Arkeoloğun kamçısı yok ki bulsun
Milas’ta kamçılı adam Indiana Jones filmlerini aratmayacak türden bir tarih talanı ortaya çıktı geçtiğimiz hafta.
Talan edilen yer Karia Kralı Mausolos‘un babası Hekataios‘a ait 2 bin 400 yıllık mezar odası ve lahitti. Arkeologlar bulamamıştı ama hırsızlar yerini öğrenip içeride değerli ne var ne yoksa kaçırmışlardı.
Üstelik hikaye de değme aksiyon filmlerine taş çıkartacak cinstendi.
Her şey Milas’ta yayın yapan bir gazetenin sahibinin, “taahhütü ihlal suçundan” hapis cezasına çarptırılmasıyla başladı. Cezasını çekmek için Milas Cezaevi‘ne gönderilen gazeteci, şans eseri tutuklu bulunan 4 define avcısının bulunduğu koğuşa yerleştirildi. Define avcılarından biri, yıllardır herkesin peşinde olduğu Hekataios‘a ait mezarı bulduklarını ve içinden paha biçilmez eserler çıkardıklarını anlattı. Şimdi sıra lahiti çıkarmaya gelmişti.
Gazeteci, 5 gün sonra para cezasını ödeyip tahliye edildiğinde, hemen bu iddiaları gazetesine taşıdı. Polis olayla ilgili operasyon başlattı ve 5 kişi tutuklandı. İddiaya göre yurt dışı bağlantısı bulunduğu ifade edilen şebekeyi ortaya çıkarmak için MİT de devreye girdi.
Tarihi eser hırsızları şehrin göbeğindeki yıkık bir evi satın almış, yanındaki başka bir evden lahitin bulunduğu mezara tünel kazmışlardı, hem de iki yıl boyunca... Kimsenin ruhu bile duymamıştı. Üstelik, bu ev belediyeye 50, vergi dairesine 20, cezaevine 100 metre uzaklıktaydı.
Lahitin üzerindeki kabartmaların Türkiye’de bir lahit üzerinde bulunan en büyük kabartmalar olduğu anlaşılınca, talanın boyutu da ortaya çıktı. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, soluğu Milas’ta aldı. Hırsızların açtığı tünelden mezara girdi ve bana göre tarihi sayılabilecek şu açıklamayı yaptı: Keşke bu değerli eserleri define avcıları değil biz bulsaydık.
*
Türkiye’de 15 civarında arkeoloji bölümünden her yıl yüzlerce öğrenci mezun oluyor. Bu çocuklardan yalnızca şansı yaver giden 30-40 kadarı kendi alanında çalışma imkanı bulabiliyor.
Çünkü her tarafından tarih fışkıran memlekette, bu değerleri ortaya çıkarmak için ayrılan kaynak yalnızca 25 milyon lira...
Pek çok kazı ancak çok uluslu şirketlerin desteğiyle sürdürülebiliyor.
Hal böyle olunca, devletin bakanı da “keşke biz bulsaydık” diyor.
Keşke, öyle olsaydı...
- Üç çocuğa nasıl bakılır?13 yıl önce
- Aba altından sopa gösterme siyaseti13 yıl önce
- İzmir'in ruhuna dokunmak13 yıl önce
- Bizim Kunta Kinte'ler13 yıl önce
- Çekilişsiz, kurasız rektör seçimi13 yıl önce
- Bu karar örnek olmalı13 yıl önce
- Cuma öğretmenin küpesi13 yıl önce
- Çeşme, "Ruslar'ın Çanakkalesi" olur mu?13 yıl önce
- İkiçeşmelik'e kim el atacak?13 yıl önce
- Yorum farkı13 yıl önce