Nida sanatı nedir? Söz sanatı seslenme - Nida ne demek ve örnekleri neler?
İdeallerin, hayallerin, fikirlerin ya da duygu ve düşüncelerin yazılı ya da sözlü olarak aktarılmasına dayalı bir sanat olan edebiyatta, tüm bu bahsedilen kavramların daha güçlü ifade edilebilmesi için söz sanatlarına başvurulmaktadır. Bir yazar ya da şair, kaleme aldığı eserinde bazen okuyucunun tüm dikkatini çekebilmek, bazen anlatmak istediği fikri ya da duyguyu pekiştirmek bazen de az kelime ile çok şey anlatmak gayesiyle çeşitli söz sanatlarına başvurmaktadır. Ayrıntılar içeriğimizin devamında…
Türk edebiyatında kullanılan söz sanatları; mecaza, anlama, söze ve düşünceye dayalı söz sanatları olmak üzere 4 temel başlık altından incelenir. Peki, anlama dayalı söz sanatlarından bir tanesi olan nida sanatı örnekleri nelerdir? İşte, tüm detaylar…
Nida Sanatı Nedir?
Bir ya da birden fazla kelimenin gerçek anlamları kullanılarak yapılan bir sanat olması sebebiyle anlama dayalı bir söz sanatı olarak değerlendirilen nida sanatı; en genel ifadeyle bir hitap sanatı olarak değerlendirilmektedir. Bir şairin ya da yazarın sahip olduğu yüksek duyguları, büyük heyecanları, çok şiddetli coşkuları aktarmak için başvurduğu bu söz sanatında tüm bu hisler okuyucuya hissettirilmek istenir.
Çoğunlukla “ey, hey, hay” gibi ünlemler kullanılarak yapılan nida sanatında genellikle şair ya da yazar bir kişiye seslenmekte ve onun dikkatini eser üzerinde toplamak istemektedir. Nida sanatının kullanıldığı eserlerde konular da muhtelif olabilmektedir. Eseri kaleme alan kişi bazen bir sevgiliye bazen bir dosta seslenebildiği gibi; bir tarihi olayı da anlatabilmektedir.
Nida sanatının kendine has olan özellikleri ise şu şekilde sıralanabilir:
Nida Sanatı Örnekleri
Duyguları etkili bir şekilde aktarmak ve okuyucunun dikkati çekmek için başvurulan nida sanatının örnekleri şu şekildedir:
Örnek 1:
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Örnek 2:
…
Ebedi aşığın dönüşünü bekler,
Yalan yeminlerin tanığı çiçekler,
Artık olmayacak baharlar içinde.
Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!
Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış;
Her garipsi ayak izi kar içinde
Dönmeyen aşığın serptiği çiçekler.
Ya sen! Ey sen! Esen dallar arasından,
Bir parıltı gibi görünüp kaybolan
Ne istersin benden akşam saatinde?
Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,
Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;
Hatıraların bu uyanma vaktinde
Sensin hep, sen, esen dallar arasından.
Ey unutuş! kapat artık pencereni,
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Bir duman yükselir gibidir kederden
Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
Amansız gecenle yayıl dört yanıma
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.