Chucky ve Annabelle'den sonra Megan
‘Megan’ (M3GAN), bir oyuncak reklamıyla açılıyor. Ama filme adını veren oyuncağın reklamı değil bu... Reklamda sözü edilen ürün, tipik bir 21. Yüzyıl oyuncağı… Eski usul ‘oyuncak bebek’ konseptini alıp onu bir ‘dijital çağ harikası’na dönüştürdüklerine tanık oluyoruz. Konuşması ve çevresindeki insanlarla etkileşime girmesi dışında gerektiğinde bir şeyler atıştırma, hatta tuvalete çıkma gibi özellikleri var.
Reklamın peşinden gelen sahnede oyuncağı gerçek hayattaki kullanıcılarından biriyle, 8 yaşındaki kız çocuğu Cady (Violet McGraw) ile birlikte görüyoruz. Cady, annesi ve babasıyla otomobilin içinde… Teyzesinin hediye ettiği oyuncağın gevezeliği, her lafa atlaması gerçekten rahatsız edici. Ama sadece ebeveynler için… Arka koltukta tek başına oturan Cady hayatından fazlasıyla memnun görünüyor. Ebeveynler, oyuncağın tabletle birlikte kullanılmasından da rahatsızlar. Haklı olarak, ‘ekran süresi’ kısıtlamasından söz ediyorlar. Ama belli ki tek başına büyüyen Cady için ‘ekran süresi’nin çok ötesinde yalnızlığını unutturan önemli bir oyuncak bu… Bu sahnenin oyuncak kadar önemli yanı, ailenin kış tatiline çıkmış olması… Gidecekleri otele yaklaşmış durumdalar. Hatta oteli otomobilin içinden görebiliyorlar. Birlikte kayak yapmayı ve doğanın içinde kaliteli zaman geçirmeyi planladıkları belli. Böylelikle Cady, tableti ve oyuncağından en azından bir süreliğine uzaklaşmış olacak. Ne var ki, yolda yaşanan talihsiz kaza sonucu ailenin uzun süredir hayalini kurduğu tatil asla gerçekleşmiyor. Daha trajik olan ise Cady’nin anne ve babasını kaybetmesi…
M3GAN (Model 3 Generative Android) bu travmanın peşinden, özellikle Cady için tasarlanan, daha doğrusu onun ‘ihtiyaçları’ndan esinlenen bir ‘terapi oyuncağı’ aslında… Tasarlayan kişi, Cady’nin velayetini alan teyzesi Gemma (Allison Williams)… Gemma, işkolik, hırslı ve yalnız biri. Onu ilk tanıdığımızda, laboratuvarında daha sonra M3GAN ya da Megan’a dönüşecek projesinin hazırlığını yürüttüğünü görüyoruz. Açılış sahnesindeki oyuncağı unutturacak çok daha büyük bir işin peşinde… Ama şirketin CEO’su David’in (Ronny Chieng) desteğini alamıyor.
Gemma’nın, Cady’yi sevdiğinden ve ona sahip çıkmak istediğinden eminiz. Kaldı ki, daha sonra mahkemenin gönderdiği psikolog Lydia’yı (Amy Usherwood) tanıdığımızda, Cady’nin velayetini zorunluluktan değil isteyerek aldığını öğreniyoruz. Ama Cady’yi evine getirdiği daha ilk anlardan Gemma’nın ebeveynliğe hiçbir şekilde hazır olmadığını görebiliyoruz. Öylesine hazırlıksız ki evde bir oyuncak bile yok. Olanları da ‘arşiv örneği’ olarak tutuyor.
Evlat edinmeye hazır olmadığının bir başka göstergesi, ‘ekran süresi’ kısıtlamasından haberinin dahi olmaması... Cady’ye bir oda verip okula göndermesinin yeterli olacağını düşündüğü belli. Psikoloğun uyarısına rağmen aralarındaki ilişkiyi ve duygusal bağı geliştirmek üzerine kafa yormadığı çok açık.
En kötüsü ise Cady’nin isteklerini yanlış yorumlaması ve onun gerçek ihtiyacının ne olduğunu kestirememesi oluyor. Anne babasını kaybetmesinin ağır travmasını yaşayan Cady, Gemma’nın üniversitede bitirme ödevi olarak geliştirdiği Bruce adlı robotu gördüğünde, ‘Böyle bir oyuncağım olsaydı başka hiçbir oyuncak istemezdim’ diyor. Bunu duyan Gemma, şirket CEO’sundan habersiz olarak ‘M3GAN’ adını verdiği projesine yeniden başlıyor. Çünkü tüm çocukların böyle bir oyuncak isteyeceğine, maddi gücü yeten anne babaların da bu pahalı oyuncağı satın alacağına emin oluyor.
Cady’yi mutlu etmek ve ona istediği mükemmel oyuncağı vermek için motive olduğunu düşünüyor Gemma. Ama daha derinlerde, kuşkusuz mesleki hırs var. Başarıya ulaşma ve tarihe geçecek bir oyuncak tasarlama arzusunun ağır bastığını hissetmek mümkün. Farkında olmadığı asıl sorun ise Cady’nin içindeki derin ruhsal boşluğu bir robotla doldurmaya çalışması… Megan çalışmaya başladığında, Gemma’nın yapması gereken her şeyi üstleniyor. Megan, Cady’nin oyun arkadaşı, sırdaşı, ablası, öğretmeni, bakıcısı ve hatta annesi haline geliyor. Özetle, Gemma’nın beceremediği her şey oluyor.
Psikolog, Megan ile Cady arasındaki ilişkiyi gördüğünde, Gemma’ya ‘bağlanma teorisi’nden söz ediyor. Teoriye göre, anne babasız kalmış çocukların karşılarına çıkan ilk insana duygusal olarak bağlandıklarını söyleyerek, Cady’nin bu bağlılığı bir robota karşı hissetmesinin tehlikeleri konusunda onu uyarıyor. Ama CEO ve yönetim kurulu üyelerinin M3GAN projesini desteklemesinin ardından Gemma, bu uyarının önemini anlayamıyor. Mesleki başarı arzusu öylesine baskın çıkıyor ki yeğenini kullandığının farkında bile olmuyor.
Hikâyesini Akela Cooper ve James Wan’ın birlikte yazdığı ‘Megan’, belirli bir noktadan sonra tahmin edilebilir şekilde gelişiyor. Hem de fazlasıyla… Megan’ın aşırı korumacı yaklaşımının nerelere uzanabileceğini öngörmek açıkçası çok zor değil. Ama filmin seyir keyfinin azaldığı söylenemez. Çünkü başka bir Megan çıkıyor karşımıza ve film tür değiştiriyor. Yönetmen Gerard Johnstone, bu değişimin altından başarıyla kalkıyor. Uzun süre ‘Ex Machina’ (2014) veya ‘Yapay Zekâ’ (A.I. Artificial Intelligence - 2001) tadında düşünsel ağırlıklı bilimkurgu dramı gibi gelişen film, Chuckie ve Annabelle serisi arasında kanlı bir güzergahta ilerlemeye başlıyor. Biraz eski moda giyimli, iri mavi gözlü, Hitchcock’un soğuk sarışınlarını akla getiren Megan, imajıyla sinema tarihinde kendine özgü bir yer açmayı başarıyor.
Mizah duygusu veya açık bir ironiden söz etmem zor ama özellikle son bölümleri seyrederken ‘Bu filmin parodisi çok eğlenceli olur’ diye düşünmeden edemedim. Böyle düşünmemde ve gerilim korku sahnelerinden pek etkilenmememde, Megan’ın çok hızlı şekilde süper kötüye dönüşmesinin kuşkusuz önemli payı var. Dönüşüm bu kadar keskin ve abartılı uzak olunca; Megan da biraz kendi kendisinin karikatürüne dönüşüyor sanki.
Öte yandan, Cady ve Gemma üzerinden gittiğimizde, işin psikolojik dram tarafı hiç de fena ilerlemiyor aslında. Cady ve Gemma’nın karakter değişim eğrilerinin iyi planlandığını düşünüyorum. Gemma ebeveyn olmanın gerçek anlamını çok zor ama sağlam yoldan öğreniyor. Yaptığı hatayı fark ettiğinde, Cady ile ilişkisi dışında geri kalan her şey önemini yitiriyor onun için. Gerçek insan ilişkisinin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını anlıyor. Cady de oyuncaktan asla arkadaş olmayacağını, Gemma gibi yine zor yoldan anlıyor.
Cady’de çocuk oyuncu Violet McGraw ve Gemma’da Allison Williams etkili performanslar ortaya koyarken android Megan’ı da unutmayalım. Megan’ın başarısında sadece özel efekt departmanının payı yok. Çocuk oyuncu ve dansçı Amie Donald’ın performans yakalama tekniğiyle canlandırdığı Megan’ı 18 yaşındaki Jenna Davis’in seslendirdiğini not edelim.
Yapımcılığını korku gerilim türünün iki deneyimli ismi Jason Blum ve James Wan’ın üstlendiği ‘Megan’ın, 12 milyon bütçesiyle sadece ilk hafta sonu Kuzey Amerika’da 30 milyon doları geçerek önemli bir başarıya imza attığını da hatırlatalım.
6.5/10
- Hikâye farklı, formül aynı39 dakika önce
- Peri masalına dahil olan modern sapık2 gün önce
- Gençlik bağımlılığa dönüştüğünde…6 gün önce
- Amerikan rüyasının peşinde1 hafta önce
- 'Yandaki Oda': Sade, duru ve hüzünlü2 hafta önce
- Yeni bir 'beden değiştirme' hikâyesi2 hafta önce
- 'Venom: Son Dans': Simbiyotik dostluk hikâyesi2 hafta önce
- Pop müzik yıldızının kâbusları3 hafta önce
- Trump'ın yükselişinin öyküsü3 hafta önce
- Silaha, şiddete ve öldürmeye inananlar4 hafta önce