Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bursa Valisi Şahabettin Harput, geçtiğimiz gün Ünal Aysal'ın da konuk olduğu Galatasaray'ın Bursa'daki şampiyonluk kutlamasına katıldı. Cimbom'un 15 bin 9'uncu üyesi olan Vali Harput, burada yaptığı konuşmada futbol takımının başarılarından Galatasaraylılar olarak ne kadar gurur duyduklarını anlattı. Kürsüye çıkıp, "Galatasaray tarihlere sığmayan, konuşmalara sığmayan bir efsanedir.

Galatasaraylılar olarak ne kadar övünsek azdır. İnşallah 20'nci şampiyonluk gelecektir. Başkanım dördüncü yıldızı bekliyoruz" diye konuştu. Bir valinin kentinde düzenlenen ve ülkenin en güzide kulüplerinden birisinin başkanının da konuk olduğu geceye katılması, burada övgü dolu sözlerle konuşma yapması çok normal, hatta nezaketin gereğidir. Bir valinin, valisi olduğu kentin dışında herhangi bir takımın taraftarı olması, takımı için sevinç ve üzüntü duyması da çok normal ve kesinlikle yadsınamayacak bir durum.

Ancak bu yazıya konu olan taraftar olmak değil, bunun dile geliş biçimiyle ilgili. Herhangi bir takımın taraftarı olabilirsiniz kime ne? Ama bir vali olarak taraftarı olduğunuz takım, valisi olduğunuz kentin takımı değilse, bunu çok fazla belli etmemek, kent takımı taraftarının gözüne gözüne sokmamak, bu kapsamda sözler söylememek gerekir. Şık olan budur. Doğru veya yanlış demiyorum, şık olan diyorum. Ben olsam böyle bir ortamda taraftarı olduğum takımımla ilgili duygularımı ille de söyleyeceksem, Bursaspor taraftarını kırmamak, üzmemek adına kürsüden indikten sonra; başkanla oturduğum sohbet masasında söylerdim. Zaten Bursaspor taraftarının bir bölümünün Bursa Valisi Şahabettin Harput'a kırgın, kızgın ve öfkeli olduğu bir gerçek. Bu sonucu gördüklerim ve yaşananlardan çıkarıyorum tabii ki...

Harput'a öfkenin nedeni, konuyla az da olsa ilgilenen herkesin bildiği gibi 2011 yılının Mayıs ayında oynanamayan Bursaspor-Beşiktaş maçının öncesi yaşanan olaylara dayalı. Bu karşılaşma öncesi özellikle medyanın da büyük bölümünün içinde bulunduğu birçok kesim, bu maça Beşiktaş'ın taraftarının alınmasının yanlış olacağını söylemişti. Zira İstanbul'daki maç öncesinde Bursaspor taraftarı bıçaklanmış, büyük olaylar çıkmış, gergin olan ortam daha da gerilmişti. İki takım taraftarının birbirine olan kin ve öfkesi Bursaspor'un küme düştüğü yıla kadar dayanıyor ve sürüyordu. Beklentinin aksine Vali Harput "Beşiktaş taraftarı maça gelsin, barış olsun" dedi.

Tabiî ki barışa karşı değiliz ama iyi niyetle olsa da verilen kararın ne yazık ki doğru zamanda verilmediği, tarafların barışa hazır olmadığı maç günü ortaya çıktı. Daha Beşiktaş taraftarı kente gelmeden Bursa adeta savaş alanına döndü. Yaşanan olaylar malumunuz. Duyumlarımıza göre tribüne saklanmış silahlar bile bulundu. Düşünsenize maçın oynandığını, bir ya da daha fazla taraftarın tribünde silahla vurulduğunu, yaşanan izdihamda onlarca kişinin can verdiğini. Vali Bey'in bu izni barışı getirmediği gibi, yaşananlar taraftarlar arasındaki kin ve nefreti daha da derinleştirdi.

İşte böyle. ‘Bu kararı tek başına almadığı' söylense de son kararı veren Vali Harput'a kırgınlık, kızgınlık ve öfke bu şekilde başladı, Bursaspor Başkanı rahmetli İbrahim Yazıcı için Atatürk Stadyumu'nda gerçekleştirilen törende de dile geldi... Binlerce kişinin efsane başkanı son yolculuğuna uğurladığı ve Vali Şahabettin Harput'un da konuşma yaptığı o töreni, Harput'un kürsüye geldiği sırada tribünlerden yükselen tepkiyi hatırlayın. Demek ki Harput Galatasaray’ın gecesinde konuşma yaparken bu tepki hiç aklına gelmemişti. Gelmezse ne mi olur? Kızgınlık, ve öfke sürer gider... Neden diye sormak abes, geçer diye beklemek de hayal olur.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar