapsak11 yıl önce
- Yeni yıl ağacı eve sevgi getirir11 yıl önce