6.85'lik doların anlamı ne?
Hemen herkes farkına varmıştır. Serbest dalgalı kur rejiminde olan Türkiye’de dolar yaklaşık iki aydır sanki sabit kur rejimindeki gibi seyrediyor. TL, dolar karşısında 18 Mayıs’tan bu yana 6.85’in üzerinde pek kapanış yapamıyor. Gün içinde biraz aşağı, biraz yukarı, bir veya iki kuruşluk alanda hareket ediyor ama kapanırken 6.85’ten sapmıyor.
-Son iki ayda 3 Haziran’da gün içinde 6.68’e kadar inen doların yukarı yönlü hareketi 3 Temmuz’da 6.98 ile gerçekleşti. Yani doların iki aydır tabanı ve tavanı arasında sadece 30 kuruşluk fark var.
- Bundan önce olduğu gibi son iki ayda da Merkez Bankası doğrudan müdahale etmedi. Sanki görünmez bir el dolar kuruna çok iyi bir ince ayar çekiyor. Şimdiye kadar hiç bu kadar stabil ve yatay seyretmemişti.
YARDIMCI FAKTÖRLER
-Bunun pratikteki uygulayıcıları kamu bankaları. Haftalık bazda 1-1.5 milyar dolarlık müdahalede bulunuluyor.
-Ancak belirtelim ki, kurun yatay seyrinde küresel konjonkturün uygun seyretmesi de etkili. Çünkü, ABD doları bu süreçte zayıfladı. 100 civarındaki Dolar Endeksi 96 seviyesine indi. Gelişmekte olan ülke paraları da dolara karşı değerini korudu.
-Bu dönemde alınan idari kararlar da kurun stabilitesine katkı yaptı. 17 Mayıs’ta alınan Aktif Rasyosu kararı, bazı bankalara kur manipülasyonu soruşturması, döviz ve altın alımına getirilen yüzde 1’lik vergi, döviz hesaplarının artırılan zorunlu karşılığı gibi önlemler döviz piyasasında spekülatif pozisyon alımını tamamen bitirdi.
DÖVİZ İHTİYACI YÜKSEK
- TL’ye bir kaç koldan destek gelmesine karşın kurda stabilite sağlamak için alınan önlemler bayağı kalabalıktı. Çünkü bu dönem hem kurda yüksek oynaklık yaşanan bir dönemdi, hem de Türkiye’nin döviz ihtiyacının arttığı bir dönemdi. Kurda stabilite sağlamak zordu.
-En başta pandemi nedeniyle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışları hızlandı. Bu ülkelerin dış borçlanma kaynakları da kısıtlandı.
-Türkiye’den net bazda sermaye çıkışları devam ediyor. Yılın geride kalan döneminde bu çıkışların neti 11.4 milyar dolara yükseldi.
-Bu yıl Türkiye yeniden cari açık vermeye başladı. 5 aylık dönemde cari açık 16.7 milyar dolara yükseldi. Çıkan sermaye yanında bunun da finansmanı yapıldı.
-Cari açığın artmasında bu yıl turizm gelirlerinin tarihinin en büyük düşüşünü yaşaması, nisan ve mayısta karantina nedeniyle sıfır çekmesi etkili.
BEDELİ REZERV KAYBI
-Dolar kurunu 6.85’e çıpalamanın faydaları da çok ama bedeli de yüksek.
-İdari kararların bedeli piyasa oyuncularını küstürmek ve piyasa kurallarından uzaklaşmak şeklinde ifade edilebilir.
-Kura müdahalelerin en önemli yükü ise rezervleri azaltması oldu. 5 aylık dönemdeki döviz finansmanının 22.4 milyar dolarlık kısmı TCMB rezervlerinden karşılandı.
-Bu da rezerv kaybını beraberinde getiriyor.
Yıl başında 81 milyar dolar olan TCMB brüt döviz rezervi 10 Temmuz itibariyle 46 milyar dolara geriledi.
-Brüt rezervler altın hariç hesaplanıyor. Bu dönemde altın rezervlerindeki 15 milyar dolarlık artış ise toplam rezerv kaybını azalttı ve 16.3 milyar dolarla sınırladı.
GETİRİSİ ENFLASYON VE FAİZ DÜŞÜŞÜ
-Kur istikrarının, ekonomik kararlar ve özellikle faiz oranları için önemi çok yüksek. Hatta en önemli gösterge diyebiliriz.
-Çünkü döviz kurunun enflasyona etkisi çok yüksek. Tarım üretimi de, sanayi üretimi de ciddi oranda ithalata bağlı. Döviz kuru düşürülmeden enflasyonun indirilmesi bu nedenle çok zor. Enflasyona yapacağı pozitif katkıdan dolayı kur stabilitesinin sağlanması bu açıdan çok önemli bir kazanım.
-Bu kazanım yanında döviz kurlarındaki düşüşün enflasyonu, enflasyonun da faizleri indirmesi, düşük ve negatif faizi desteklemesi, belki de ekonomi yönetiminin asıl amacı olabilir.
-Böyle bir amaca ulaşmada çelişki yaratan gelişme ise düşen ve negatif hale gelen faizlerle patlayan kredilerin iç talebi sıçratması ve enflasyonu beslemesidir. Nitekim enflasyon çift haneli rakamlarda seyrediyor.