Oğan ve Aydın'a da ihraç yolu
İki haberle başlayayım...
MHP’de tek başına Meral Akşener için değil, Sinan Oğan ve Koray Aydın hakkında da benzer soruşturma başlatıldı.
Her üçünün de 1 Kasım seçimlerinden bu yana verdiği demeçler, parti teşkilatlarında yaptığı konuşmalar derleniyor.
Bunun disiplin ve ihraç ile tamamlanacağını Genel Merkez’de herkes söylüyor.
İkinci haber de MYK toplantısına dönük.
MYK üyelerinden, yani Genel Başkan Yardımcılarından biri Akşener’e sempati cümleleri söylediği gerekçesiyle toplantıya alınmamış.
Üç kaynaktan doğrulattığım kadarıyla, Bahçeli de MYK’da muhaliflerin kurultay sürecine ilişkin değerlendirmede bulunurken Akşener için, “Gerekirse ihraç ederim, yine o kurultaya aday olarak sokmam” demiş.
Şunu belirtmeliyim ki öfke tek yönlü değil, iki tarafta da mevcut.
Daha düne kadar yakın arkadaş olanlar, bugün birbirlerine küfreder hale gelmişler.
1997’YE DÖNÜŞ
Gerilimin bu tonda devamında varılacak nokta, çatışmayla biten, “illegalite” çağrısı yapılan 1997 kurultayına tekrar dönüş olacak.
Oysa, bu kadar zamanda MHP, Bahçeli’nin liderliğinde hem politikasında hem de bunu eylemselliğe dönüştürmesinde ciddi değişime uğradı.
Ziya Gökalp’ten kalma “kızıl elma” veya Orta Asya merkezli “kök, devlet, hâkim kimlik” yerine, “birey ve ulusal kimlik” merkezli politika benimsedi.
Parti tüzüğündeki “milliyetçilik” tanımını da değiştirdi, 1983’te vefat eden Erol Güngör’den bu yana yaşanan fikir üretme kıtlığını aşmanın yolu arandı.
Doğan Avcıoğlu, İdris Küçükömer’in arasında bulunduğu “ötekilerin” ürettikleriyle yol almak yerine, dünyadaki “yeni milliyetçilik” dalgasını yakalamanın peşinde koşuldu.
Sokaktaki kadrolar da salonlara çekildi.
Başarı yakalanmak üzereydi ki, 2011 kaset darbesi geldi.
Yarattığı etki, ANAP ve DYP’nin erimesiyle boşa düşen merkez sağ kadroları bünyesine katarak aşıldı.
DERİN ÜLKÜCÜLER
Ancak, politika dönüşümüne ve uygulamasına izin veren “derin ülkücü yapı”, hâkim kadro kimliğinden ödün vermemekte direndi.
Bir zamanlar kendisiyle olup, öteki partilerde ikbal bulmuş, sonrasında yuvaya dönmüş olanlardan çok azı parti siyasetinde yaşam buldu.
O kadrolardan bazıları kendi yolunu ayırdı; bir kısmı da bugün yaşandığı gibi yollarını ayırması için zorlanmaya başlandı.
Bundan sonra olacakları tahmin etmek zor değil.
MHP’deki bu psikolojinin devamı halinde kadroları arasında var olan gerilimin kurultay salonuna taşınması kaçınılmaz.
Hafta sonu sohbet ettiğim MHP teşkilatından birçok akil isim de gelinen noktadan hoşnut değil.
Hatta “paralelci” suçlamaları ve başlatılan disiplin süreci, muhaliflerden daha çok Bahçeli’ye bağlılığında kuşku duyulmayanların eleştirisine yol açmış.
Muhaliflerin kaygı duymamasının nedeni ise Meral Akşener’e destek veren eski İzmir İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun şu sözünde özetleniyor:
“Kurultay gündemine hâkimdir; hakkında disiplin soruşturması yapılan ve ihraç edilenler affedilir, biter...”
Nitekim diğer partilerde de benzer süreçler yaşandı, disiplin başlatanlara yük oldu; atılanlar ise geri döndü.
- Uzun menzilli füzeler yakındakileri etkiledi...25 saniye önce
- İktidar kapışması…1 gün önce
- Gülmek ve ağlamak…4 gün önce
- Kitlelerin hayal gücü…1 hafta önce
- Olayın Olacağı Oda...1 hafta önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı2 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?2 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce