Fatih'in arkasından fethi izledim...
Müzelerin kentlerin yaşamı için büyük önem taşıdığını uzun uzun anlatmamıza gerek yok. Bazı kentler var ki hiç kuşkusuz müzeleri için, müze gibi oldukları için milyonlarca insan tarafından ziyaret ediliyor.
Müzeleriyle tarihlerini günümüze taşıyan bu şanslı şehirler, geleceklerini de büyük ölçüde garanti altına almış oluyorlar.
Hele bizim gibi şanlı bir tarihe sahip, imparatorluğun gelişiminin başladığı, yüzyıllarca dünyaya hükmedip Osmanlı'nın başkentliğini yapan Bursa'nın bu şansı, dünyanın hemen hemen her şehrinden daha da yüksek.
İşte bu şansı değerlendirmek, kent geçmişini geleceğe taşımak, geleceği garanti altına almak isteyen Osmangazi Belediyesi, geçtiğimiz gün dünyada ikinci olacak bir panoramik müze için harekete geçti.
Kamberler olarak bildiğimiz bölgede kurulması planlanan 20 milyon lira maliyetli bir panoramik müze oluşturularak, fetih günleri ve o dönemin yaşamının yansıtılacağı bir müze tasarlandı. Bu konunun anlatıldığı, tanıtımının yapıldığı toplantıya davet edildim. Gittim ve projeyi dinleme fırsatı buldum.
Ama doğrusunu isterseniz benzerini şahsen görmediğim için anlatılanları gözümde canlandırmam, ne yapılmak istendiğini hayal etmem, mümkün değildi. Pek çok gazeteci arkadaşım için de aynı durum söz konusuydu.
Bu yüzden bir benzeri müzeyi görmek için geçtiğimiz gün bir grup gazeteci arkadaşımızla Osmangazi Belediyesi misafirliğinde İstanbul'a gittik.
İlk durağımız tabii ki gezimizin konusu olan ve 2009'da açılışı gerçekleştirilen Panorama 1453 oldu.
Bu müzeyi kelimelerle anlatmak pek mümkün değil. Benim tavsiyem, mutlaka gidilip görülmesi. Zira ben büyülendim.
Ama dilimin döndüğü, kelimelerimin kifayet edebildiği ölçüde size kısaca anlatmak isterim. Anılarımda 80'li yıllardaki öğrencilik günlerimin mezbele alanı olarak yer eden Topkapı-Edirnekapı'nın bu bölgesini tanımam çok zor oldu. Düzenlenen bölgede kurulan müzeye adımımı attığımda ise artık 20'nci yüzyıl kapının dışında kalmıştı.
Kendimizi bir anda üç boyutlu görüş alanıyla, mükemmel bir ışıklandırma altında, o dönem kullanılan çok sayıda objenin, Macar usta Urban'ın döktüğü devasa topların da sergilendiği bir savaş alanının ortasında bulduk. Mehter marşı ve top sesleri arasında büyüleyici bir atmosferde, Fatih Sultan Mehmet ve ordusu bir kez de bizim gözlerimizin önünde aştı Konstantinopolis'in devasa surlarını...
Bunun inanılmaz başarılı bir proje olduğunu gördüm. Ama dedim ya görmek gerek.
Bu arada dikkat çekmek istediğim bir konu da müzenin gördüğü ilgi.
Müzenin park alanı onlarca, hatta yüzlerce araç ve otobüsle dolu.
Türkiye'nin dört bir yanından gelenlerin yanı sıra, Japon ve Güney Koreli turistlerin yoğunluğu dikkatimi çekti. Öyle bir ilgi ki, yoğunluk nedeniyle ziyaretçiler bir, hatta iki saat hiç sorun etmeden içeri girmeyi bekliyordu. Ama müzeden çıktıklarında beklentilerinin karşılandığı o şaşkınlık ve beğeni ifadeleri yansıyordu yüzlerine.
Tıpkı bize de olduğu gibi.
Çevresiyle bütünleşmiş, döneme ait hediyelik eşyaların satıldığı ticaret alanlarının da yer aldığı müze bölgesi tek kelimeyle muhteşem olmuş...
Şimdi Bursa'nın fethinin canlandırıldığı, Orhangazi'nin kente girişinin, surları aşarak şehri alışının üç boyutlu, görsel şölene dönüştürülen öyküsü ile o dönemin yaşamının anlatıldığı daha da gelişmiş bir proje Bursa için söz konusu.
Bu proje genelde Kamberler diye bilinen bölgede vücut bulacak.
Ama proje kamberlerle sınırlı kalmamalı.
Müzeyi gezenleri bir de buradan gezi yollarıyla yürüyerek Kapalıçarşı'ya, Hanlar Bölgesi'ne, sonuçta az önce gözlerinin önünde kenti fetheden sultanın mezarının bulunduğu türbeler ile Hisar bölgesine de götürebilirsek, işte o zaman bu iş tamamdır.
- Yazık olacak kasabıma, lokantacıma doktoruma...11 yıl önce
- Kaçağı önlemenin yolu yıkımdan mı geçer?...11 yıl önce
- Bu girişimi destekleyin...11 yıl önce
- Bu girişimi destekleyin...11 yıl önce
- Kırgınlık kızgınlık ve öfke11 yıl önce
- Bu kadar sessizlikten sonra11 yıl önce
- İnsanlığın ölümü...11 yıl önce
- İsimlere takılmayın...11 yıl önce
- Başkanlara veda...11 yıl önce
- Başkanlara veda...11 yıl önce