Emeğe serbest dolaşım hakkı için soruşturma
Türkiye'de son yıllarda beyin göçü çok tartışılıyor. Beyin göçünün sebeplerinin başında, yetişmiş iş gücünün ülke içinde arzu ettiği koşullarda iş bulamaması geliyor. Çalışanların özgürce iş değiştirememesi ücretlerin baskı altında kalmasına, emeğiyle yaşayanların düşük ücrete mahkûm olmalarına yol açıyor. Rekabet Kurulu'nun, şirketler arasında personel geçişini önleyici "çalışan ayartmama" anlaşmalarına yönelik soruşturması, Türkiye'nin önemli sorunlarından birini oluşturan beyin göçünü önleme açısından da önem taşıyor. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç Rekabet Kurulu'nun işgücü piyasasına yönelik soruşturmasını yazdı
İşgücü piyasasında gerçekleşebilecek rekabet ihlallerinin yaratacağı olumsuz etkilere ilişkin dünyada uzun süredir akademik tartışmalar devam ediyor. Birçok ülkenin Rekabet Kurumu muadili kuruluşları da bu konuda incelemeler yapıyor.
Bizim Rekabet Kurumu da iki yıldır sessiz ve derinden soruşturma yürütüyor. Soruşturma, bazı şirketlerin, mühendisler gibi nitelikli elemanlar başta olmak üzere birbirlerinden personel almama konusunda centilmenlik anlaşması yaptıklarına ilişkin iddialar üzerine 2021’de başlatıldı. İşgücü piyasalarında işgücü/personel için rekabet halinde olan şirketlerin aralarında doğrudan veya dolaylı anlaşmalar yaparak çalışanların bir şirketten diğerine geçişini engellemeleri, çalışanları daha yüksek ücretler ve daha iyi koşullar sunan iş fırsatlarından mahrum bırakıyor. Emeği ile yaşayan insanların şirketler arasında rahatça geçiş yapmasının azalması emeğin karşılığı olan ücretlerin yapay şekilde düşük kalması sonucunu doğuruyor.
Emeğinin karşılığını yurt içinde bulamayan yetişmiş elemanlar, çareyi yurt dışına gitmekte arıyor. Türkiye’nin son yıllardaki en önemli sorunlarından birini oluşturan beyin göçünün önemli sebeplerinden birini bu oluşturuyor. Bundan mühendisi de doktoru da araştırmacıları da nasibini alıyor.
“PERSONEL AYARTMAMA” ANLAŞMASI
Rekabet Kurulu, işgücü piyasasındaki rekabetçi sorunların tespit edilmesi amacıyla şirketler arasında birbirinden “personel ayartmama” anlaşması yapılıp yapılmadığına yönelik olarak 1 Nisan 2021 tarihinde re’sen soruşturma başlattı. Çoğunluğu e-ticaret, yazılım ve bilişim sektörlerinde yer alan, yabancıların da bulunduğu 33 şirket hakkında yürütülen soruşturma çerçevesinde yerinde incelemeler gerçekleştirildi. Soruşturma yürütülen şirketlerden elde edilen bulgular doğrultusunda soruşturmaya yeni şirketler dahil edildi. 2021 yılındaki listede yer alan 33 şirketten bir kısmı soruşturma sürecinde kapsam dışında bırakılırken, soruşturmaya sonradan dahil edilenlerle toplam şirket sayısı 48 oldu.
Dosyanın konusunu “çalışan ayartmama anlaşmaları”, başka bir deyişle “centilmenlik anlaşmaları” oluşturuyor.
ŞİRKETLER SÖZLÜ SAVUNMA YAPACAK
Rekabet Kurulu, hakkında soruşturma yürütülen şirketlere ve üçüncü kişilere 18 – 19 Temmuz tarihlerinde sözlü savunma hakkı tanıdı. Sözlü savunmalar online veya yüz yüze yapılabilecek.
Sözlü savunma yapmak isteyenlerin 11 Temmuz’a kadar başvuru yapmaları gerekiyor. Vatandaşlar da Rekabet Kurumu’nun web sitesi üzerinden kayıt yaptırarak sözlü savunmaları online izleyebilecek.
Rekabet Kurulu, sözlü savunmanın ardından 15 gün içinde kararını açıklayacak. Kurulun ceza vermesi halinde şirketler idare mahkemesinde itiraz edebilecek.
BEYAZ YAKALILARI ETKİLİYOR
Şirketler arasında yapılan bu tür personel ayartmama anlaşmaları en çok beyaz yakalıları etkiliyor. Çoğunluğu yazılımcılar olmak üzere mühendislerin daha iyi koşullarda çalışabilecekleri şirketlere geçiş yapmalarının engellenmesi ücret seviyesini düşürüyor. Ücretinden memnun olmayan personel motivasyonunu yitirdiği için hem kendi potansiyelini harekete geçiremiyor hem de şirketin verimliliği olumsuz etkileniyor. Daha iyi koşullarda çalışmak isteyen yetişmiş elemanlar yurt dışında çalışmayı tercih ettiği için beyin göçü ortaya çıkıyor. Sonuçta çalışanlar da işletmeler de rekabet gücü azalan Türkiye de kaybediyor.
Rekabet Kurulu’nun bu soruşturmasına sadece emeğin serbest dolaşımının, şirketler arasında geçiş yapma özgürlüğünün sağlanması olarak bakmamak lazım. Şirketlerin ve ülkenin rekabet gücünün artırılması için önemi de gözardı edilmemelidir.