Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

BAŞINIZI kaldırdığınızda gökyüzü yerine dağı gördüğünüz bir coğrafya…

Biri bittikten sonra diğerinin önünüze çıktığı, ardı sıra dizilmiş, yüksekliği 4-5 bin metreye çıkan dağ plakaları…

Irak’ın kuzeyinde Türkiye’ye en yakın olan Silopi’nin altında bulunun Dayrabun’dan başlar, Kandil’e kadar uzanır…

Terör örgütü PKK ve uzantıları da Sincar- Kandil arasındaki geçişlerde güney yerine bu dağ silsilesini kullanır.

AĞIZDAKİ ÇÜRÜK DİŞ

Çünkü güneye gittiğinde karşında çoğu kez kendinden hiç haz etmeyen, hatta “ağızdaki çürük diş” olarak gören peşmerge ile çatışma kaygısını taşır…

Nitekim geçmişte de yaşandı, Dohuk ve Amediye’de KDP’nin desteğindeki peşmerge ile birbirine girdi.

Bu Süleymaniye hattını elinde tutan KYB’nin de KDP ile tartışmasının en önemli nedeni haline geldi.

Erbil, PKK’yı kontrolünde tutamadığı için KYB’yi suçladı.

O nedenle bu sıkıntıları yaşamamak, bir anda tutuklanmamak için dağ serisini kullanarak Kandil’den Sincar’a ulaşır…

İRAN’IN GEÇİŞ HATTI

Dağ serisini tek başına PKK da kullanmaz.

İran’ın Suriye’deki milis güçlerinin geçişini yaptırdığı üç kapıdan en önemli olanı Gara dağ serisidir.

Bu güzergahın kontrolünü elinden bırakmak istemez.

Anımsanırsa yakın geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu bölgeye yaptığı bir harekat sırasında İran, kontrolündeki 20 bin Haşdi Şabi gücünü Sincar’a soktu.

Sadece İran değil, bir zamanlar bölgede etkin olan ABD de Suudi Arabistan güçlerini burada güçlü kılmak istedi, ama başaramadı.

ÇOK AZ ORDU BAŞARABİLİR

Bölgeyi iyi bilenlerden, ORSAM’dan Bilgay Duman ile dün orayı gidip görmüş kişiler olarak Gara bölgesinin coğrafi koşulları üzerinde sohbet ederken şu tespiti yaptı:

Dünyada çok az ordu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Gara’daki operasyonunu gerçekleştirebilecek kabiliyettedir. Hem coğrafi koşullar, hem de operasyonun Türkiye yönünde kuzeyden değil de güneyden yapılması nedeniyle. Şu an telsiz konuşmalarında PKK birçok grubu ile temas kuramadığını söylüyor. Resmi olarak kayıpları 53 gözükse de bu bize terör örgütünün çok fazla kayıp verdiğini gösteriyor.”

Buna karşın Kandil’den geçişin sağlandığı Sincar’a operasyonun o denli kolay olmayacağını belirtti.

Nedeni de Sincar’ın son dönem kent olarak nüfusunun çok artması, PKK’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ardı sıra gelen operasyonları nedeniyle şehre çekilmesi ve hendek benzeri direnişe hazır olması ve BM ile ABD’nin şehirdeki varlığı.

Bütün bunların yanına bir de Erbil ile Bağdat’ın anlaşması sonrası bu bölgeye özgü yeni bir yönetim yapılanması hakkının verilmesi ve BM’nin de bunu gözetimine alması…

Dolayısıyla sadece ABD varlığı da yetmiyor.

Duman’ın da kayda geçirdiği gibi “birbiri ile zıt gibi görünse de çok sayıda değişken gücün ortak korumasına” tanıklık ediliyor.

Bilgay Duman, geçen yıl Bağdat ve Erbil ortaklaşa operasyonla Sincar’a girmeye kalktığını ancak İran etkisindeki milis güçlerin direnişiyle karşılaştıklarını anımsattı.

Duman’ın da anımsattığı gibi Sincar’da varlık gösteren Haşdi Şabi’nin milis yapılanması Asayib Ehlilhak Hareketi lideri Kays Hazali, gelişmelere sert tepki gösterdi.

Yetmedi, geçmişte Hizbullah’ın başında iken, bir anda Haşdi Şabi’nin Genelkurmay Başkanı olan Abdulaziz Ebu Fedek, beklenmedik bir şekilde Sincar’a gitti ve bölgeden çıkarılmak istenen gruplarla görüntü verdi.

Bu da Bağdat ve Erbil’in geri adım atmasına yetti.

YA SİZ HALLEDİN YA DA BİZ GİRELİM

Ancak Türkiye ısrarını sürdürdü, Bağdat ile yapılan görüşmelerde “Ya siz halledin ya da bırakın girelim, yok edelim” yaklaşımı gösterdi.

Pençe başlangıç isimleri ile sıralanan Gara operasyonları da bu kapsamda başladı.

Sincar ile Kandil’in bağının kesildi, sıra dağda güzergahındaki konaklama istasyonlarının ağırlıklı bölümü yerle bir edildi.

Bilgay Duman, ikisi operasyon 13’ü de PKK’nın kalleş ateşi ile 15 şehit verilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirirken, Gara operasyonunun başarılı olunduğunu belirtti.

Buna karşın Sincar’a operasyonun zor olduğunun da altını çizdi.

Neden de İran’ın milislerinin Suriye’ye geçişte kullandığı Necef-Kerbela ve Ambar kapılarından çok daha etkin olan Sincar kapısını kullanması.

Bunun yanında ABD’nin bu bölgede etkinliğini sağlamak için girişimleri ve bölgede PKK yapılanması olmasa dahi, Suriye’deki yapılanmanın bir uzantısı olan Sincar örgütlenmesi de Bağdat Parlamentosuna dağ kadrosundan bir üye gönderecek kadar etkili…

Hele ki bu yılın Haziran’ında Irak’ta seçimin yapılacağı da göz önüne alındığında, Bağdat ordusunun operasyon içinde yer alması güç görülüyor.

Nitekim Irak Başbakanı Aralık ayındaki Ankara ziyaretinde söz vermesine karşın, Erbil ile Bağdat’ın Sincar’a ortak operasyonu uzun sürmedi, geri çekilmek zorunda kaldı.

Buna bir de Musul bölgesinde son dönem tekrar varlığını göstermeye başlayan DAEŞ eklendiğinde durum çok daha içinden çıkılmaz hal aldı.

Erbil ve Bağdat ile imzalanan Sincar Anlaşması ile kantonal yapılanmasına izin veren BM gözetimindeki durumu da Sincar operasyonun önündeki bir başka sorun.

Bu da birbirine zıt güçlerin el birliği ile YPG’nin Suriye’nin kuzey doğusundaki gibi, Irak’ın Kuzey batısında da bir başka isimle PKK’yı kalıcı hale getirmeye başladı.

Sincar'ı şiddetin açık pazarı haline getirdi.

TERÖR NEDENİYLE

Türkiye’nin ABD’ye yönelik tepkisi de işte tam bu noktada ortaya çıktı.

ABD, 13 şehidin verildiği Gara bölgesindeki terör örgütü eylemini, “Türk sivillerin terör örgütü olarak tanınan PKK tarafından öldürüldüğüne dair haberler doğruysa, bu eylemi mümkün olan en güçlü şekilde kınıyoruz’’ yaklaşımıyla kınadı.

Bu da Ankara’nın tepkisini çekmeye yetti.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak nota verildi ve “açıklamaya tepki en şiddetli şekilde verildi” denildi.

Bu da uzun süredir ABD’nin yeni yönetimi ile Ankara arasındaki üst düzey ilk temasın sağlanmasını beraberinde getirdi.

Bir süre önce ABD Dışişleri Bakan Sözcüsünün yakın zamanda görüşeceklerini belirttiği Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile mevkidaşı Blinken arasındaki ilk görüşmenin gerçekleşmesine neden oldu.

İki bakanın ilk görüşmesi yapıcı gerekçe yerine, tepkili bir nedenle gerçekleşti.

Sonrası nasıl gelişir kestirmek kolay değil, bölgede Türkiye’nin kaşlarını kalkmasına yol açan isimleri ABD’nin yeni yönetiminin ataması geleceği görmek açısından yeterli.

ANAYASA ZOR

Gelelim işin bir başka yönüne…

En düşman güçlerin dahi esir aldıklarının yaşamını koruduğu dünya düzeninde, Gara’da terör örgütü PKK gerçeğini bir daha gözler önüne serdi.

Yuvalı, Pınarcık’ta savunmasız çocukları nasıl katlettiyse, benzer anlayışını sürdürdüğünü, olağan davranışından geri adım atmadığını gösterdi.

Bu gelişme bundan böyle TBMM’de HDP’nin de içinde bulunduğu bir uzlaşı komisyonunda Anayasa yapılmasını olanaksız kılar.

Zaten diğer parti gruplarının da yanaşması imkan dahilinde değildi.

Şurası açık ki Gara’da yaşanan gelişme HDP’ye yönelik tepkiyi de yükseltir, bir süredir kapatılması veya Hazine yardımının kesilmesine yönelik adımların atılmasını hızlandırır…

TBMM’de bugün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın İçtüzük gereği önemli olaylar karşısında söz alma hakkı kullanacak ve Meclis’i bilgilendirecek.

Bakanların konuşması sonrası da siyasi parti gruplarına onar dakikayı aşmamak üzere söz verilecek.

Grubu bulanan HDP sözcüsü de bu kapsamda konuşacak.

CHP’nin dünkü MYK toplantısında bu durum ele alınmış ve şu görüş öne çıkmış:

“7 Haziran ile 1 Kasım seçimi dönemini sanki yeniden yaşıyoruz…”

Umarım gerilimi çok daha attıran bir ortam söz konusu olmaz…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar