Cem Yılmaz ile çay sohbeti

Yıl 2018...
Türk sinemasında bir ilke imza attığı yıl.
Cem Yılmaz, sinemadaki 20'nci yılını daha önce eşi görülmemiş bir oluşumla kutluyor.
'Kara Komik Filmler'...

Cem Yılmaz, aynı seansta izleyiciye, hikâyeleri birbirinden bağımsız ama zaman zaman mekânları ve karakterleri birbirine değen iki film sunacak. İzleyici, bir bilet alıp salona girdikten sonra 60 dakikalık bir film izleyecek. O film bittikten sonra ara olacak. Sonra salona tekrar girip diğer filmi izleyecek.

Yeni oluşumun ilk örneği izleyiciyle 18 Ocak'ta buluşacak.
Filmlerden biri 'Kaçamak', diğeri '2 Arada'...
Sonra 'Kara Komik Filmler'e 'Çivi' ve 'Deli' ile devam edecek.
Kasım ve aralıkta çekeceği o iki filmin gösterim tarihi ise mart.

Her iki filmin senaryosunu yazan ve yönetmenliğini yapan Cem Yılmaz'a başrollerde kimlerin eşlik ettiğini tahmin edersiniz.
Zafer Algöz, Ozan Güven, Özkan Uğur. Bir de ağabeyi Can Yılmaz.
Zafer Algöz, Ozan Güven, Özkan Uğur ile Can Yılmaz hem 'Kaçamak'ta hem de '2 Arada'da rol almıyor.

Zafer Algöz, Özkan Uğur ile Can Yılmaz, komedi türündeki 'Kaçakmak'ta yer alırken kendilerine Necip Memili ile Nilperi Şahinkaya eşlik ediyor.
Ozan Güven'in olduğu, hikâyesine yer yer komedi ögelerinin serpiştirildiği acıklı film '2 Arada'danın diğer başrol oyuncularıysa Cem Davran ile Cemre Ebuzziya.
Doğal olarak her iki filmin ana kahramanı Cem Yılmaz.
Bu arada Özkan Uğur'un İngiltere'de oyunculuk öğrenimi gören oğlu Alişhan Uğur da (Sarı gömlekli) 'Kaçamak'ta rol alıyor.

Cem Yılmaz, '2 Arada'nın Gayrettepe adlı arabalı feribottaki çekimleri sırasındaki çay sohbetinde yeni oluşumu ve sinema sektörü hakkındaki sorularımızı cevaplandırırken konu, aynı oyuncularla çalışmasına yönelik eleştirilere geldi.

'Hep aynı oyuncularla çalışıyor' yorumlarıyla filmlerinde rol alan diğer oyunculara büyük haksızlık yapıldığının altını çizererek "Arkadaşlarıyla film yapıyor deniliyor. Ne sakıncası var ki? Ben de daha kalabalık olsun istiyorum. Keşke olabilsek. Mahalleden arkadaşlarla da film çekmek isterim. Aktörlükleri varsa neden olmasın? Karakterleri zaten Zafer Ağabey'e, Özkan Ağabey'e Ozan'a ve Can Ağabeyime göre yazıyorum. Başka oyunculara göre yazsam o zaman o film, başka bir film olur" dedi.
Peki Cem Yılmaz'a 'Hep aynı oyunculara rol veriyor' eleştirisinde bulunanlar haklı mı?
Türk sinemasnıda Cem Yılmaz tarzında çalışanlar daha önce de olmuş muydu?
Olmuştu...

Onlardan biri Türk sinemasının üstatlarından Ertem Eğilmez.
Münir Özkul, Adile Naşit, Tarık Akan, Şener Şen, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, Tuncay Akça, Ahmet Arıman, Sıtkı Akçatepe...
Ertem Eğilmez filmlerinin değişmez kadrosu.
Hatta Metin Akpınar ile Zeki Alasya'yı da kadronun içine eklemek mümkün.
Bu kadroya başka birçok oyuncu birer film için dahil olmuştur.
Üstat yönetmenin aralarında 'Hababam Sınıfı', 'Bizim Aile', Süt Kardeşler', 'Gülen Gözler', 'Yalancı Yarim' ve 'Şabanoğlu Şaban'ın da olduğu filmleri aradan geçen 40 yıla rağmen güncelliğini kaybetmedi.

Hollywood'da da 'Hep aynı oyuncularla çalışan' birçok yönetmen bulunuyor.
Ridley Scott - Russell Crowe: 5 Film.
Luc Besson - Jean Reno: 5 Film.
Guillermo del Toro - Ron Perlman: 5 Film.
Paul Thomas Anderson - Philip Seymour Hoffman: 5 Film.
Wong Kar-wai - Tony Leung Chiu-Wai: 5 Film.
Steven Spielberg - Tom Hanks: 4 Film.

Peki Cem Yılmaz filmlerinin istatistikleri bu konuda ortaya nasıl bir tablo çıkarıyor?
Cem Yılmaz; Zafer Algöz, Ozan Güven, Özkan Uğur'dan oluşan kadroyla 5 film çekti.
Bu 5 filmin toplam izleyici sayısı 15 milyon 14 bin 198 kişi.
Toplam hasılatsa 160 milyon 811 bin 152 TL.
Filmlerin ortalaması yaklaşık 3 milyon izleyici, 32 milyon TL hasılat.
Konusu açılmışken, hasılatın hepsinin kendisine kaldığı yönündeki yanlış bilgiden bir hayli dertli.

Yeri gelmişken hasılatın nasıl pay edildiğinden söz edelim.
Hasılatın % 15'i belediyelerle Kültür ve Turizm Bakanlığı'na aktarılır. % 42.5'si sinema salonlarının sahiplerine, % 42.5'i ise yapımcıya kalır.
Yapımcıya net kalan para çekimlere, oyunculara, görüntü yönetmenine, müzisyenlere, reklama - ilana, diğer giderlere ve vergiye ödenen miktardan sonra belli olur.

'Cem Yılmaz, hep arkadaşlarıyla film çekiyor'da Zafer Algöz, Cem Davran ve Can Yılmaz'a da söz düşüyor.
Zafer Algöz: Birbirimizi tanıyor, birbirimizi iyi anlıyoruz. İşimiz kolaylaşıyor, verimimiz artıyor.
Cem Davran: Sosyal medyada bana 'Amma yancısın, adamların kadrosunu niye bozdun?' diye eleştiri yöneltenler oldu.
Can Yılmaz: Cem'e (Davran), yancılığı benden aldığı için özellikle teşekkür ediyorum. Ağabey kontenjanından oynamıyorum. Bir de Cem'in attığı fırçalardan dolayı oldukça sağlam yüreğinizin olması lazım. Oynayabiliyorum ki oynatıyor. Cem, gergin bir yönetmendir.

- Ne dersiniz Cem Bey?
'Gevşek bir yönetmenlik mi var?
Kısa da sürse ağabey - kardeş arasındaki o tatlı atışma çay sohbetini biraz daha renklendirdi.

Sohbet bu şekilde sürüp giderken konu Defne Samyeli ve kızları Deren Talu ile Derin Talu'ya geldi.
Hem de konuyu açan Cem Yılmaz'ın kendisi oldu.
Sevgilisi Defne Samyeli ile kızlarının da filmlerinde rol aldığı yönünde çıkan söylentilere açıklık getirdi: "Defne'nin kızları bizim filmlerde oynuyormuş. Defne de oynayacakmış. Öyle söylentiler çıktı. Hiçbiri oynamıyor. Ayrıca Defne neden oynamasın? Defne, gayet iyi bir oyuncu. 'Arkadaşlarını filmde oynatıyor, sevgilisine de rol verdi' gibi düşünceler işimizi ciddiye almıyoruz gibi bir havanın oluşmasına neden oluyor."

Merak ettiğim konulardan biri de geçtiğimiz hafta Yapımcılar Birliği'nin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Ankara'daki toplantısında neler konuşulduğuydu. Söz konusu toplantının ardından iki konu Mustafa Uslu ile Kadir İnanır'ın açıklamalarıyla polemik haline geldi. Uslu, söz konusu toplantıda yapımcıların sinema salonlarındaki büfe satışlarından pay istemelerini gündeme getirdikleri iddiasında bulunarak 'Olmaz, yapımcıların yiyecek - içecek satışlarından pay istemeleri doğru değil' demişti. İnanır ise toplantıya sadece Cem Yılmaz ile Şahan Gökbakar'ın davet edilmesini eleştirerek 'Türk sinemasını onlar mı kurtaracak?' yorumunu yapmıştı.

Cem Yılmaz, "Bakanlık, yeni bir kanun çıkaracakmış, bizi bilgilendirdi. Kişilerle ilgili bir toplantı değildi. Toplantıya ünlü komedyen Cem Yılmaz olarak değil, Yapımcılar Birliği'nin bir üyesi olarak katıldım. Davet aldım, o bir sorumluluk. İnsanlara 'Ben gelmiyorum' denmez ki. Çok ayıp bir şey. Sektörden uzak, 'Ben kafama göre takılıyorum' şeklinde davranmak da iyi bir şey değil.
- Yapımcıların büfelerin yiyecek - içecek satışından pay istediği doğru mu?
"Öyle bir şey olabilir mi? Daha doğrusu şöyle bir durum var: İnsanlar, meseleyi hep ekonomik bazlı düşünüyor. Öyle düşünmelerinin faturası da hep popüler kişilere çıkıyor."
- Kadir İnanır'ın yorumu hakkında ne dersiniz?
Kendi fikridir.

Cem Yılmaz'ın haberinin içinde Morgan Freeman fotoğrafının ne işi var diyeceksiniz?
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile yaptıkları toplantıda Türkiye'nin tanıtım konusunun gündeme gelip gelmediği yönündeki soruya Cem Yılmaz, şöyle cevap verdi:
"Öyle durumlarda Morgan Freeman olurdu. Ben olmazdım. Türkiye'nin tanıtımında Şahan ile benim olacağımı düşünmüyorum. Türkiye'nin tanıtımıyla ilgili bir sorunum yok. Yeter ki Pamukkale'de koşmayayım. Klişelerden uzak olsun da."
Cem Yılmaz'ın toplantıda Şahan Gökbakar ile barıştığı yönünde çıkan bazı haberlere cevabı ise "Şahan ile küs değildikki barışalım" oldu.

Biraz da sinema sektörünün sorunları...
Bilindiği üzere film sezonu eylül - mayıs arasındaki 8 aylık döneme sıkıştı.
Çok sayıda çekildiği için filmler, kıyasıya bir salon ve takvim mücadelesi içinde birbirlerinin önünü kesiyor.

Sektör, bu konuyu çözmek için filmlerini yaz aylarında da gösterime çıkarmak istiyor.
Ne var ki bu konuda izleyiciye 'Yaz aylarında da film izlenir' alışkanlığını kazandırmak için eylül - mayıs arasında gösterime giren filmlerin yaz aylarında yeniden gösterime çıkarılmasının dışında somut bir adım atılmadı.
Aslına bakarsanız sinema sektörü, yaz aylarının da vizyon takvimine eklenmesi adına ilk adımı BKM, Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz'dan bekliyor.

Cem Yılmaz, sezonun genişlemesi gerektiğini "O evrede izleyici yok diye bir şey yok. Salonlar güzel, klimalı, fıstık gibi" sözleriyle dile getirse de yaz aylarında gişenin riskli olduğunun altını "Yabancı filmler yaz aylarında 2 milyon kişi tarafından izlenince iyi iş yapıyor ama bizlerin filmi 2 milyon gişe yaptı mı batıyoruz" cümleleriyle çizdi.

Sohbet sonrası 'Kaçamak' ile 'İki Arada'dan bölümler izleten Cem Yılmaz'ın heyecanı, yaz tatilinden sonra okulun ilk günü sınıfa giren öğrencinin heyecanıyla eşti. Filmlerin henüz montajları tamamlanmamış olsa da gördüğüm şu ki izleyiciler, en insancıl iki duyguyu tek biletle fazlasıyla yaşayacak.
Gülmek ve hüzünlenmek...