Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

TÜRKİYE vaka ve hasta sayısında en yüksek rakamlarına geçen yılın Kasım, Aralık ayında ulaşmıştı.

Dün gösterdi ki günlük 30 bini aşan vaka sayısıyla yeni bir pikin eşiğinde...

Bunun nedenleri konusunda çok şey söylenebilir.

Kademeli geçiş kararı alınması ve bunun kıstaslarının belirlenmiş olmasına karşın uygulanmaması konusunda hükümet kararına işaret edilebilir.

Daha önemlisi yarın yapılacak Kabine toplantısında yeni bir kapanış sürecinin kapısı da aralanabilir.

Hazır Ramazan ayı başlayacakken, zaten lokantalar ve kafelere fazla uğrayan olmayacak deyip, Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda belirlenen renklere uygun yeni kapanma stratejisi gelebilir.

Bunları yakın geçmişte öngörmek kolaydı, ancak kabine toplantısından nasıl bir karar çıkıp uygulanacağını beklemek gerekiyor.

AZAP ÇEKENLERİN MAKBULİYETİ

Türkiye vaka sayısında 30 bini aşınca Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın’ı arayıp ne düşündüğünü sordum.

Dünyanın farklı ülkelerinden ilahiyat fakültesi öğretim üyelerinin katıldığı pandemi ile ilgili bir toplantıdan çıktığını belirtti.

“İlahiyatçılar, salgına çok daha anlamlı bakıyorlar” diye söze girip gerisini getirdi:

“Mısır’dan bir akademisyen karantina sürecini, ‘azap çekenlerin dünyanın iyileşmesine’ sağladıkları katkılarıyla karşılaştırdı. Onlar kadar makbul olduğunun altını çizdi; etkileyiciydi...”

Aslında dikkat çekmesi önemli, çünkü din alimleri toplumun çok daha geniş katmanlarına ulaşma yetisine sahip.

İster Müslüman, ister Hıristiyan, Yahudi veya bir başka dine mensup olsun.

Din adamlarının bir cümlesi, toplumun büyük kesimlerini etkiliyor; tabi twitter'dan abukluk yapma yerine, Mısır’daki bilim insanı gibi topluma önemli mesajlar aktaranlar için geçerli bir durum...

AİLE BULAŞI ARTTI

Salgının geldiği noktaya ilişkin de önemli tespitleri vardı.

Son dönem İngiliz mutantının hakim varyant haline gelmeye başladığını belirtti.

Vuhan virüsü ile aynı etkiye sahip olmakla birlikte daha hızlı yayıldığını anımsattı.

Halk sağlığı uzmanı olarak, filyasyon ekiplerinin çalışmalarını da yakından takip eden Prof. Dr. Levent Akın’ın gözlemlediği şu nokta ise önemliydi:

“Aile içi enfeksiyon oranı çok yükseldi. Aileden bir kişiye bulaşıyor, bakıyorsunuz bir anda bütün fertleri kapsamış ve aile hasta olmuş.”

İddia o ki İngiliz mutantı Vuhan’a göre daha az hasta ediyor...

“Bu doğru değil” diye söze girip devam etti:

“Elimizde bunu kanıtlayacak tek veri yok. Vuhan ile aynı etkiyi yapıyor. Bulaş hızı da çok yüksek...”

İNTİKAM ALIR GİBİ

Normalleşme sürecinde toplumun “intikam alırcasına” lokanta ve kafelere, normalleşmeye saldırdığını belirtti.

Kıta Avrupası'nda alınan tedbirlerin, durumun iyi olmadığını gösterdiğinin altını çizdi.

Madem durum böyle, o zaman Türkiye'nin neden normalmiş gibi davrandığını sordum.

Dünyada iki sistemin uygulandığını anımsatıp yanıtladı:

“ABD normalleşmeye devam ediyor; kapatmadan aşı yaparak sorunu çözüyor. AB ise aşıya tam ulaşma sorunu yaşadığı için kapatıp sorunu çözme yoluna gidiyor. Elinizde aşınız varsa kapatmayabilirsiniz...”

Aslında son cümlesi her şeyin özeti.

Çünkü dünya aşıya ulaşma konusunda ciddi sorun yaşıyor, ülkeler aşı konusunda önce kendi vatandaşını veya işbirliği içinde olduğu ülkeleri tercih ediyor.

Sonra diğer ülkelere aşı verme yoluna gidiyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün aşıların zengin ve yoksul ülkeler arasında adil şekilde paylaşımını öngören Covax sistemi ise çökmüş durumda çalışmıyor.

İNSANDAN HAYVANA

Son dönem bazı bilim dergilerinde de dile getirildiği ve örnekler verildiği gibi Covid-19 virüsü insandan hayvanlara geçip, yeniden insana bulaşma yoluna evrilir mi?

Bunun getireceği riskler ne olur?

Prof. Dr. Levent Akın, birkaç vaka dışında geniş bir olaya rastlanmadığını belirtti.

Danimarka’da yaşanan vizon katliamını örnek gösterdi...

Ancak bunun ötesinde bir olayla karşılaşılmadığını anımsattı.

Ayrıca bugüne kadar hayvandan insana bulaşan virüsün, insandan insana geçmesine de çok ender rastlandığını anımsattı.

Sarı humma, sıtma hastalığını buna örnek gösterdi.

Örneğin sivrisinek aracılığıyla bulaştırılan sıtma, insandan insana bugüne kadar geçmedi.

Buna ilişkin tıbbi adını burada sıralayamayacağım boyutta başka örnekler de verdi...

PATLADI GELİYOR

Başa döndü, vaka sayısındaki artışın yakında hastane yataklarını da doldurmaya başlayacağını anımsattı.

Aşının 65 yaş üstüne büyük oranda yapılmış olmasının yarattığı olumluluğu yaşamakla birlikte tehlikenin kapıda olduğunun altını çizdi.

Vaka sayısının 30 bine çıktığı ve yeni bir pikin yakalandığı dün gösterdi ki patladı geliyor ve önü de alınacak gibi görülmüyor.

Biz ise yakalanana kadar bunun ne büyük bir bela olduğunu anlamakta zorlanıyoruz.

Üstelik bu yeni mutant hastalık geçireni de aşı olanı da vuruyor.

Daha önemlisi çocukları da etkiliyor...

İnanmayan son dönem kaç ilkokulun karantinaya girdiğine baksın...

Haydi kendiniz için yapmıyorsunuz, bari evlatlarınızı düşünüp tedbirinizi alın...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar