Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

YILLARDIR kontrollü çatışmayı tercih eden, vur kaç taktiği ile iki ileri bir geri oynayan Ermenistan, bir anda kabadayılığa niye soyundu?

Veya soruyu bir başka açıdan yönelteyim, Ermenistan’ı havuza kim itti?

Ankara’da konuyu yakından takip eden etkin isimlere soru yöneltildiğinde işaret parmakları kuzeye Rusya’ya döndü.

Hatta Moskova’nın Ermenistan adımını atarken, tek yönlü kalmayıp bir taşla dört kuş vurmayı amaçladığına yönelik bakışlarını da dile getirdi.

Yani bir yandan enerji hatlarına yönelik ABD’nin atağına karşı atak da yapıyor.

Bir süredir arzusu dışında hareket eden iki devlet yönetimini kendine daha bağımlı hale getirmek istiyor.

Türkiye’yi batı ittifakından uzaklaştırırken, güvensizleştirdiği Karadeniz’de tespit edilen gazın çıkarılmasının önünü kesmeye çalışıyor.

İLK HEDEF PAŞİNYAN

Bu analizi yapanların iddiasına göre Rusya’nın öncelikli hedefinde Ermenistan Başbakanı Paşinyan var…

Haykakan Zhamanak gazetesinin Genel Yönetmeni iken siyasete soyunan Paşinyan, 1991’de KEİ kapsamında Türkiye’yi ziyaret eden, Moskova karşıtı tutumu ile bilinen eski Cumhurbaşkanı Levon Ter- Petrosyan’ı 2008 seçimlerinde destekledi.

Bedelini de ağır ödedi, başına olmadık işler geldi; önce seçim güvenliğini bozmak, huzursuzluk yaratmak suçlarından arandı, 2009’da teslim olunca da tutuklanıp hapse atıldı, af çıkana kadar 2 yıl yattı.

Ermenistan’da Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı deviren sokak isyanlarının ardından Başbakanlığa adaylığını koyan Paşinyan, sandıktan çıkmayı başardı.

YENİLECEĞİNİ BİLİYORDU

Dolayısıyla Moskova, Ermenistan’ı saldırı konusunda cesaretlendirirken, yenilgiye uğrayacağını baştan görüyordu.

Çünkü Azerbaycan savunma sanayini Türkiye’nin de desteği ile çok geliştirdi.

Türkiye’de iyi eğitim almış subaylar yetiştirdi.

Bölgeyi iyi bilen emekli Büyükelçi Halil Akıncı’nın dün telefonda söylediği gibi, savaşın ilk yıllarında Azerbaycan’ın 7 muharip subayı varken, Karabağ’dan yetişmiş Ermeni kökenli Sovyet mareşal ve generali sayısı 100’ü aşkındı.

Aradan geçen zamanda Azerbaycan işi tersine çevirdi; Moskova da bunu görüyordu.

Dolayısıyla Ermenistan yönetimine saldırı cesareti vermesinin gerisinde, “Paşinyan’ın yenilgisinden kâr çıkarma çabası” olduğu savlanıyor.

KALKANLARI NEDEN ÇALIŞTIRMADI?

Analizi güçlü kılmak için Türkiye’nin Azerbaycan ile kısa süre önce yaptığı tatbikat sonrası füze ve SİHA desteği verdiği anımsatılıyor.

Buradan yola çıkılarak şu iki noktanın üzerinde duruluyor:

1- Ermenistan’da kurulu Rusya’nın kontrolündeki S-300 ve S-200’ler, neden Azerbaycan’dan gelen füzelere kalkan görevi yapmadı? İHA ve SİHA avcısı Pantsir-SM sistemlerini kullanmadı?

2- S-300 ve S-200’ler uzun süredir bekleyen sistemler olduğu için çalıştırması halinde ıskalamasından mı çekindi? Yoksa bilinçli olarak mı çalıştırmadı?

ENERJİ OYUNU

Bir diğeri de Doğu Akdeniz’deki gerilimle başlayan enerji hatlarına yönelik gelişmeler…

Şurası açık ki ABD bir süredir Rusya’nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerindeki etkisini kırmak istiyor.

Bir süre önce bu sütunda görüşüne yer verdiğim Prof. Dr. Sertaç Başeren’in tezine göre bunun gerisinde, “Almanya’nın Kuzey Akım-2 projesine darbe vurma” çabası var.

Öncelikle Washington, Almanya’ya gidecek Kuzey Akım-2 ve Türk Akım-2’nin gerçekleşmesi halinde yararlanan ülkeleri CAATSA yaptırımları kapsamına alacağını açıkladı.

Prof. Dr. Başeren’in tezine göre bunun gerisinde Almanya’nın gaz alımına dönük planı var.

Rusya’nın gazdan elde edeceği kazancının önüne geçerken, sıvılaştırılmış kaya gazını Almanya’ya satmak, enerji sürekliliği için de Doğu Akdeniz’i garanti olarak sunma çabasına girdi.

ABD oyununu, AB’nin asli üyesi olarak karar mekanizması içinde yer alması nedeniyle Yunanistan ve GKRY üzerinden kurdu.

Türkiye’yi oyun dışında tuttu…

TÜRKİYE’Yİ KOPARMAK

Ankara’da yapılan analize göre Rusya’nın bir taşla vurmayı hedeflediği ikinci kuş ise Türkiye ile batı ilişkisini daha sorunlu hale getirmek, NATO ittifakından uzaklaştırmak.

ABD ve Fransa olmak üzere batılı ülkelerin Ermenistan’ın yanında saf tutacağını görüyordu.

Ayrıca saldırıları da sinir uçlarına dokunur gibi enerji nakil hatlarının geçtiği bölgelerde başlatmasını sağladı.

Türkiye’nin, kardeş Azerbaycan’ın yanında yer alırken, enerji güvenliğini tehdit eden Ermenistan saldırılarına sessiz kalmayacağının da farkındaydı.

Bu durum Ermenistan’ın yanında saf tutan batının Türkiye karşıtlığını kamçılayacağı açıktı.

Hedef de Türkiye’yi batı blokundan koparmak, hem de BTC ve TANAP’ı riskli hale getirerek batıya enerji güvenliği konusunda kaygı uyandırmaktı.

Bu analize göre Moskova, Karadeniz’i istikrarsız hale getirerek Türkiye’nin tespit ettiği alanlarda gaz çıkarmasını imkansız kılma çabasını da güttü.

Kendini, Kafkaslar ve Doğu Akdeniz’de oyun kurucu olan, AB’ye de sürekliliği olan güvenli enerji sunan vazgeçilmez ülke konumunda tutmak istedi…

ÖNCEDEN GÖRMENİN GETİRİSİ

Ankara bu analizi önceden yaptığı için tedbirini baştan almış, tatbikat sırasında kullanılan bazı İHA ve SİHA’lar ile ürettiği füze sistemlerini Azerbaycan’a bırakmış.

Ermenistan’ı zor durumda bırakan Azerbaycan başarısının gerisinde geleceği önceden görmenin getirisi varmış.

Ankara’da, Moskova’nın kontrollü gerilimin devam etmesini isteyeceği kanısı yüksek…

Ancak Türkiye’de 110 bin çalışanı, yani aileleri ile birlikte nüfusunun dörtte biri bulunan Ermenistan yönetimi bu riski daha ne kadar taşıyabilir?

Paşinyan hükümeti destek verdiği eski Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan’ın 1991’de İstanbul ziyaretiyle attığı adımın benzerini beklenmedik şekilde atabilir mi?

Bütün bunlar beklenip görülecek gelişmeler.

Bir gerçek var ki Suriye sorunu üçüncü aşamada Akdeniz’e aktı, oradan da bileşik kaplar gibi olan Ege ve Karadeniz’i ısıtıyor…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar