Piyasaların siyah kuğusu
Üçüncü haftasını geride bıraktığımız Çin’deki koronavirüs etkisini büyüterek devam ettiriyor.
Bu etki iki ana koldan yayılıyor.
Biri sağlık yönünden ki, geçen hafta hem ölüm sayısı hem de vaka sayısı artmaya devam etti. Virüsü durduracak, hastalığı iyileştirecek ilaç veya aşı henüz bulunmuş değil.
ÖNCE ÇİN’İN SORUNU
-Virüsün ikinci etkisi ekonomi kanalından yayılıyor. Uygulanan karantina, ülkeye giriş ve çıkışların sınırlandırılması, fabrikaların üretime ara vermesi, mağazaların ve uluslararası şirketlerin faaliyetlerini durdurması, fuarların iptal edilmesi, okulların tatillerini uzatması v.s Çin’in büyümesini aşağı çekecek.
-Çin dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve dahası dünyanın fabrikası durumunda. Çin’deki üretimin aksaması gelişmiş ekonomilerin tedarik zincirlerinin kopması, üretimlerini yapamaması sonucunu doğuracak.
SONRA DÜNYANIN SORUNU
-Aramalı ve hammadde tedariki durursa ticaret durur, üretim durur, sonuçta küresel arz zincirinde aksamalar meydana gelir.
-Kaldı ki, virüsten dolayı nihai tüketim mallarının talebinde ciddi azalmalar söz konusu. Lüks otomobil, hazır giyim, deri eşya, telefon ve saat gibi ürünlerin satışı sadece Çin’de değil, azalan Çinli turistler nedeniyle dünyanın moda merkezlerinde de ciddi oranlarda hız kesmiş durumda.
-Çin’in üretim sorunu, büyümesinin düşmesi, insan hareketlerinin ve seyahatlerinin kısıtlanması ikinci aşamada dünyanın üretim ve ekonomi sorununa dönüşecek gibi.
NAVLUNLARIN BİZE SÖYLEDİĞİ
-Dünya ticaretinin seyri konusunda fikir veren deniz taşımacılığı fiyatı çok düştü. Demek ki yük yok. Baltık Kuru Yük Endeksi 4 Eylül 2019’dan bu yana sert bir geleme eğiliminde ve yüzde 83 azaldı. Eylül değerlerine belki hızla çıkılmıştı ve navlunlar yılbaşı civarı genelde geriliyor.
-Ancak bu yılki 415 puana inerek tarihinin ikinci dip noktasını oluşturuyor ve geçen hafta da yüzde 15 daha geriledi.
-Endeksin geçmiş eğilimleri şubat ortasından itibaren toparlandığını gösteriyor. Eğer navlunlar tarihi düşük düzeylerinden bu yıl toparlanamazsa bunu dünya ticaretindeki negatif beklentilere ve koronavirüse bağlamak anlamlı olabilir.
HER ŞEY AŞININ BULUNMASINA BAĞLI
-Bir yandan ölümler artmaya, virüs yayılmaya devam ederken, diğer yandan ekonomi ve ticaretin zayıflaması dünya için en kötü senaryo olur herhalde.
-Ancak işin nereye doğru gideceği elbette bilinemez. Her şey aşının veya tedavi yönteminin bulunmasına bağlı. Bu anlamda önümüzde iki temel senaryo olabilir.
-Aşının iki üç hafta içinde bulunması halinde, işler kısa sürede düzelebilir, meydana gelen etkiler geçici kalabilir.
YA AŞI BULUNAMAZSA
-Aşının bulunması uzadıkça hem sağlık tarafında verilecek kayıplar artacak, hem de ekonomi kanalıyla yaydığı etki büyüyecek. Beklentiler kötüleşecek, insanların ve malların hareketi azalacak. Küresel ticaret ve ekonomiler küçülecek. Bütün bunların sonucunda dünya büyümesi aşağı gelebilir, enflasyon da artabilir.
-Kısaca iki ana senaryodan biri olan işleri kötü gitmesi ve aşının bulunamaması halinde, koronavirüs dünya ekonomisi ve küresel piyasaların kara kuğusu haline gelebilir. En başta da bilinmezlikten kaynaklanan korku ve beklentilerin kötüleşmesi etkili olacak.
DOLARIN YÜKSELİŞİ
-Böylesi köklü etkilerin olduğu bir dönemde dolar kurunun 6 TL gibi psikolojik düzeyi geçmesinin pek bir önemi yok. Çünkü TL değer kaybetmiyor, doların değeri artıyor.
-Dolar Endeksi DXY geçen hafta 1.4 artarak 98.571’e çıktı. Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verileri güçlü gelince dolar euroya karşı yüzde 1.3 yükseldi ve parite 1.0946’ya indi.
-Dolar gelişen ülke kurlarına göre de arttı. JP Morgan Gelişen Ülke Kur Endeksi yüzde 0.7 gerileyerek uzun bir aradan sonra 60 değerinin altına indi.
-Doların TL’ye karşı haftalık artışı yüzde 0.5’te kaldı. Euro ise TL karşısında 0.7 geriledi. Yarım dolar ve yarım eurodan oluşan sepet kurda yüzde 0.1 geriledi. Ya da TL sepet kur karşısında yüzde 0.12 değer kazandı.