Çin yatırımları fırsat mı tehdit mi?
İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması olarak okuyanlar da var, Çin'in emperyal girişimi olarak görenler de...
Kuşak ve Yol Girişimi ile birlikte Çin 3 ticaret yolu üzerinden ticareti canlandırmak istiyor. Dünyanın ticaret eksenini kendi istediği şekilde tanzim etmek ve böylelikle küresel ticarette daha fazla söz sahibi olmak istiyor.
Çin'in daha fazla ticaretten pay alması için ticaret yollarına hakim olması gerekiyor. Ticaret yollarına hakim olması içinse öncelikle ticaret yolları olması gerekiyor. İşte burada Kuşak ve Yol'un yatırım kısmı devreye giriyor.
Pakistan'da, Yunanistan'da ve başka birçok ülkede depolar ve yükleme alanları gerekiyor. Altyapı ve üst yapı yatırımları gerekiyor. Üstelik gelişen ülkelerde yatırımın milli gelire oranlar son 10 yıldır gerilediği bir iklimde. Mümkün mü?
Mümkün kılınıyor.
Çinli finans kurumları devreye giriyor. Böylece hedef ülke yatırım çekmiş oluyor, Çin ise istediği imkanlara kavuşmuş oluyor. Bir nevi kazan-kazan.
Malezya'da olanlar ise oldukça kafa karıştırıcı.
2010'a kadar ülkenin doğrudan yabanı yatırımları içinde Çin'in payı %1'in altında iken sadece 6 yıl içerisinde bu yatırımlar 10 katına çıkıyor.
Çinliler otoyoldan demir yoluna, köprüden limana kadar her alana yatırım yapmaya başlıyorlar ve ihaleler alıyorlar. Ülkedeki toplam Çin yatırım stokunun 100 milyar dolara vardığını gösteren yerel raporlar gördüysem de ben net bir sayı söylemekten imtina ediyorum.
Kesin olan bir şey var ki Malezya'da Çin fonları ile yeşeren güçlü bir Çin yatırım atağı görülüyor.
Kazan-kazan devam ediyor...
Ta ki bir önceki Başbakan Razak seçilemeyene kadar. Ardından açılan onlarca soruşturmada çıkan belgelere göre Çin, yüksek yatırım tutarları karşılığında nüfuzunu kullanarak Razak yönetimine yardımcı olmayı teklif ediyor. Ne var ki ülkedeki başbakanlık seçimleri beklenmedik şekilde Dr. Mahathit Mohamad'a kaybedilince her ley alt üst oldu.
1MDB skandalı olarak da bilinen ve devlet kalkınma fonunun milyarlarca dolarlık usulsüz para transferi şeklinde vuku bulan olaylar dizisinde Başbakan Razak'ın kendi hesabına da 700 milyon dolar havale yaptırttığı ortaya çıktı. Konu uzun, ben yazının ruhunu kaybetmemesi için burada kesiyorum.
***
Yüksek kaldıraçtan arınıp ekonomisini iç talebe çevirmeye çalışan Çin için 2018 yılında başlayan ticaret savaşları oldukça zorlayıcı oldu. Çin, ABD'nin ekonomik saldırısına yanıt vermek için eski ekonomiyi tasfiye etme hedefinden görece uzaklaşmak zorunda kaldı. Bu haberler ile birlikte Çin'in dünyadaki yatırımları da artık mercek altına alınacak. Hem sorgulayıcı hem de manipüle edici içerik ile Çin sermayesine karşı gündem oluşacak.
Bu, doğru şartlarla Çin yatırımı çekmek için bir fırsat olduğu kadar aynı zamanda kulaklara küçük de bir küpe olabilir.
- Banka hisseleri yüzde 82 yükseldi: Tamam mı devam mı?2 yıl önce
- Enerji fiyatları düşmüyor, aksine rekorlar kırıyor2 yıl önce
- Çin'de konut sorunu dallanıp budaklanıyor - II2 yıl önce
- Çin'de konut sorunu dallanıp budaklanıyor - I2 yıl önce
- Gelişen ülkelerin krizlerini iyi izlemek gerek2 yıl önce
- Thatcher'in hayaleti İngiltere semalarında2 yıl önce
- Enflasyon dersi: Fed ile ileri sürüş teknikleri2 yıl önce
- Kâbus gibi enerji fiyatları ve ülkemizde durum2 yıl önce
- Küresel büyümede yavaşlama işaretleri ve Türkiye ekonomisi2 yıl önce
- Resesyon koşarak üzerimize gelirken2 yıl önce