Op. Dr. Süleyman Taş'ın uyguladığı tedavi tıp literatürüne girdi!
Op. Dr. Süleyman Taş'ın 2 yıl önce uyguladığı yöntem geçtiğimiz günlerde APS (Plastik Cerrahi Arşivi Dergisi) 'de yayınlanarak tıp literatürüne girdi
Op. Dr. Süleyman Taş’ın 2 yıl önce uyguladığı yöntem geçtiğimiz günlerde APS (Plastik Cerrahi Arşivi Dergisi) ’de yayınlanarak tıp literatürüne girdi. Op. Dr. Süleyman Taş uyguladığı yönteme ilişkin, "Yüzü yanan hastada, fizyolojik hamilelik taklit edilerek ilk kez kendi dokusundan yeni yüz yapıldı.
Hastanın kendi dokusu kullanılarak uygulanan yeni yöntem ile yüz nakli tarihe karışabilir" dedi. Yeni yüzüne kavuşan Fatma Albayrak, “Aynaya baktığımda şuan ki halim daha iyi. Aynalarla barıştım. Eskiden hiç sokağa çıkamıyordum. Şimdi çıkabiliyorum. Eskiden gidemiyordum şimdi markete gidebiliyorum” dedi.
İLERİ MİKROCERRAHİ İLE YENİDEN AKTARILABİLİR DOKU OLUŞTURULDU
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Süleyman Taş, 2 buçuk aylıkken sobadan beşiğine kıvılcım sıçraması sonucu beşiğiyle birlikte yüzünün ve boynun da büyük bir kısmı yanan 25 yaşındaki Fatma Albayrak’ın yüzüne, tıp literatürüne giren ve ilk kez uygulanan mikrodiseke prefabrike flep (İleri mikrocerrahi ile yeniden aktarılabilir doku oluşturulması) yöntemini uygulayarak Albayrak’a yeni bir yüz kazandırdığını ifade etti.
“2 BUÇUK AYLIKKEN SOBADAN BEŞİĞİME KIVILCIM SIÇRADI”
Yanan yüzü nedeniyle bugüne kadar 12 ameliyat geçirdiğini belirten Fatma Albayrak, “Annemin anlattığı kadarıyla, 2 buçuk aylıkken beşikte yandım. Sobadan beşiğime kıvılcım sıçradı. O günden bugüne kadar 12 ameliyat geçirdim. Vücudumun her tarafından ameliyat için yama yani parça aldılar. Ameliyattan önce 5 duyu organım yok gibiydi. Şimdi daha rahat yemek yiyebiliyorum. Gözlerim daha iyi görüyor. Kulağım daha iyi duyuyor” diye konuştu.
“AYNALARLA BARIŞTIM MARKETE GİDEBİLİYORUM”
Tedaviden sonra artık aynalarla barıştığını belirten Fatma Albayrak, “Aynaya baktığımda şuan ki halim daha iyi. Aynalarla barıştım. Eskiye göre şimdi daha iyi. Eskiyi unutmak istiyorum. Şu anda yüzüme alışmaya çalışıyorum. Eskiden hiç sokağa çıkamıyordum. Şimdi çıkabiliyorum. Eskiden markete gidemiyordum şimdi gidebiliyorum” dedi.
“FATMA, YÜZ NAKLİNİ İSTEMİYORDU YENİ BİR YÖNTEM GELİŞTİRMEM LAZIMDI”
Fatma Albayrak’ı tedavi eden Op. Dr. Süleyman Taş, Albayrak’ın hastalığına ve uygulanan tedavi yöntemine ilişkin, “Fatma’yı tedavi etmeden önce 12 ameliyat geçirmiş ama istenilen sonucu alınamamış bir hastaydı. Gözlerini tam olarak kapatamıyordu. Ağzını tam olarak kullanamıyordu. Burnundan nefes alamıyordu. Boynunu oynatamıyordu. Kulağının bir tanesi duymuyordu. Fonksiyonel olarak çok kaybı vardı. Bu kadar fonksiyon kaybı olduğunda biz aslında yüz naklini öneriyoruz.
Fakat yüz naklinin mevcut riskleri ve kullanılan aşırı ilaç tedavisi nedeniyle Fatma’ya da yüz nakli önerilmesine rağmen Fatma istememişti. Bu durumda 12 kez ameliyat olmuş her şey denenmiş, tüm parçalar alınmıştı. Artık bana kullanabilecek bir parça kalmamıştı. Hasta yüz naklini istemiyordu. Bu nedenle benim yeni bir şey geliştirmem lazımdı. Bu hastalar için yeni bir yöntem geliştirmem lazımdı. Fatma’nın durumu beni buna itti. Fatma için ve bu tür hastalara da umut olacak bir teknik geliştirdim” diye konuştu.
“KARNINDA FİZYOLOJİK HAMİLELİĞİ TAKLİT EDEREK YENİ YÜZÜNÜ HAZIRLADIM”
Fatma Albayrak’a uygulanan “İleri mikrocerrahi ile yeniden aktırılabilir doku oluşturulması” yönteminin, uluslararası bilimsel yayın olan APS (Archives Of Plastic Surgery) dergisinde yayınlanması ile tıp literatürüne girdiğini belirten ve yöntemin ilk kez kendisi tarafından uygulandığını vurgulayan Op. Dr. Süleyman Taş, “Bu teknikte karın dokusu gibi 4-5 santimetre kalınlığında da olsa bir doku 4 milim kalınlığına kadar inebiliyor ve 30-40 santimlik büyük flepler elde edilerek 15-20 santim damar sapı olan bir serbest doku aktarımı dediğimiz teknik bu. Bu şekilde büyük dokular elde edebiliyoruz.
Bu sayede tüm yüzü yanmış bir hasta da bile tüm yüzünü alıp yerine yenisini koyabiliyorsunuz. Fatma’da yaptığım buydu. Karnında yeni yüzünü hazırladım daha önce ameliyat olması nedeniyle kalan doku miktarı çok azdı. O nedenle oraya balon koydum. Cilt altından ana damara kadar tüm damarları örümcek ağı gibi ortaya koyuyorum bunları kesmiyorum. Ondan sonra cildin altına yayıyorum. Bu süper mikro cerrahi dediğimiz deneyimi gerektiren aşırı milimetrik uç damarlar ile bile uğraştırmayı gerektiren çok zahmetli bir ameliyat.
Dünyada ilk kez denendi. Çok güzel bir gelişme. Flep doku aktarımında çok güzel bir gelişme. Sonra ise fizyolojik hamileliği taklit ettim. Altına balon koyarak dokuyu genişlettim. Çünkü bu dokuyu oradan aldıktan sonra karında açık yara oluşurdu. Onu kapatabilmek için hamileliği taklit ettim. Karındaki doku gevşedikten sonra dokuyu aldım. Tüm yüzü çıkarıp yenisini yerleştirdim. Sonrasında ufak tefek küçük ameliyatlar yaptım. Hasta daha önce geçirdiği ameliyatlardan dolayı yüzünde artık aktarımı sağlayacak damar da kalmamıştı. Bana çok uzun bir damar sapı da lazımdı. Bu sapı da şah damarına kadara uzatmaya imkan tanıdı bu teknik. Böylece literatüre giren bir teknik oldu. Bilimsel gerçekliği de artık kanıtlandı. Bu yöntemi 2 yıl önce uygulamaya başladım. 2 hastada uyguladım. Çok başarılı sonuçlar alarak geçtiğimiz günlerde literatüre kazandırdım” açıklamasında bulundu.
“YÜZ NAKLİ TARİHE KARIŞABİLİR”
Fatma Albayrak’a uygulanan yöntemin daha da geliştirilmesi halinde yüz naklinin tarihe karışabileceğini vurgulayan Op. Dr. Süleyman Taş, “Hastaya fonksiyonel kazandırdıklarımızın yanında görsel olarak da artık kendisini beğeniyor olması onun sosyal yaşama kazandırılan bir birey olması manevi olarak da çok tatmin edici bir şey. Bizi teşvik eden de bu oldu. Tıbbı ilerleten bu. İnsanlara yardım iç güdümüz ve daha iyi nasıl yapabilirizden yola çıkarak geliştirdiğimiz her şey bizi mutlu ediyor.
Fatma’nın bu mutluluğunun da bizim başarımızla paylaşılması bizi ayrıca mutlu ediyor. Bu tekniği geçen yıl Almanya’da düzenlenen Avrupa bir plastik cerrahi kongresinde sundum. Geçtiğimiz günlerde de tıp literatürüne yurt dışı plastik cerrahi dergilerinde yayınlayarak kazandırdım. Bu sayede bizim bu dokulara, vakalara yaklaşımımızı, bakış açımızı değiştirecek ve bu teknik artık imkansız olan doku kalmamış vakalarda bile doku oluşturmamızı ve problemleri çözmemizi sağlayacak bir teknik. Mikro cerrahi uygulanan her hastanede uygulanabilir. Bu tekniği devlet hastahanesindeyken uygulamıştım. Yurt dışında da bu teknik uygulanmaya başlandı.
Dünyada bu tekniği ilk kez bizim uygulamamız heyecan verici. Yüz naklinde başı çekmiştik aynı şekilde en fazla yüz nakli yapan ülkeydik. Buna bir çözüm olan yöntemde de yine başı çekmek heyecan verici. Bu teknikte kişinin kendi dokularını kullanarak bir yüz oluşturduğumuz için red olayı söz konusu değil. Ekstradan ilaç yüklememize gerek yok. Bu da hastalarımızın diğer organlarına zarar veren ya da ömürlerini kısaltan bir teknik değil. teknik ilerledikçe daha çok uygulandıkça artık tedavi yöntemleri olan yüz nakline de muhtemelen büyük bir alternatif olacaktır. Deneyimler artıkça o zaman artık çoğu meslektaşımız, yüz nakline başvurmak yerine daha avantajlı olan bu tekniği seçecektir. O yüzden belki de yüz naklini ileride tarihe karıştıracaktır” ifadelerini kullandı.