Gökçe Akyıldız: 'Evlenmeden hamile kaldı' diyenler oldu
26 yaşında anne olan genç oyuncu Gökçe Akyıldız özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu
Oyuncu Gökçe Akyıldız, 2. Sayfa programına konuk oldu. Geçtiğimiz aylarda annelik heyecanı yaşayan 26 yaşındaki Akyıldız, çocukken oyunculuğa nasıl heves ettiğini, eşiyle nasıl tanıştığını ve annelik sürecini anlattı. İşte Akyıldız'ın açıklamalarından satırbaşları:
Oğlumu parka götürüyorum oradaki veliler de ‘niye acele ettin, niye bu kadar erken evlendin’ diyorlar. Aslında erken değil benim için çünkü ben çocukları çok aşırı seven bir tipim. Bir de çocuğa bakabilmek enerji meselesi, şu an bile çok yoruluyorum. Bence doğru zaman olduğunu düşünüyorum. Anne olmak için de hazırdım. Çok planladığımız bir şey değildi ama yine de çok mutluyum.
Eşimle sette tanıştık. 3.5 sezon beraber çalıştık, ilk görüşte aşk! Çok etkilendik birbirimizden. Evlendik, bebeğimiz var. 23 yaşında falandım tanıştığımızda. Dizi başladığında ilk sezon sevgili değildik. İş arkadaşıydık. Eşim ses teknisyeni. Bir sene beraber çalıştık, birbirimizden çok etkilendik ama ilk başlarda açılamadık, hep sabrettik içimizde tuttuk ikinci sezonda söyledik.
"EVLENMEDEN HAMİLE KALDI DİYENLER OLDU"
2 ayda nişanlandık, 7 ay sonra da evlendik. Sonra da çocuğumuz geldi dünyaya. ‘Evlenmeden hamile kaldı’ diyenler oldu.
Bizim uzun süren bir ilişkimiz vardı. Evlendik. Balayından döndük her şey harika doktor kontrolüne gittik bebeğimiz olacağını öğrendik.
İlk başta biz de çok şaşırdık, evliliğimiz çok yeniydi. Bizim için de erken oldu ama sonra düşününce iyi ki olmuş.
Hamileliğimin son ayına kadar çalıştım. Oynadığım karakter önemli bir karakterdi bizde dizi bitene kadar devam ettik.
"DİZİ BENİM YÜZÜMDEN BİTMEDİ"
3.5 sezon sürdü dizimiz, dizi benim yüzümden bitmedi. Reytingler azalmıştı, bitirdiler. Şu an ben buraya kadar kendi tırnaklarımla geldim. Şimdilik zamanımı oğlumla geçiriyorum, bir yandan da projeleri inceliyorum. ‘Unutulurum’ diye korkmuyorum, iyi olan bir insan her zaman iş yapar. Ben bu konuda kendime güveniyorum.
Benim hep televizyona karşı çok büyük bir ilgim vardı. Bir gün bizimkilere söyledim ‘ben ünlü olmak istiyorum, dizilerde oynamak istiyorum’ diye abimde ‘bir ajansa yazdıralım’ dedi.
Elimden tuttu kendisi benden beş yaş büyük ben de o zamanlar sekiz yaşındayım. Taksim’de bir ajansa yazıldık. Sonra bize dediler ki ‘biz sizi arayacağız’ diye ben de bekliyorum. Bir sene boyunca hiçbir şekilde haber gelmedi.
Bir yıl sonra aradılar ‘fotoğraf çekimi yapacağız’ dediler. Çekim bitti. Bir hafta sonra reklam çekimi için çağırdılar. ‘Beni seçtiler’ diye seviniyorum seçmeymiş meğerse… Biz abimle beraber seçmelere gittik.
Yolumuzda çok uzun evimizin orada da tramvay çalışması var, otobüsle gidiyoruz… Saçlarımı jölelemişim, gidene kadar uykuya dalmışım kafamın sağ tarafı jöleden dolayı yapışmış… Biz her şeye rağmen gittik. Bir baktım 100 tane çocuk var, aynı yaştayız görünce inanamadım. Çocuklar tek tek kamera önüne geçiyor anlatıyorlar ben de onları izliyorum. Çocuklar ‘piyano çalıyorum, bale eğitimi aldım’ dediler.
Ben de kendimi düşündüm ‘piyano çalamıyorum, bale eğitimim yok ama olsun falan’ dedim. Sıra bana geldi. ‘Gökçe ben, çok istiyorum, sağa döndüm sola döndüm’ ‘tamam’ dediler.
Ertesi gün bizi aradılar. ‘Siz seçildiniz’ diye… Biz tabii şoke olduk. O kadar çocuğun arasından ben seçilmişim. Ertesi gün gittik abimle beraber annem ve babam esnaftı yoğundu işleri bırakamamışlardı dükkanı... Sabah 08.00’de gittik gece yarısı 04.00’e kadar sürdü.
10 saniyelik bir reklam çekimiydi. Yedi gün boyunca çektiler. Annem en sonunda kriz geçirip ‘Çocuklarımı eve gönderin’ demişti. Hiç bu kadar uzun saatler çalıştığı bilinmiyordu. Sadece yedi saniyelik çekimdi. Reklamdan sonra bütün akrabalar babamı aramaya başladı. Ama hayal ettiğim ekranda olmak harikaydı.