Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ASKERLERİ severim. Çocukluğum asker olma hayaliyle geçti. Askerliği de yedek subay olarak 16 ay boyunca Selimiye Kışlası'nda zevkle yaptım. 100'ü aşkın genç Mehmetçik'le her gün kışlanın önünde koştum. Karavanadan zevkle yemek yedim. Selimiye Kışlası'nın girişinde, silahlı 10 Mehmetçik'le birlikte nöbet tuttum. Akşam tadatlarında, binlerce askerin benim komutumla "Sağol" demesiyle heyecanlandım. Birlikte askerlik yaptığım Süleyman Teğmen'in, yıllar sonra emekli pilot albay olarak şehit oluşuyla ve geride gözü yaşlı bir eş ile bir kız çocuğu bırakmasıyla yıkıldım. Ama son zamanlarda askerler beni şaşırtıyor. Gazetelere yansıyan her askeri planla beni biraz daha hayrete düşürüyor, hayal kırıklığına uğratıyor.

*

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, bir darbe geleneğinden geldiğini hepimiz biliyoruz. "Bu cumhuriyeti biz kurduk, biz koruruz" ilkesiyle hareket ettiklerini biliyoruz. 1960'tan beri her 10 yılda bir sivil iktidarları sigaya çektiklerini de biliyoruz. Ama artık Türkiye, 1960 öncesi, 1980 öncesi bir ülke değil. Ve darbe modası çoktan geçti. Telefonları keserek, TRT'nin önüne bir kamyon asker göndererek bu iş bitmez. 12 Eylül'de olduğu gibi, 800 bin insanı hapishanelere tıkarak, işkence yaparak, insanları asarak bir yere varamazsınız.

*

Daha önceki gece PKK'nın iki numarası Şemdin Sakık televizyonda anlattı. Tam 18 yıl boyunca örgütü yöneten bu kişinin dağa çıkmasının tek nedeni neymiş biliyor musunuz. "Annesinin, Diyarbakır Cezaevi'nde bir yakınını ziyaret edip oradaki koşulları görmesi." Askeri cezaevinin feci halini görünce, "Öl daha iyi" demiş ve oğlunu dağa yollamış. Kısaca, 12 Eylül'ün tek bir fotoğrafı, Türkiye'nin başına 18 yıl boyunca musallat olan bir terör makinesi yarattı. Bugün "12 Eylül Türkiye'ye yararlı oldu" diyen varsa, sadece Şemdin Sakık örneğine baksın ve PKK terörünün, onun liderliğinde 40 bin cana mal olduğunu hatırlasın yeter.

*

Bu ülke, askerinden artık darbe beklemiyor. Bu ülke, askerinden "Balyoz", "Kafes", "Eldiven" planları beklemiyor. Bu ülke, askerinden yumuşak tavır, sıcak bir şefkat yuvası ve güven bekliyor. Nedir o "Fatih Camii"ne bomba planları? Nedir o "denizaltına bomba" planları? Nedir o "uçak düşürme" planları? Çıkın, açık açık ve asker gibi haykırın! "Bunlar yalaaan" deyin. "Bunları ortaya atanlar müfteriii" deyin. Ama beklemeyin. "Sükût ikrardan gelir" atasözünü aklımıza getirmeyin. Hemen yapın. Ve bir yanlış varsa da hesabını sorun. Kolu kırın, yen içinde bırakın.

Alişan askere git

ŞARKICI Alişan, askerlik için kıvırıp duruyor. Biliyorsunuz, amatör bir takımda oynuyor gözüküp lisans çıkarmıştı. Ama lisans iptal edildi. Sevgili Alişan, bazı şeyler bazılarına yakışır, bazılarına yakışmaz. Mesela askerlikten kaçmak sana yakışmaz. Senin her şeyi kenara bırakıp bir an önce askere gitmen gerekir. Kadir İnanır abinle konuş, o da sana aynı şeyi söyleyecektir. Askerlikten kaçmak, makbul değildir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar