Fransa sağ gösterdi, sol vurdu
Fransa'da dün yapılan erken seçimlerin ikinci turunda sandıktan sol ittifak birinci çıktı. Seçimde, Yeni Halk Cephesi ittifakı sandıktan birinci çıkarken; Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un "Cumhuriyet İçin Hep Birlikte" ittifakı ikinci oldu. İlk turun birincisi aşırı sağcı ittifakı ise bu turda üçüncü sıraya geriledi. Özetle Fransa sağ gösterdi, sol vurdu. İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Zeybek Habertürk için yazdı...
Biliyorsunuz ki Fransa Seçimlerinin ilk turunda aşırı sağcı partinin yüzde 34'lük bir üstünlüğü vardı. Dünkü ikinci turu gerçekleştirilen Fransa seçimlerinde ise alelacele kurulan sol ittifak Yeni Halk Cephesi'nin ("Nouveau Front Populaire" - NFP) galip gelmesi büyük şaşkınlık yarattı.
Sevinç çığlıkları duyuluyordu ama her taraf kendi köşesindeydi. 7 Temmuz Pazar günü saat 20.00'ye kadar soldaki hiç kimse, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un erken seçim çağrısından sonra aceleyle kurulan sol ittifak NFP’nin yasama meclisinin ikinci turunu zirvede tamamlayacağını tahmin etmiyordu. Dolayısıyla, Paris'in 20. bölgesinde, Sosyalistlerin seçim gecesinin düzenlendiği La Bellevilloise'de bu olay için kurulan TV ekranlarında ilk tahminler geldiğinde, sevinç yağmurları yağmaya başladı. Avrupa Parlamentosu üyesi Christophe Clergeau, Macron'un takma adını kullanarak "Jüpiter'in sonu geldi" dedi.
Gerçekte, sonuç beklenmedik olmasına rağmen, NFP hükümetine giden yol hâlâ uzun: İttifak 182 sandalye kazanırken, Macron'un Ensemble koalisyonu 168, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi ise ise 143 sandalye kazandı. Sol, mutlak çoğunluktan oldukçauzak (577 sandalyenin 289'u). NFP, Macron'un 250 milletvekiline sahip görevden ayrılan koalisyonundan bile daha zayıf, göreceli bir çoğunluğa sahip olduğunda nasıl yönetebilir?
En çok sandalyeyi kazanan NFP şimdi ilk sıradaki yerini iktidar çoğunluğuna dönüştürmek için diğer siyasi güçlerle müzakere etme zorluğuyla karşı karşıya. Anayasaya göre hükümeti kurmak için kimden talepte bulunacağına Macron karar verecek. Ancak kimi seçerse seçsin, 18 Temmuz'da 15 gün boyunca toplanacak olan Ulusal Meclis'te güven oylamasıyla karşı karşıya kalacak. Bu, Macron'un milletvekillerinin çoğunluğu tarafından kabul edilebilir birini isimlendirmesi gerektiği anlamına geliyor. Macron muhtemelen Sosyalistleri ve Yeşilleri sol ittifaktan ayırmayı, Boyun Eğmeyen Fransa'yı ("La France Insoumise" - LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon) izole etmeyi ve kendi bloğuyla merkez sol koalisyon kurmayı umut edecek. Ancak bu aşamada Yeni Halk Cephesi'nin yakın zamanda dağılacağına dair bir işaret yok.
Diğer bir olasılık ise günlük işleri yönetecek ancak yapısal değişiklikleri denetlemeyecek bir teknokrat hükümetidir. Sol bloğun hâlâ parlamentonun desteğini gerektiren bu senaryoyu destekleyip desteklemeyeceği belli değildi.
Aynı zamanda, 19. bölgedeki La Rotonde Stalingrad'da, soldan ilk konuşan La France Insoumise lideri Jean-Luc Mélenchon oldu. "Muhteşem bir seferberlik dalgası"nı övdü. Aşırı sağın yenilgisini kutlayarak, "Halkımız açıkça en kötü çözümü reddetti" diye övündü. Mélenchon daha sonra dikkatini giden hükümete çevirdi: "Cumhurbaşkanı boyun eğmeli, başbakan gitmeli." Ve sol yönetmeli. İttifak içinde uzlaşmanın tamamlanmadığının bir işareti olarak Pazar akşamı her parti sonuçları ayrı ayrı kutladı ve ilk turdan farklı olarak herhangi bir ortak konuşma planlanmamıştı.
Mélenchon’un bana göre en dikkat çekici yorumu, "Filistin Devleti'nin en kısa zamanda kabul edilmesi gerekecek” oldu.
Macron, bir sonraki hamlesine karar vermek için yeni meclisin bir "yapı" bulmasını bekleyeceğini söyledi.
Bu Fransa için keşfedilmemiş bir deneyim. Macron 12 ay daha yeni parlamento seçimleri çağrısında bulunamayacak.
Başbakan Gabriel Attal, istifasını Macron'a sundu, ancak kendisinin vekil sıfatıyla hareket edecek.
*Haberin görselleri Associated Press tarafından servis edilmiştir.
