Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

SİYASİ hayata dün yeni bir parti daha katıldı, muhtemel ki bugün de bir yenisinin kuruluşuna tanıklık edeceğiz.

Yeni yılla birlikte kurulan siyasi parti sayısı da böylece dörde çıkmış olacak.

Politik arena bu kadar boş veya talep bu denli yüksek mi ki, pıtrak gibi parti kuruluyor?

Ya da bu denli çok partinin kurulmasına, yeni sistem mi neden oldu?

Hani, yüzde bir oyun da işe yaradığı yüzde 50+1’in getirdiği sonuç mudur?

Yoksa, hepsi birer Politik AVM haline dönüşen ittifak sistemi içinde yer bulmanın getirisi mir?

Politik AVM söylemi de bana ait değil; mevcut iki büyük ittifaktan birinin, CHP’nin Grup Başkanvekili Özgür Özel’in dile getirdiği bir benzetme.

Seçmen her iki ittifaka Özel’in de vurguladığı gibi AVM mantığı içinde davranıyor.

Hangisinden ne alacağına bakıyor, ona göre tercihte bulunuyor.

İTTİFAKLAR İDEOLOJİYİ TÜKETTİ

Eskiden olduğu gibi siyasi taraf da değil, çünkü ittifaklar ideolojileri tüketti.

Kimse sağ veya sol diye bakmıyor…

Onlar ise her bir görüşten bir parça bulundurmayı iyi seçmen çekmenin getirisi sanıyor.

Oysa eskisi gibi iktidara yürümek için seçmene politik, ideolojik, kültürel anlam üretmenin önemi kalmadı.

Sağ-sol kavramları çoktan buharlaştı; yerini yeni bir döneme bıraktı.

Bundan böyle hem seçmeni, hem de talebini yaratmanız gerekiyor.

Artık sadece oy değil, seçmenin talebinin de üretilmesi gerekiyor.

Çünkü sisteme yeni oyuncular girdi.

SİYASİ TALEP ÜRETİMİ

Sözünü ettiğim, zamanında yapılması durumunda 2023'de seçime girecek 2005 sonrası doğan 5 milyon 940 bin 916 seçmen.

Bu seçmeni yakalayabilmek için partiler, “Benim sorunumu ancak onlar çözer” dedirtmenin yolunu arıyor.

Yani Z kuşağı diye tanımlanan bu kesimin, kendi sorunlarını ancak o partinin çözeceğine inandırmakla kalmayıp, onların bunu dillendirmelerini sağlaması da lazım…

Yani siyasi talebi üretmesi de gerekiyor.

OK BOOMER

Siyasi partilerin son dönem animasyonlara yönelmesinin gerisinde de bu yatıyor.

Oysa Z kuşağı denilen yaş grubu siyasetten uzaklaşmak için animasyona yöneldiğini fark etmiyor; bunu yaparak onların özel alanına girdiğini; daha da itici hale geldiğini görmüyor.

Bunun nedeni de genç kuşağın deyimiyle siyasetin “Ok boomer” halleri…

Anlamı da ikinci dünya savaşından sonra nüfus patlamasıyla doğan ve “boomer” diye bilinen kuşağa gönderme…

Yani 1940’ların sonundan, 1960’ların ortalarına kadar doğanların, üstten bakan, terbiye tembihleri ve tavsiyeleriyle dolu cümlelerine, kendisine “zoomer” adını veren Z kuşağının yanıtı.

Sürekli öğütlerden sıkılan, “ben senin yaşındayken…” diye başlayan cümlelere kulak tıkayan, Z kuşağının “tamam dede anladık; sen konuş ben yoluma gideceğim” demesi…

RETORİK ÇOKTAN TÜKENDİ

Bu neslin sizin en iyi olduğunuzu, sorunlarına çözüm bulacağınızı dile getirmelerini, yani talebi üretmeyi bu yöntemle nasıl sağlayabilirsiniz?

Siyasetin laf, retorik ürettiği dönemlerde, politik tüketim kendiliğinden gerçekleştiği için anlamı vardı.

“Ne güzel konuştu… Nasıl da büyük laf etti…” denilip kendiliğinden satın alınan ürün haline dönüşebiliyordu.

“Barajlar kralı… İşçi köylü veya gençliğin yoldaşı…” cümlelerinin bir anlamı vardı…

Oysa bugün hem tüketici olarak seçmeni, hem de onların sadece sizin başarabileceğinize yönelik talebi ortak üretmeniz gerekiyor.

Ayrıca unutmayın ki bu nesil için talep üretimi, anlam üretiminden çok daha pahalı…

Onun için ince bir zekaya, daha önemlisi iki yaşında ellerine geçirdikleri bilgisayarlarla ulaştıkları global köye varabilmeniz yetmiyor; oradaki yaşamı anlamlandırabilmeniz de gerekiyor.

Onları, kamuoyu yoklamalarıyla sürekli sondajlamanızla da cevherine ulaşmanız olası değil…

Çünkü sözlerinizin onlara göre bir “anlama” sahip olması lazım.

Siz onları anlamadan, nasıl anlam talebini yaratabilirsiniz ki?

Anlamak için önce onlar gibi düşünen, bakan, hatta birlikte yaşayan kadroya sahip olmak gerek.

Böyle olmadığı için kamuoyu yoklamasındaki “OK boomer” sözünü oy onayı sanırsınız.

ORTA BOY PARTİ GİBİ

Başta da belirttiğim gibi siyaset ittifaklarla birlikte “Politik AVM”ye dönüştü.

Burada büyük dükkan sahipleri zaten belli, hatta orta boyda yer tutanlar da belli...

Yeni gelenler ise koridorda stant açmaya razı.

Nasıl olsa müşteri aynı AVM’ye geliyor, onlara da pay düşer diye bakıyor.

Peki ya bu dönem oy verecek, orta boy partinin oyu kadar sayıya sahip gençler…

Bugün onların en mutlu günü; 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı…

Hepinize kutlu olsun…

Ok boomer…”

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar