"Masadaki özeleştiri…
ALTILI masanın ikinci turunun ilk toplantısı, adayın kim olacağına yönelik karşılıklı açıklamaların geriliminde başladı.
Bu açıdan toplantıda yaşanacaklar aslında geleceğin şekillenmesi açısından da mesaj niteliğinde olacaktı.
Hemen belirteyim; CHP’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ikinci turun ilk zirvesi oldukça olumlu bir havada geçmiş.
Bu zemini sağlayan da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olmuş.
Ev sahibi olarak “Hoş geldiniz” konuşmasını yaparken doğrudan gerilime yol açan adaylık konusuna girmiş.
Çuvaldızı bir anlamda kendi partisinde adaylık tartışmasının başlamasına yol açanlara da batırırcasına partisinin tutumunu eleştirmiş.
Günün her saati iktidar kesiminin arzu ettiği şekilde adaylık tartışmasının yapılıyor olmasının kendilerine değil, karşı tarafa fayda sağladığını vurgulamış.
AÇIKLAMALARI YANLIŞTI
Liderlerin yakın çevreleri ve kurmaylarına aktardığına göre Kılıçdaroğlu, “Bizim arkadaşlarımızın açıklamaları da bu kapsamda yanlıştı” deyince masada hava ılıman bir hal almış.
Kılıçdaroğlu, kurmaylarına da aday tartışmalarından uzak durmaları talimatı verdiğini belirtip, parlamenter demokratik sistemi öne çıkaran bir zeminde ilerlenmesi gerektiğinin altını çizip, verdiği talimatı şöyle açıklamış:
“Arkadaşlarıma, eğer Cumhurbaşkanı adayı konusunda görüş beyan edecekseniz 6’lı masada liderlerin çıkardığı bir metin var, onun dışına çıkmayın…”
Kendisinin de dün katıldığı Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın yayınında da açıkladığı gibi, farklı siyasi görüşten 6 liderin işbirliğinin Türkiye açısından önemini sıralamış.
“BU MASADA SÖYLEDİM…”
CHP liderinin ardından tartışmanın bir tarafı olan İYİ Parti lideri sözü almış.
Akşener, Habertürk’teki yayında dile getirdiği sözleri daha önce 6’lı masa toplantısında da söylediğini belirtip, “O gün burada ne dediysem, Habertürk’teki yayında da aynını söyledim” hatırlatmasında bulunmuş.
Aslında parti yönetimleri ile bir ilişkisi olmayan, ancak kendini CHP’nin asıl sahibiymiş gibi lanse eden bazı kişilerin televizyonlardan yaptığı konuşmanın İYİ Parti tabanını rahatsız ettiğini de bu aşamada kayda geçirmiş.
Özellikle HDP ile de ortak hareket alanı gerçekleştirilmesi gerektiğine yönelik sözlerin kendi tabanını oldukça öfkelendirdiğini belirtmiş.
Bu tutumun Anadolu gezilerinde tabanından “Ayrıl, niye onlarla birlikte duruyorsun. Madem HDP’yi istiyorlar, devam etsinler” tazyikine muhatap olduğunu belirtmiş.
Bu tip çıkışların devam etmesi halinde bugün zor ikna ettiği tabanının tazyikini engellemekte zorlanacağını da kayda geçirmiş.
YEREL SEÇİM STRATEJİSİNİN AYNISINI UYGULAMAYA VARIM
Bu aşamada bazı konuşmalardan örnekler vermiş.
Akşener, 2019 yerel seçimde izledikleri stratejiyi de anımsatıp eklemiş:
“Yerel seçimde uyguladığımız stratejinin aynısına devam ederiz, onun dışındaki arayışlar ve sözler bu masaya da zarar verir…”
DEVA lideri Babacan ve DP lideri Uysal bu konuda konuşmamış, SP lideri Karamollaoğlu, bu tartışmaların toplumun ilgisini ve desteğini gösterdiği parlamenter demokratik sistem konusunu gölgelediğine vurgu yapmış.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu da aday tartışmasından biran önce çıkılması gerektiğini, seçim takvimi açıklanana kadar da bu konuya girilmesinin doğru olmayacağına ilişkin görüşünü yinelemiş.
Sonunda gerilime yol açan konuda uzlaşı, “Bundan böyle parlamenter demokratik sistemi daha öne çıkaracak açıklamalara yönelme kararı” ile olumlu bir havaya dönüşmüş.
Ardından da daha önce de masada konuşulan, ancak isimlendirmesi yapılmayan başta iletişim komisyonunun oluşturulması olmak üzere önceki gün açıklanan başlıklara geçilmiş.
Bu arada kendilerinin de açıkladığı gibi daha kısa aralıklarla bir araya gelinmesi, liderlerin karşılıklı ziyaretlerinin arttırılması konusunda da karara varılmış.
Asıl soru ise bütün bunların partilerin içinde Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışmasını bitirip bitirmediğinde noktalanıyor.
Hemen belirteyim bu konuda CHP’nin kararlılık tonu çok daha katı ve koyu bir hale dönüştü.
Yakın geçmişe kadar Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda sessizce onay verenler, dün baktım daha yüksek sesle görüşünü dile getiriyor.
LİDERLER OLMASIN DİYENLER
İYİ Parti’de ise durum biraz daha farklı; geleneksel milliyetçi kanattan gelenler Kılıçdaroğlu adına soğuk, hatta hiç istemiyor.
Daha doğrusu bir liderin aday olmasına sıcak bakmıyor; bunun yerine bir ismin belirlenip, bütün liderlerin yanında yer aldığı ortak cumhurbaşkanlığı sistemini öneriyor.
“Liderlerin Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasına dayalı” bu görüş masanın başka partilerinde de mevcut; nitekim Babacan bir süre önce benzer bir açıklamada bulunmuştu.
Ancak liderlerin milletvekili olmamaları, TBMM’de gruplarının başında bulunmamalarını zorunlu kılacak bu düzenlemeye partilerin hepsinin olumlu baktığını söylemek de zor.
Dolayısıyla bu konu bugün için kapanmış görünüyor.
Ancak çok sürmez, kısa vadede tekrar gündeme gelir.
Tartışmanın boyutu ise partilerin seçimde masadaki diğerine ihtiyacı oranına göre şekillenir…
- Gülmek ve ağlamak…32 dakika önce
- Kitlelerin hayal gücü…2 gün önce
- Olayın Olacağı Oda...4 gün önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı1 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?1 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce
- Seçme kıstası…2 hafta önce
- Cumhuriyet ve Demokrasi…2 hafta önce