KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, Bloomberg HT’de
KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, Bloomberg HT'de Arzu Maliki'nin sorularını yanıtladı
KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, Bloomberg HT’de Arzu Maliki’nin sorularını yanıtladı.
Arzu Maliki: Öncelikle Elazığ'da gerçekleştirilen bu hain terör... Bunun hakkında mesajlarınızı alalım. Allahtan rahmet diliyoruz şehitlerimize. Van'da da Diyarbakır'da da geçtiğimiz günlerde yaşandı. Sizin mesajınızı alalım ve başlayalım.
Sanem Oktar: Kesinlikle öyle. Bu terör saldırılarının yaşanması çok vahim hepimiz için, ülkemiz için. O yüzden de özellikle yaşamlarının kaybedenlere Allahtan rahmet ve yaralılara da acil şifalar diliyorum ve bu zor günlerin en kısa sürede bitmesini temenni ediyorum bunlar son bulsun artık.
Arzu Maliki: Evet, Sanem Hanım öncelikle 15 Temmuz'da Türkiye büyük bir sınavdan geçti ve şu anda da üç aylık bir OHAL süreci yaşamaktayız. Siz dernek olarak KAGİDER olarak bir açıklama yaptınız bunlar hani dünya liderlerine yaptınız. İçinde Amerikan Başkanı Obama var, Putin var, Şansölye Merkel var. Öncelikle bu açıklamadan bahsedelim. Detayları neler? Nasıl bir geri dönüş aldınız bundan?
Sanem Oktar: Tabi ki. Şimdi yaşananlar gerçekten kabul edilemez bir durum. Özellikle Türkiye’nin, Türk halkının gösterdiği duyarlılık, demokrasinin arkasında duruyor olması burada çok önemli. Biz ilk gün daha, ertesi günü açıklamamızı yaptık ve hem demokrasinin hem parlamenter sistemin arkasında olduğumuz mesajını verdik. Ama bu sadece Türkiye’yi değil olanların doğru olarak tüm dünyayada anlatılması gerekiyordu.
Arzu Maliki: Sizin greye değineceğim ama şimdi mesela sizde birçok iş kadını da üyeniz. Nasıl hani daha fazla mesela yatırımcı ne düşünüyor veya bu kongrelerde mesela yabancı davetlinizde çok sizin, neler söylüyorlar? İşte buna yönelik olarak bütün yönetim kurulumuz ve KAGİDER olarak bir plan hazırladık ve bu plan etrafında öncelikli mesajımızı her yere iletmekti. Bu sadece dünya liderlerine değil aynı zamanda kurum ve kuruluşlara da aitti. Kimler vardı? Dünya bankası vardı, Ids vardı, Birleşmiş Milletler vardı, G20'de beraber çalıştığımız ortaklarımız vardı. Yani Çin'den, Japonya'dan, Arjantin'e kadar yaklaşık üç bin kişilik üst düzey STK'lar, akademisyenler, karar vericilere bir mektup hazırladık. Ne vardı burada ?
Sanem Oktar: Üç tane temel mesajımız vardı. İlki demokrasiye sahip çıktığımız, inancımız, parlamenter sistemin gerekliliği ve Türkiye'nin bunun için, Türk halkının bunun için verdiği önemli çabanın doğru olarak iletilmesi idi. İkincisi, bizler biliyorsunuz girişimciyiz, iş kadınıyız. Türk ekonomisinin güçlülüğü ve özellikle esnekliği. Biz pazartesi günü işimizin başındaydık. Türkiye'de hiç bir dükkan, hiç bir iş yeri kapanmadı. Biz işimizin başında devam ettik. Dolayısıyla işte bunun anlatılması önemliydi. Çünkü bu yurt dışından tam olarak anlaşılamayan bir şey ve diğeri de hala uluslararası organizasyonlar , yatırımlar için Türkiye önemli bir bölgede lider olduğunu ifade ediyordu. Ne tip geri bildirimler geldi? Şöyle söyleyeyim Kanada Başbakanı teşekkür etti ve bilgilendirmeden dolayı ilk mesaj ondan geldi. Öncelikle onun için söylüyorum. Diğer bir nokta da yine bitmedi. Üyelerimiz ile beraber viral bir kampanya başlattık. Altı dilde olmak üzere İngilizce, Almanca, İspanyolca, Fransızca üyelerimiz Türkiye ekonomisinde olan güvenlerini hala yatırımların devam etmesine yönelik video mesajlarını hesapladılar ve bütün sosyal medyada bunu duyurmaya başladık. En son baktığımda yaklaşık üç yüz bin kişinin izlediğini gördüm. Bunu da özellikle yurt dışına veriyoruz.
Arzu Maliki: Bir platformda yayınlıyorsunuz.
Sanem Oktar: Evet, sosyal medya platformlarını kullanıyoruz. Facebook, Twitter, Instagram üyelerimiz kendi paylaşıyorlar. Aynı zamanda bunun yaygınlaşması içinde çalışıyoruz. Önümüzde iki tane önemli planımız var. İlki Brüksel ziyaretimiz. Biliyorsunuz KAGİDER’in Brüksel'de bir ofisi var. Dolayısıyla Avrupa parlamentosuna Ekim ayında gidip olanları tam olarak anlatmak, aslında nasıl bir iş ortamı, yatırım için hala önemli olduğunu söylemek istiyoruz. Bir de Aralık ayında düzenleyeceğimiz Birleşmiş Milletler ile beraber bir konferansımız var. Onunla ilgili de çalışmaya devam ediyoruz.İki önemli işimiz var.
Arzu Maliki: Evet, bu greye değineceğim ama şimdi mesela sizde bir çok iş kadını da üyeniz. Nasıl mesela yatırımcı ne düşünüyor veya bu kongrelerde mesela yabancı davetlinizde çok sizin. Neler söylüyorlar?
Sanem Oktar: Şöyle birşey var ben şuna inanıyorum. İletişim yani sizin yaptığınız iş çok değerli. Gerçeklerde ne olduğunu doğru ifade etmek, burada gösterdiğimiz çabanın doğru anlaşılır olması gerekiyor ve bence burada bizim gibi sivil toplum kuruluşlarına önemli roller düşüyor. Bağımsız olarak gerçekleri doğru ifade edebilmek ve gerçek gücümüzü yatırımcılara doğru ifade edebilmek çok önemli. Ben iki tip yaklaşım görüyorum. Bir tanesi bekle ve gör yaklaşımı yatırımcılarda özellikle biz o hal sonrasında ne olacağını bu noktada devam edip, etmeyeceği, yatırımlara yönelik, ekonominin yapı taşlarına yönelik doğru reformların olup olmayacağını bekliyorlar. Bir kısmıda özellikle yatırımı olanların Türkiye’de inancı yüksek Türkiye’ye ve onlar Türkiye’ye olan güvenlerini ifade ediyorlar. Bu mesajları hem içerde hem dışarıda vermeye devam ediyorlar. Dolayısıyla ben iki tane yaklaşım görüyorum ben şu anda.
Arzu Maliki: Şimdi 2016'nın ikinci dönemine giriyoruz. Birinci yarıda neler yaptınız? 2016, 2015'ten daha verimli geçti diyebilir miyiz? Hedefler nelerdi? Yine bu Eylül’de kongreden bahsedeceğiz. Kadın tedarikçiler sergi reformu çok büyük bir organizasyon çünkü. Uluslararası ticaretler yapıyorsunuz. Sene nasıl geçiyor? Neler vardı hedeflerde?
Sanem Oktar: Çok doğru. Şöyle başlayayım. KAGİDER’in çok net iki tane hedefi var. Bir tanesi önümüzdeki dönemden 2025 yılına kadar üç milyon kadını istihdamın içine dahil etmek ve elli bin yeni kadın girişimci sağlayabilmek. 2025 yılına kadar. Zaten G20 ülkelerinin de 2025 yılına kadar koydukları hedefte bu. Yani diyorlar ki 2025 yılına kadar kadın ve erkek arasındaki istihdamı yüzde yirmi beş azaltacağız. Bu dünyada bir milyon kadına istihdam anlamına geliyor. Türkiye'de ise üç milyon kadının istihdama katılması anlamına geliyor. Şimdi bu makro hedeflerden baktığınızda 2015 yılında neler yaptığımızda iki önemli şey söyleyebilirim. Bir tanesi Ekonomi Bakanlığı ile beraber gerçekleştirdiğimiz 'Girişimcilik Konferansı' idi. Burada hem yurt dışındaki örnekleri bir araya getirdik iyi uygulamaları ,bis keyysleri ardındanda neler yapılabileceğini Ekonomi Bakanlığımızla çalışmaya başladık. Bu girişimcilikti. Orada üç temel konu var.
Bir tanesi kadınların finansa ulaşımı, Network sağlamaları birbirleriyle ve aynı şekilde eğitim ve bilgilendirme. Çünkü bu konularda eğitim ve bilgilendirme çalışmalarınız yaparsanız girişimcilik artıyor.Yine istihdamı artırmaya yönelik çalışmalarımız var. Buna yönelik fırsat eşitliği modelimi sertifikamız var. Bunu şirketlerle paylaşıyoruz ve şirketlerin prosedürlerini inceleyip, kadın istihdamında nasıl daha farklı yöntemler izleyebilirler, fırsat eşitliğini nasıl yaratabilirler ki ardından da kadın liderler platformu yapıyoruz. Fırsat eşitliği modeli sahip olan insan kaynakları yöneticileri bir araya gelip uygulamalarını paylaşıyorlar. Bunun çok değerli bir platform olduğunu düşünüyorum.
Çünkü birbirlerine bazen de rakip olan şirketler kadına yönelik ortak uygulamalarda bir araya geliyorlar. Örneğin biri diyor ki ben kreş uygulamasında şyle birşey yaptım da şöyle başarılı sonuçlar aldım. Diğer şirket yöneticisi biz nasıl bunu uygulayabiliriz diyor. Bu prtak akılın çok değerli olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla ikinci çalışmamızda buydu. 2016'da neler yapacaksınız diye sordunuz. Yine girişimciliği ve istihdamı desteklemek üzere Birleşmiş Milletler Ids International Trey Center’la beraber ve yine Ekonomi Bakanlığımızın katkısıyla bir konferans düzenliyoruz. 6-7-8 Aralık'ta İstanbul'da gerçekleşecek. Dünyada beşincisi olacak bu konferansın. İlk defa Türkiye'de olacak.
Bundan önce Brezilya’daydı. Amaç kadın girişimciliğinin desteklenmesi. Yani ticareti artırmak ve bizim on milyar dolarlık bir iş hedefimiz var. Üç yüz kadın yurt dışından, yüz elli kadın Türkiye'den katılıyor kadın girişimci olarak. Üç sektörde faaliyet göstermesi gerekiyor. Tekstil sektöründe, bilişim sektöründe ve turizm sektöründe. Burada bitubi yani hem birbirleriyle ticaret yapabiliyorlar hem de satın alma platformları geliyor buraya. Büyük satın almacılar dünyadan ve Türkiye'den burada Garanti Bankası, Wodafone, Walmart gibi, IBM gibi dünyadan büyük satın almacılar geliyor. Dolayısıyla ürünlerini satan kadın tedarikçilerle satın almacılar bir araya geliyor. Burada bir eğitim sürecinden geçiyor aynı zamanda kadınlar. Nasıl ticaret yapabilirler, ihracat yaparken nelere dikkat etmeleri gerekiyor, gümrük koşulları neler olması gerekiyor ve bu anlamda da bu eğitim sonrasında üç günlük bu platformun içine dahil olup aslında yeni pazarlara açılıyorlar. Yeni iş imkanları buluyorlar ve işlerini büyütmelerini sağlıyorlar.