Kaptan Cousteau görse çok üzülürdü
Herkesin bir kahramanı olmuştur. Benimki, (babamı saymazsak) Kaptan Cousteau‘ydu.
Hani hatırlarsınız, gemisi Calypso ile denizlerin derinliklerini keşfeden Fransız kaptan. Hazırladığı belgeseller sayesinde bizden önceki ve sonraki kuşaklara denizi sevdiren, denizin altındaki olağanüstü yaşamı gözlerimizin önüne seren kişi...
Onun belgesellerini hayranlıkla izlerken kendi kendime “Günün birinde ben de denizin altını keşfedeceğim” diye söz vermiştim. Bu sözümü gerçekleştirmek için yıllarca beklemek zorunda kaldım. Sonunda geçen yıl bu hayalime kavuştum. Tek kelimeyle nefes kesiciydi...
Ait olmadığınız ama tanıklık edebildiğiniz olağanüstü bir dünya... Denizin altında başka türlü akan zaman... Sessiz, sakin ve ağır bir yaşam...
*
Suda nasıl nefes alacağımızla birlikte, bize öğretilen ilk şey, denizin altındaki hiçbir canlıya zarar vermemek oldu. Bu yüzden dalış öğretmenim Mehmet Huz, binlerce deniz canlısına ev sahipliği yapan bir batığın yerinden kaldırılmak istendiğini söylediğinde büyük şaşkınlık yaşadım.
Sözü edilen, 2004 yılında batan Monem isimli gemiydi. Her yıl yerli ve yabancı binlerce dalgıcın keşfetmek için koştuğu bir batık...
Monem, aslında hurdaya ayrılan bir gemiydi ve kazayla Çeşme açıklarında batmıştı. Battıktan bir yıl sonra da yeni bir ekosistem yaratmıştı.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyelerinin yaptığı araştırmalarda Monem’in 40 balık türüne ev sahipliği yaptığı belirlendi. Araştırmacılar, Akdeniz‘de daha önce görülmeyen kimi balık türlerinin bu batıkta yuvalandığını müjdeledi.
*
Sahibi, şimdi Monem‘i bulunduğu yerden söküp bir hurdacıya satmayı istiyor. Oysa burası binlerce deniz canlısının yuvası. Onu bulunduğu yerden sökmek, bu canlıları topluca yok etmekle aynı anlamı taşıyor.
Dünyanın her yerinde böyle zengin bir yaşam kurmak için tonlarca para harcanıp yapay resifler oluşturulurken varolanı yıkmak ne kadar akılcı?
Denizin üstünü talan ettiğimiz yetmiyor gibi denizin altını da mahvediyoruz.
İyi ki kaptan görmüyor bizi...
- Üç çocuğa nasıl bakılır?13 yıl önce
- Aba altından sopa gösterme siyaseti13 yıl önce
- İzmir'in ruhuna dokunmak13 yıl önce
- Bizim Kunta Kinte'ler13 yıl önce
- Çekilişsiz, kurasız rektör seçimi13 yıl önce
- Bu karar örnek olmalı13 yıl önce
- Cuma öğretmenin küpesi13 yıl önce
- Çeşme, "Ruslar'ın Çanakkalesi" olur mu?13 yıl önce
- İkiçeşmelik'e kim el atacak?13 yıl önce
- Yorum farkı13 yıl önce