Çin'in 'demografik' çıkmazı: 10 yılda ABD nüfusu kadar emekli ülkeyi nasıl etkiler?
Tıpkı Japonya gibi Çin de yaşlanan nüfusuna yönelik endişeler taşıyor. Önümüzdeki on yıl içerisinde yaklaşık 300 milyon, yani neredeyse ABD nüfusu kadar insan, Çin'de emekli olmaya hazırlanıyor.
Tıpkı Japonya gibi Çin'in yaşlanan nüfusu, Pekin'in önümüzdeki on yıldaki iç tüketimi artırma yönündeki temel politika hedeflerini tehdit ediyor ve ekonominin uzun vadeli büyüme beklentileri için ciddi bir risk oluşturuyor.
2023'te rekor düzeyde düşük doğum oranı ve COVID-19'dan kaynaklanan ölüm dalgası, üst üste ikinci kez Çin'in nüfusunun azalmasına neden oldu ve demografik endişeleri artırdı. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde yaşayan 1,4 milyar kişinin büyük bir kısmı önümüzdeki 10 yıl içerisinde iş gücü havuzundan çıkacak ve kalan hayatlarını üretimden çok tüketim için geçirecek ve bu yapısal dengesizlikleri daha da kötüleştirecek.
Önümüzdeki 10 yıl içinde, şu anda yaşları 50 ila 60 arasındaki yaklaşık 300 milyon insan emeklilik bütçelerinin halihazırda zorlandığı bir dönemde işgücünü terk etmeye hazırlanıyor. Bu neredeyse 333 milyonluk ABD nüfusu kadar demek ki bu durumu daha da ürkütücü hale getiriyor.
Maliye Bakanlığı verilerine göre, devlet tarafından işletilen Çin Bilimler Akademisi, emeklilik sisteminin 2035 yılına kadar parasının tükeneceğini öngörüyor.
Az sayıda ve yalnızca yüksek vasıflı yabancı işçiyi kabul eden Çin, erkekler için 60, beyaz yakalı kadınlar için 55 ve fabrikalarda çalışan kadınlar için 50 ile dünyanın en düşük emeklilik yaşlarından birine sahip. Bu bağlamda sadece bu yıl 28 milyon kişinin emekli olması planlanıyor. Çin toplumu geleneksel olarak çocuklardan, yaşlandıkça ebeveynlerini maddi olarak desteklemelerini ve sıklıkla birlikte yaşayarak onlara bakmalarını beklese de yıllar bu geleneği de bir nebze de olsa değiştirdi.
Artık birçok Batı ülkesinde olduğu gibi hızlı kentleşme gençleri daha büyük şehirlere yönlendirerek ebeveynlerinden uzaklaştırdı. Bu da giderek artan sayıda yaşlının kişisel bakıma veya devlet ödemelerine bağımlı olmasına neden oldu.
Reuters'a konuşan Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden Yi Fuxian'ın tahminlerine göre, 2020'de her Çinli emekliye 5 çalışan destek verirken, bu oran 2035'te 2,4'e, 2050'de ise 1,6'ya düşecek. Yi'ye göre "Bu noktaya gelindiğinde Çin'deki emeklilik krizi insani bir felakete dönüşecek."
Yaşlanan bir diğer nüfus olan Japonya'nın oranı 2022'de 2'ye 1 idi ve hükümetine göre 2070'de 1,3'e 1'e ulaşması bekleniyor.
Çin'in en büyük ikinci grubu olan 30 ila 49 yaşları arasındaki yaklaşık 230 milyon insan, kariyerleri ev ve araba satın almaya yetecek kadar ilerlediği ve ebeveynler çocuklarının eğitimine harcama yapmaya başladıkları için tüketim açısından en iyi dönemdeler.
Grup 50'li yaşlarına ulaştığında çocukları okulu bitirecek ve kendi gelirlerini kazanmaya başlayacak, bu da grubun ev içi tüketime daha az katılmasının beklendiği anlamına geliyor. Şu anda 20'li yaşlarında olan bu nesil, Çin'in 1980'den 2015'e kadar uyguladığı tek çocuk politikasının doğrudan bir sonucu olan 1950'lerdeki kıtlıklardan bu yana en küçük nesil olacak.
Çin, tek çocuk politikasından vazgeçtikten sonra doğumlarda artış gördü, ancak toparlanma uygulama öncesi seviyelerin çok uzağındaydı ve aynı zamanda kısa ömürlü oldu. 2023 de dahil olmak üzere son sekiz yılın her birinde daha az çocuk doğdu.
Pekin, borçlu yerel yönetimlerin bıraktığı boşlukları kapatmak amacıyla özel firmalara kreşler, koğuşlar ve diğer yaşlı bakım altyapısı inşa etmeleri için baskı yapıyor. Ancak kâr çok uzaksa yatırım yapmaya devam edecekler mi? Bu da ülke içerisindeki bir başka tartışma konusu...
Çin, Japonya gibi Asya ülkeleri de çok sayıda yaşlının bakımı için fon arayışında. Ancak emekli sayısı artıyor, doğum oranları azalıyor...
Bu nedenle birçok yaşlı insan, emekliliklerini planlamaları gereken bir yaşta, kendi yollarını çizmek zorunda kalıyor.
* Haberin görselleri Associated Press'ten servis edilmiştir.