Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Türkiye’de cinayetler bugüne kadar sosyologlar tarafından “kaba suç eylemi” olarak nitelendiriliyordu. İçinde zekadan eser bulunmayan ve genellikle anlık öfke nöbetlerinin acı sonuçlarıydı…

Ve fakat son bir yıl içinde işlenen cinayet hatta katliamlara bakınca, insan müthiş bir dönüşümün içinde olduğumuzu görüyor. Akıl desen yine yok, vicdan da keza…

Ama anlatılamaz bir zeka gelişimi var. Cinayetlere aylar önce hazırlanmalar, planlamadaki ince unsurlar, suç eylemi sonrasında kanıt karartmalar filan çok acayip

Türkiye’de sayısı neredeyse iki elin parmağını geçmeyecek polisiye yazarı, şimdi binlerce elle sayılamayacak kadar polisiye vakayla karşı karşıya. Üstelik hepsi “benim” diyen hikayeye taş çıkartacak kadar yaratıcı…

İnsan ister istemez ruhun gelişimine inanıyor. Ama geriye doğru. En azından biz de öyle. Şu zekayı bilime filan harcasak CERN arka bahçemiz, Nobel filan da evdeki büfemizin oyuncağı olurdu. Ama ne gezer? Yazık!

***

Düşündüren bir ceza!

İnsan hayret ediyor. “Adam pisliğin teki çıktı Rıza Baba” repliği parantezi içinde en az binlerce karakter infaz edilmiş…

Teşkilattaki memurlar, müdürler ve amirler önce ölüp, biraz sonra dirilip aramıza katılmış ve ölümden sonra bir hayat olduğu bizzat kanıtlanmış…

Hikayeye çocuk girenler neredeyse torun sahibi olma yaşına gelmiş ama babaları bırakın rütbeyi aferin bile almamış…

Yayını sırasında kentin arka sokaklarına yüzlercesi daha katılmış, İstanbul ülke büyüklüğüne gelmiş…

Ve tüm bunlar olurken Türk ekranının en uzun süreli dizisi olarak yayından hiç kalkmamış “Arka Sokaklar” RTÜK’ün gadrine uğrayıverdi…

Ceza için polemiğe açık bir neden bulundu. Kimisi de hemen ikna oldu. Bana göreyse, Türk dizileri aşk ve şiddet sarmalından hiç kurtulamamış olmasının bedelini ödüyor. Sopasını da maalesef izleyici yiyor.

Ama ne bileyim, Arka Sokaklar gibi "olağanüstü hayal gücüne sahip" bir diziyi fazladan ciddiye alıp ceza vermek de; dedim ya “ne bileyim?” işte…

***

Orantısızlığa bir çare lütfen!

“Yeniden Değerlendirme Oranı” olarak da bilinen resmi işlem, evrak ve vergilere gelen zam neredeyse yüzde 44 oranında gerçekleşti. Üstelik resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi…

2025 Ocak ayının ilk gününden itibaren devlet kapısındaki işlerimiz yüzde 44 daha pahalı, hayatta kalma oranımız yüzde 44 daha zor olacak

İyi de tam da memur, işçi ve emekli zamları konuşulurken ve rakamlarda böyle bir yüzdenin yanına bile yaklaşılamazken aradaki farkı ne olarak adlandıracağız? Ben söyleyeyim “orantısızlık”…

Tek umut kanunun yetki verdiği Cumhurbaşkanı Erdogan'ın yüzde 50 oranında indirime gitme iradesini kullanması. Peki yapar mı?

Bana göre yapacaktır. Evin hepimizin, çarşının cümlemizin olduğunu göstermek adına. Dilerim fazla romantik bir istek değildir ama durumdan vazife çıkarmanın tam sırasıdır…

***

Çabuk gitti dikkat edersen…

Dubai çikolatası rüzgarı diniverdi. Nasıl hızla girdiyse hayatımıza aynı hızla çekti gitti. Kilosu yerine göre bin liralık psikolojik sınırın çok üstüne çıkan bu melez tatlı yine “belli bir kesimin tercihi” olarak sosyal medya yoluyla hayatımıza girip, aynı kesim yeni tercihlere yönelince çekti gitti. İlahi fenomenler diyelim...

Arada fırsattan istifade hazır çikolata pazarına girip, rafa da taşınan Dubai çikolatası son tükenenden teveccüh görmeyince önce tatlıya sonra da “yaz yağmuruna” dönüştü…

Şaka bir yana, Tiriliçe, krema dolgulu lokma, Magnolia gibi acayip tatlıları hala kuyrukta bekleyen kaldı mı aramızda? Sanıyorum hayır. Durum da bu zaten…

Böyle kabartma tozu gibi yükselip, paraşütsüz inmek yerine, “Bin yıllık Tulumba tatlısına devam” derim ben. Ya da her mahallede adı değişen ama teveccühünden ödün vermeyen Şambali’ye de öyle. En azından gramı değil kilosu 200 TL filanken!

***

Hadi be Başkan açıkla şunu!

Seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump tam iki seçimdir vaatleri arasında UFO’lar hakkında bilinmeyenleri ve o ünlü 51. Bölge sırlarını halka açacağını manşete çıkarıyordu…

İlk başkanlık döneminde mesele unutuldu gitti. Hatta NASA filan neredeyse kepenk indirdi. “Ölüye yattılar” deriz ya aynen öyle…

Geçtiğimiz günlerde Amerikan Senatosu’nun bir alt kongre toplantılarından birinde dünya dışı yaşama dair belgeler ve kanıtlar sözel olarak havada uçuştu…

Hatta ABD için “Ulusal Güvenlik Sorunu” olarak tanımlandı bu fenomen vakaları. Fakat ortada ne bir delil ne de evrak vardı…

Hal böyle olunca doğal olarak gözümüz Trump’ın mesele hakkında yapacağı bir açıklamayı aramaya başladı. Şu ana kadar deyim yerindeyse “tıs” yok…

Bakalım ocaktan sonra seçmenine vaat ettiğini yapacak mı bu kez? Yoksa topu, her acayip işten sorumlu tutacağı belli olan Elon Musk’a atıp yine ölüye mi yatacak?

Belki kendini de bir zaman ulusal güvenlik sorunu olarak tanımlayanlara inat açıverir dosyanın kapağını, biz de öğrenmiş oluruz; bugüne kadar ABD tarafından önümüze atılan gerçek mi yoksa PR (Halkla İlişkiler Çalışması) mı?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar