Rıdvan Dilmen'den Dünya Kupası ve Süper Lig yorumu
Yorumcu Rıdvan Dilmen, Fransa'nın kazandığı Dünya Kupası'nı, VAR sisteminin Türkiye'de uygulanacak olmasını ve Süper Lig takımlarının transferdeki sessizliğini değerlendirdi
NTV Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, Dünya Kupası'nı ve Süper Lig takımlarının gündemini yorumladı:
Teknik olarak dünkü maçla ilgili yorum yapmak doğru değil. Ahmet Çakar'ın bir yazısı vardı. Bir tek Fransızlar Fransa'yı tutuyor diye. Benim izlediğim ortamda da böyleydi. Hırvatistan, bize de bir teselli oldu. Bizim grubumuzdan çıktılar, bizden 1 puan alabildiler.
O yüzden finale kalması bir teselli oldu. Neyin tesellisi bilmiyorum tabii. Hırvatistan'ın büyük bir başarısı ve kadrosu var. Yugoslavya bölünmemiş olsaydı, böyle bir finalin gediklisi olurlardı.
Ders çıkarabileceğimiz teknik, taktik gelişmeler oldu. Yarı finale kalan takımlara baktığımız zaman, son 8'de de hemen hemen hepsi Avrupa. Afrika'da zaten önemli takımlar yok. Son yarı finalde de İngiltere ve Belçika'nın 3'lü savunmayla oynamaları, 4'lü oynayan Fransız ve Hırvatlar'a karşı kaybettiklerini gördük. Taktik olarak cebe konabilir.
Şampiyon olan takımda da done var. Atanı tutanı iyi olacak diye. Kim Muslera, kim Gomis, şampiyon oldu Türkiye'de. Fransa Milli Takımı şampiyon oldu, santraforu gol atmadı. Hatta, isabetli şutu yok. Fıkra gibi. Dünya Kupası tarihinde, şampiyonun en uçtaki oyuncusunun gol atmadığı tek turnuva budur.
Şimdi adalet getirdi demek mümkün ama sonuçta bu bir elektronik alet. Bunu insanlar sağlayacak. Adalet insanın kendisinde olacak. Flu kararlar da olacak. Ne karar verirlerse versinler eleştirmem. Cüneyt Çakır'ın vermediği, diğeri de oyuncu kafayla vurdu ele çarptı.
Fransa lehine verilen penaltı da ince nüans şu. Bir tanesinde el ayağa götürüyor topu. Doğru karar yani. Cüneyt Çakır'ın kararı da doğru. Vücuttan ele gitmişti. Türkiye'de bunu ayırt edebilecekler mi? Türkiye'de bunun sağlıklı yürüyeceğine inanmıyorum.
İnsanın adaleti her şeyden önce gelir. İnşallah yanılırım. VAR'a Türkiye için karşıyım ama aykırı davranışları kaldıracaklar. Sahanın belirli bölümlerinde ya da kornerlerde artık kaçmak yok. 4 kırmızı kartla bitti turnuva. Kartlar da azdı.
Yakalanırım korkusu kartları azalttı. Savunma oyuncuları, kornerde duran toplarda yapacakları hamleye dikkat etmeleri gerekecek. Bunun çok hassas ve zeki şekilde teknik adamların da antrenman yapmaları lazım.
Bana göre en iyi turnuva Şampiyonlar Ligi, sonra Dünya Kupası. VAR, Şampiyonlar Ligi'nde uygulanmayacak. FIFA'nın uyguladığı VAR, Şampiyonlar Ligi'nde yok. Bu acaba FIFA ve UEFA arasındaki sorundan mı kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Oyunu durdurmak şüphem çok azaldı. Cüneyt Hoca ile de konuştum telefonla. Collina da söyledi. Yine söylüyorum; Türkiye ile Dünya arasında işler farklı yürüyor. Kulüp, insan ve taraftar profiline baktığımız zaman, sağlıklı olacağını düşünmüyorum. İnşallah yanılırım.
Collina, yarı finallerin hakemi demiş. Collina bunu yarı finalin çok önemli olduğunu söyledi. Hem 2014, hem 2018'de yarı final yönetti. Tertemiz, gurur verici, parlak bir şekilde yolunu yönetti. Yurt dışından teklif haberleriyle ilgili sordum, "Yok öyle bir teklif, ben Türkiye'de mutluyum." dedi.
Transferde sakin değil mecburuz. Sakin insanın seçeneğidir, bu zorunluluk. Özellikle kulüp yönetimlerinin söylediği gibi, deniz bitti deniyordu. İki yıldır bitiremediler, sonunda bitti. Allah sevgisi, Allah korkusu. Fakat, kanun korkusu da gerekiyor.
Kanun korkusu yoksa insanda çok rahatlıkla kanunda bir nokta varsa kullanıyor. 24 ay önce 3 milyar civarındaydı borçlar. Şimdi 9-10 milyar. O cezalar verilmezse, UEFA ne ceza verecek diye bakarız.
Koskoca Galatasaray inşallah ceza almaz. Hala UEFA ne diyecek diye bekliyoruz, kıvrandırıyorlar. Puan cezasıysa puan cezası, korkmayın kulüplerden. Artık, transferde bu durum mecburiyet oldu. Genç oyuncular alınmaya başlandı. Bu da mutluluk verici. Scout ekiplerinin daha fazla çalışması sayesinde oluyor.
2 yıl üst üste şampiyon olan, cumhuriyet tarihinin en çok kazananı olan Beşiktaş oyuncu satmak zorunda hissediyor kendini. Gelirlerde 6'ıncı, FIFA'da 36'ıncıyız. Gelirimiz arttıkça borcumuz artmış ama futbolumuz geriye gitmiş. Türkiye Ligi, U36 Ligi'nden 26-27-28 yaşlarına geri dönmeli.
En büyük sirkülasyonu Galatasaray yaptı. Galatasaray geçen sene haziran ayına öyle girdi ki, bir anda 7-8 oyuncuyla sezona başladılar. Karşılığını aldı. Bunu gören Fenerbahçe ve Beşiktaş da transfer yaptı. Şampiyonluk yarışında aday gösterilen 4 kulüp, Trabzonspor kapalı kutu olduğu için saymıyorum.
Başakşehir, Beşiktaş ve Galatasaray da hoca ve başkan kaldı. Fenerbahçe'de hem hoca hem başkan değişti. En çok taraftara sahip kulüp, nihayet ev sahibi olabilecek. İç saha deplasman olmuştu. Şİmdi iç saha eski haline dönecektir. Fakat, deplasmandaki puanları anormaldi, o normale dönecektir.
Bir avantajı var, taktik disiplini sağlam bir takım bıraktı Aykut Hoca. Mali açıdan beklenmedik bir tabloyla karşılaştı Ali KOç herhalde. Taraftar, daha hazır topçu istiyor.
Altyapıya bir hoca alındı. Antalya'ya geldiği zaman bile Fenerbahçe için geldi hissetmiştim. Fenerbahçe'nin ilk 11'de görebileceği hazır 2-3 oyuncuya ihtiyacı var. O transferler de yapılacak sanırım.