Fiat Cinquecento'nun güzelliği sadeliğinde gizli
Gazete Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Fiat Cinquecento yani Fiat 500'ü sizin için denedi
Cinquecento büyük ihtimalle FIAT’ın en efsanevi otomobilleri arasında yer alır. İtalya’nın fukara dönemlerinin en önemli taşıma aracıdır. Ne var ki, yeni Cinquecento ya da Türkçe söylemek gerekirse yeni FIAT 500’ün fukaralıkla falan alakası yok.
FIAT birkaç yıl önce Cinquecento’yu yeniden yapmaya başladığı zaman eskisinin hatırına bugünün ölçülerine göre küçük sayılabilecek bir otomobili piyasaya verdi. Son derece sempatik, çok hoş dizayn edilmiş bir otomobildi yeni 500.
Ancak bir sorun vardı. Rakipler giderek büyür ve daha geniş hacimler sunarken, 500 küçük boyutlarıyla ancak sınırlı bir müşteri kitlesine hitap ediyordu. Buna karşın fiyatı pek de ucuz değildi. Bir anlamda iki arada bir derede kalmıştı. Güzeldi, hoştu ama deve desen deve değildi, kuş desen kuş değildi. FIAT soruna hemen bir çözüm buldu. Beğenilen ama beğenisi ölçüsünde pazar payı almayan 500’ünü büyüttü.
Önce Mini Cooper’ı andıran ama daha heybetli olan FIAT 500L’i çıkardı, arkasından da küçük değişikliklerle crossover havasına sokulan FIAT 500X’i. Benim görüşüme göre Mini Cooper ve Mini Countryman’in tam anlamıyla karşısına geçti. FIAT 500L ve X modelleri sürekli kendini yenileyerek yeni dokunuşlarla güzelleşti, farklı motor seçenekleriyle pazardaki talebe her alanda yanıt verecek hale getirildi.
Bu hafta denediğimiz otomobil de işte FIAT 500’ün yeni 16 litre dizel motorlu ve otomatik ya da daha doğru tanımla DCT şanzımanlı 500X modeli. FIAT 500X’i görünce âşık olmamak neredeyse imkânsız. Tabii bunda mat bronz renginin çok önemli katkısı olduğunu itiraf etmem lazım. Bu renge boyanmış her otomobilin güzel görüneceğinden kuşkum yok fakat 500X’e çok ama çok yakışmış bu boya. Otomobilin dış görünüşünü uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Arkadan sıradan bir hali olan 500X’in önden şahane göründüğü aşikâr. Üç ayrı bölümden oluşan farlar, sinyaller ve sis farları, ön tarafı hayli çekici yapmış. Havalandırma ızgarasının üzerindeki krom detay ve alt taraftaki metal görünümlü karter koruması, otomobilin önden görünümünü hem güçlü hem de albenili hale getirmiş.
Yandan hayli yüksek bir yapısı var 500’ün. Jantlar artık pek çok otomobilde olduğu gibi alaşım ve şık. Arka tarafta ise bir fevkaladelik yok. Benim görüşüme göre otomobilin tavanı sanki iki çıta olsa görünüm daha da iyi olabilirdi. Büyük ihtimalle aksesuvar listesinde bu çıtalar yer alacaktır. Otomobilin içi ise oldukça sempatik.
Hayli geniş bir iç hacim sunan FIAT 500X’in içinde İtalyan bir hava var. Ön ve arka koltuklar rahat. Arkada diz mesafeleri beklenin üzerinde. Basit ama basit olduğu ölçüde güzel görünen göstergelerin ortasında bir yol bilgisayarı ekranı var. Gayet kullanışlı. Ortadaki kumanda ekranı ise bu otomobilin gençlere daha fazla hitap edeceği düşünülürse biraz küçük kalmış.
En azından EGEA’da kullanılan büyüklükte bir ekran daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Ekranın büyüklüğü bir iPhone plus ekranı kadar neredeyse. Buna karşın fonksiyonları başarılı. Ancak ses düzeninin çok da başarılı olmadığını söylemem lazım. FIAT 500X, daha iyi bir ses sistemini hak ediyor.
Doğrusunu isterseniz, fiyat çok düşük olmamakla beraber 500X’in kullanıcısında yarattığı duygu çok pozitif. Hele de bu rengiyle...
3 SÜRÜŞ SEÇENEĞİ VAR
Otomobilin üç sürüş seçeneği var. Bunlardan biri yol koşullarına göre kendi kendine adapte olan Auto seçeneği. Diğeri ise sportif kullanım için gereken Sport seçeneği. Bunların dışında daha zor yol koşulları için koyulmuş Traction seçeneği var ama bunun farkını pek anlayamadım desem yeridir.
Fakat Sport seçeneğinde otomobilin motor tepkilerinin hayli değiştiğini ve güç artışının hissedildiğini söylemem şart. Gaza bastığınız anda 120 beygirlik güçten daha fazla 320 nm’lik torku hissediyorsunuz. 500X ilk kalkışta asfaltı kazıyor gibi. 100 kms hıza kadar gayet iyi. Sonrasında ivmelenme düşüyor.
Benim ulaşabildiğim maksimum sürat 185 kms oldu. Ama tahminim bunun da biraz üzerine çıkabilir gibi bir hali var aracın. Otomobilin 4 tekerde de mevcut olan disk frenleri başarılı. Ancak bence biraz daha büyük bir disk çapını hak ediyor gibi. Çünkü yüksek hızda giderken üst üste yapılan sert frenlerden sonra disklerde hafif bir tutma kaybı yaşanıyor. Normal sürüşte böyle bir durum yok.
Tüketim ise makul sayılabilecek düzeyde. Denemem sırasında otomobil 100 kilometrede 7.5 litre civarında yakıt tüketti. Normal bir kullanımda bunun 5-5.5 litreler seviyesinde kalması muhtemeldir. 500X’in fiyatına gelince... 1.6 dizel motorlu DCT şanzımanla 105 bin TL civarından başlıyor ve donanımlara göre 110 bin TL’leri aşıyor.
BAGAJ ÇOK GENİŞ DEĞİL AMA GAYET YETERLİ
İç mekânda abartılı bir lüks yok ama her şey yerli yerinde. Gözü rahatsız eden bir parçaya rastlamıyorsunuz. Abartısız bir şıklık, yeterli bir kalite düzeyi tutturulmuş. Çift bölgeli elektronik klima tüm İtalyan otomobillerinde olduğu gibi FIAT 500X’te de çok başarılı. Bagaj bölümü devasa değil ama pek çok otomobile oranla gayet yeterli.
500X’in motorunu çalıştırmak için direksiyonun yanındaki bir butona basmak kâfi. Kullandığım FIAT 500X seriye yeni katılan 1.6 litre dizel motora sahip. Motor 120 beygir güç ve 320 nm gibi oldukça yüksek bir tork üretiyor. Bu güç de 1300 kilo civarındaki otomobili yeterli güçle donatıyor.
Fatih ALTAYLI / GAZETE HABERTÜRK