Arda Kural'ın yeni imajı
Bir dönem psikolojik sorunlar yaşamasının ardından sıkıntılı günleri geride bırakan ünlü oyuncu Arda Kural, yeni imajını takipçileriyle paylaştı
2000'li yılların ilk dönemlerinde “Yerli Leonardio DiCaprio” olarak anılan Arda Kural, psikoz teşhisi konulmasının ardından setlere uzun bir süre ara vermişti.
20 gün Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde de tedavi gören Kural, zor günleri atlattı. Kural, "Yıldızlara Bak" filmi ile mesleğine de geri döndü. Altan Erkekli, Tarık Pabuçcuoğlu ve Güven Hokna ile aynı seti paylaşan oyuncu, önceki gün Instagram hesabından yeni bir paylaşımda bulundu.
15 KİLO VERDİ
42 yaşındaki oyuncu, takipçilerinin Kurban Bayramı'nı kutladı. Kural gönderisine, "İyi bayramlar..." notunu düştü. Yaklaşık 15 kilo veren ve saç ektiren Kural, yeni imajıyla dikkat çekti. Kural'ın paylaşımı takipçilerinden yoğun ilgi gördü.
Arda Kural, Habertürk'e verdiği röportajda şunları söylemişti...
Sıkıntılı dönemler geçirdin, şu an kendini nasıl hissediyorsun?
Çok iyiyim, keyfim yerinde. Sıkıntılıdan ziyade, katı dönemlerdi.
Katı derken?
Her şeyi kendime döndürdüğüm ya da her şeyin bana ters döndüğü zamanlardı. Tanımlanması zor. Şöhretle bir şeyler değişiyordu hayatımda. İdrak boyutunda yüksek düşüncelere eriştim. Yükseldikçe derinleştim ve bu bakış açısıyla hayatta zor yer bulmaya başladım. Hayatı incelemeye başladım.
Neden bu kadar düşündün?
Felsefe ve edebiyatla çok ilgilendim. Sorguladım. Kendimi yeniden bulup bu hayata adapte etmeye çalıştım.
Nerede yaşıyorsun şu an?
Büyükçekmece'de annem ve kardeşimle...
Peki ya baban?
Babam vefat etti.
"Ben varoşta büyümüş bir çocuğum ve o kitlenin yıldızıyım." demiştin. Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Onu yanlış söylemişim. Güngören ve Esenler arasında Serinyayla diye kalan bir yerde büyüdüm. Varoş değil de alt kültürde büyümüş bir çocuğum demek istedim. Serinyayla'da 10 yaşına kadar yaşadım. Sonra Zeytinburnu'na taşındık. Bir süre de Yalova'da yaşadıktan sonra tekrar İstanbul'a geri döndüm. Güzel bir çocukluk yaşadım. Evlat sevgisi gördüm. Ailemden beklediğim karşılığı buldum da diyebilirim.
Seni nasıl keşfettiler?
98-99 yıllarıydı. Beylikdüzü'nde yaşarken İnter Star'ın makyaj departmanının müdürü beni görmüş. Sonra benimle görüştü, "KRAL TV'de VJ'lik yapar mısın?" dedi. Ben de kabul ettim.
Sonrasında...
İnsanlar tanımaya başladı tabi. Hayranlarımdan günde 2-3 bin mektup geliyordu. Ardından reklam teklifleri geldi pek çoğunda rol aldım.
Peki oyunculuk nasıl başladı?
Senarist Tayfun Güneyer, 'Eyvah Babam'ın devamı niteliğindeki 'Eyvah Kızım Büyüdü'de oynar mısın?' dedi. Teklifi kabul ettim. Böylelikle oyunculuğa adım atmış oldum. Ondan sonra zaten şöhretim daha da arttı.
İyi paralar kazanabildin mi?
O dönemler sektörde iyi paralar vardı ama ben çok kazandığımı söyleyemem. Formalite icabı paralar kazandığım zamanlar bile oldu.
Ünlü olmanın bedeli ağır oldu mu sizin için?
Dizideki canlandırdığım karakterlerle, gerçek hayatım arasında ayrım koyamaz oldum. Çok fazla şeyi bir arada düşündüm. Bu sektörün beni değiştireceğini düşündüm. Gelen şöhretle hayat da değişime almıştı beni. Ben de değişmek istemiyordum. 'Olduğum gibi kalacağım' demiştim. Değişmek bana göre değildi. Çok kafa yordum.
Kızgın ya da kırgın olduğunuz birileri var mı?
'Emret Komutanım' dönemindeki bazı oyuncu arkadaşlarıma kırgınım.
Kim onlar?
Sarp Levendoğlu ve Ufuk Özkan...
Neden?
Mustafa Altıoklar dizide beni öne geçirmek istiyordu. Sarp kıskanıyordu. Beni o dönem çekemediklerini düşünüyorum. Sette, ezmeye çalışmalar ve akıl oyunları yaşandı. Yani benden rol çalmaya çalıştılar. 'Ben de sizden daha fazlayım' gibi garip tavırlara girmedim. Hiçbir zaman unutamayacağım. Sette beni yalnız bıraktılar. Zaten benim hayata karşı rahatsızlıklarımdan biri de orada başladı. Kıskanmayı anlarım ama göz göre göre sindirme politikası çok yanlıştı.
Yanında duran biri yok muydu?
Sermiyan Midyat'a çok teşekkür ederim o benim hep yanımda oldu.
Geçmişe dönme şansınız olsaydı neyi değiştirmek isterdin? Pişmanlıkların var mı?
Pişmanlık yaşadığım dönemler oldu. Bir sürü düşünceyi çözümlemeye çalıştım. Bugün baktığımda anlamsızmış. Kendime çok kızdım.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 20 gün kaldın? Nasıl bir süreçti...
Buradan yine tekrar edeyim; Yazılanlar gibi şizofren değil, psikozdum. Hastane iyi geldi tabi. Çok korkulacak bir şey değil. Duygusal bir yapım vardı, içimde çözemediğim problemleri çözmeye yardımcı oldu. Kendimi bulabildim, memnunum.
Bu süreçte oyuncu dostlarından görüştüğün biri oldu mu?
O zamanlar kendimi yalnızlığa çektim. Kendi içimde çözebileceğim bir problemim vardı. Şu dönemde ise konuştuğum bir kişi yok. Ama Ece Erken'i çok severim. Beni hastanede ziyaret eden tek kişi. Ece bir tanedir.
Fotoğraflar: Instagram