Tazminat ödemelerini iş edinmiş aracılar, sistemi tehdit ediyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden yeniden görüşülmek üzere Adalet Komisyonu'na gönderilen trafik kazasında zarar görenlere ödenen tazminatları konu alan kanun, sigorta dünyasının ilk gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Sigorta şirketleri kazada zarar görenlere tazminatlarını bir standart oluşturarak hemen ödemek isterken bu konuyu iş haline getirmiş aracılar işi sürüncemeye bırakmak ve vatandaşın sırtından kazanç elde etme peşinde. Yasal düzenlemenin amacı ise herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel bir tazminat sistemi oluşturulması, keyfi uygulamalara karşı koruyucu önlem içermesi ve böylelikle hukuki güvenliğin sağlanması. Rahim Ak'ın yazısı
Trafik sigortasında aracı sorunu yaşanıyor. Tüm dünyada trafik kazalarında zarar gören kişilerin tazminatları o ülkenin şartlarına uygun olarak oluşturulan standartlara göre hesaplanırken Türkiye'de bu alanda yapılan düzenleme bir süre önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. İptal gerekçesi ise kanunun anayasaya aykırılığı yani esası değil kanunun bir kuruma yetki vermesi yani şekil şartıydı. Biraz daha teknik dille anlatırsak, yaşanan sorunların giderilmesi amacıyla 2015 yılında genel şartlarda yapılan değişiklik ile sağlanmaya çalışılan standardizasyon 2016 yılında Karayolları Trafik Kanunu'nda yapılan değişiklik ile tazminat hesaplanma usul ve esaslarının belirlenmesinin kanuni dayanağı sağlanmıştı. Ancak, Karayolları Trafik Kanunun 90 ve 92’nci maddelerinin bazı maddelerinin iptal edilmesiyle tekrar bir belirsizlik ortamı oluşturmuştu.
İşte şimdi TBMM'ye sunulan yeni kanuni düzenleme ile bu belirsizlik çözülmeye çalışılıyor. Düzenleme TBMM'den yeniden görüşülmek üzere Adalet Komisyonu'na gönderildi. Eğer sorun çözülmez ise sigortacıların tazminat ödemeyi istediği vatandaş değil aracılar kazançlı çıkacak. Yaptığımız çalışmalar sonucu hem konunun tarafı Türkiye Sigorta Birliği (TSB) hem de düzenleyici ve denetleyici kurum olan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (SEDDK) görüş ve beklentileri ile sigortalıları mağdur etmeyecek görüşleri aşağıda toparladık. Öncelikle şunu söyleyelim, tasarı okunduğunda yer alan düzenlemeleri tamamen tazminat ödeme usul ve esaslarına ilişkin çerçevenin belirlenmesine yönelik oluğu görülüyor. Yani iddia edildiğinin aksine standartlar sağlanarak tüm taraflar için öngörülebilir bir tazminat ödeme yapısı oluşturmaya yönelik. Kanun tasarısının SEDDK’nın görüşü ve teknik desteği ile 65 milletvekilimizin imzasıyla TBMM’ye sunulduğunu da hatırlatalım.
SİGORTA ŞİRKETLERİ TAZMİNATI ÖDEMEK İSTİYOR
Sigortacılar kuralları standart olan, sık değişmeyen, matematiğe dayanan öngörülebilir bir sigorta ortamı talep ederken bürokrasi tarafında herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel, keyfi uygulamalara karşı koruyucu önlem içeren ve böylelikle hukuki güvenliğin sağlanmasına yardımcı olacak bir yasal düzenleme yapılması ana hedef haline gelmiş durumda.
Konu gündeme geldiğinde akla gelen ilk soru sigorta şirketlerinin yani tazminatı ödeyecek tarafın görüşünün ne olduğu. Tabii ki sigorta şirketlerinin asli görevi tazminatların ödenmesi. Peki ne diyor sigortacılar? Bir an önce tazminatları ödemekten yana olduklarını belirtiyorlar. Ancak hem bürokratlar hem sigortacılar tazminatın, sistemi suiistimal edenlere değil doğru kişiye ve en kısa sürede ödenmesini istiyorlar. Dolayısıyla geçmişte yaşanan tecrübelerden de ders alarak konunun Kanun yoluyla netleştirilmesi isteniyor.
DOSYALAR ALINIP SATILIYOR
Sigortacılar ve bürokratlar mevzuatta oluşan boşlukların trafik sigortası tazminat dosyalarını ticari bir meta haline getirdiğini bunun bazı gruplara yaradığını ve bu kişi ve gruplarca tazminat ödeme usul ve esaslarının netleştirilmesi ve standardizasyona gidilmesine karşı çıkıldığı ve asılsız haberler yayıldığını belirtiliyor. Trafik kazalarında zarar gören kişilerin dosyalarının belirli yüzdelere alınıp satıldığı bir pazar kurulduğu ve bu pazarın adeta ölen kişiler üzerine kurulan bir borsa olduğu belirtiliyor. Eğer konu çözülmez kanun tasarısı yasalaşmaz ise bu ne sigorta şirketleri ne vatandaş ne de kamu karlı çıkacak. Tek karlı çıkacak taraf aracılar olacak.
KANUN TASARISI STANDARTLARIN NET OLMASINI İSTİYOR
Peki kanun tasarısı aslında neleri içeriyor?
EKSPERLİK MESLEĞİNE ENGEL OLMAYACAK
SEDDK ve TSB'nin dikkat çektiği başka bir nokta eksperler. Türkiye'de sigorta, emeklilik ve reasürans şirketlerini, sigorta aracılarını ve sigorta eksperlerini temsil eden kurumlar 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununda belirlenmiş durumdu. Bunun dışında kalan kişi ve kuruluşların görüşlerini açıklamaları doğal hak olmakla birlikte sektörün tamamını temsil etmedikleri vurgulanıyor. Ayrıca gerçeği yansıtmayan görüşlerin açıklanmasının bu hakkın suiistimal edilmesi olduğu görüşünü taşınıyor. Kamu otoritesinden ruhsat alarak aktif olarak sigorta eksperliği mesleğini icra eden 1.260 eksper bulunuyor. 1.260 eksperin tamamı TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi üyesi. Kanun tasarısında eksperleri ilgilendiren maddi tazminatlara ilişkin bir fıkra bulunuyor. Söz konusu maddenin de eksperlik mesleğinin yapılmasını engelleyecek bir madde olmadığı, değer kaybına neden olmayacak basit hasarlar ile çekme belgeli ve hurda belgeli araçların değer kaybı teminatı dışında tutulmasına ilişkin olduğu dile getiriliyor. Kanun tasarısının diğer maddelerinin eksperlerin görev alanına girmeyen bedeni tazminatlara ilişkin olduğu belirtiliyor.
KUSURLU KİŞİYE BİLE TAZMİNAT ÖDENDİ
Yaşanan yasal boşlukta geçmişte yaşananlar da konunun taraflarını kara kara düşündürüyor. Bu konuda en önemli örnek kendi kusuru ile trafik kazası sonucu vefat eden bir kişinin ailesine tazminat ödenmesine hükmeden bir mahkeme kararının ardından şirketlerin haksız yere ödediği onlarca tazminat. Oysa sorumluluk sigortaları kişinin kusurlu hareketleri sonucunda kusur oranı ve teminat limiti ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişinin malında ve canında meydana gelen zararı tazmin etmek amacını taşıyan sigorta ürünleri. Zorunlu Trafik Sigortası da Karayolları Trafik Kanununun 91’inci maddesine göre oluşturulmuş bir zorunlu sorumluluk sigortası. Karayolları Trafik Kanunun 85’inci maddesinde de araç işleteninin sorumluluğunun sınırı çizilmiş. Diğer taraftan hukukun temel bir ilkesi olan “Kişinin kendi kusurundan faydalanamaması” ilkesi sorumluluk hukuku çerçevesinde trafik sigortası için de geçerli. Ancak yasal düzenlemelerin net olmaması nedeniyle sorumluluk sigortalarının yukarıda belirtilen özelliklerine rağmen yargı organları tarafından farklı kararlar alınabilmesine yol açıyor ve sigortacılar da öngörülemeyen yüklerle karşı karşıya kalıyor. Bu alandaki en önemli örneklerden bir tanesi 2011 yılında kusurlu sürücünün destek yoksun kalanlarına da tazminat ödenmesine ilişkin yargı kararı oldu. Karar sonrasında sigorta şirketleri gerek karar sonrası açılan tazminat dosyaları için, gerekse primini almadıkları ve zamanaşımı süresi dolmamış ve henüz ödemesi yapılmamış geçmişe ait dosyalar için sigorta tekniğine ve sorumluluk hukukuna uygun olmayan tazminatları ödemek zorunda kaldılar.