Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

BAŞÖRTÜSÜ konusunda yaşanan siyasi restleşme, sonunda Anayasa değişiklik teklifine geldi dayandı.

Beklenti gelecek hafta içinde teklif metninin hazırlanıp AK Parti ve MHP milletvekillerinin oyları ile TBMM Başkanlığına sunulması.

Süratle de komisyonlardan geçirilip Genel Kurul’a getirilmesi…

AK Parti lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki günkü çıkışının ardından ziyaret ettiği MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesinde değişikliğe ilişkin kuralları belirlemiş.

Her iki taraftan aktarıldığına göre değişiklik 2008’de de gündeme gelen, 411 oyla geçen ancak Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğe ve demokratik yaşama aykırı bulunarak iptal edilen iki maddelik düzenlemenin neredeyse aynısını oluşturuyor.

Taraflara bunun dışında aile yaşamını düzenleyecek bir madde eklenip eklenmeyeceğini sorduğumda aldığım yanıt, “Hayır” oldu.

Düzenleme için üzerinde çalışılan iki maddeden biri Kanun Önünde Eşitlik başlığını taşıyan 10’uncu maddesinin son bendi.

Maddenin, “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” hükmünün parantez içindeki noktalı bölüme “…ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanmasında” ibaresinin eklenmesi, sonuna da bu düzenlemenin “hiçbir kanun ile iptal edilemeyeceği” ibaresinin eklenmesi hedefleniyor.

Böylece çifte dikiş atılarak ileride çıkarılacak bir kanuni düzenlemenin de önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Ancak maddeye kanunla ilgili ibarenin eklenip eklenmemesine ilişkin tartışma bitmiş değil…

Bir diğer madde 2008 düzenlemesinde de yerini bulan yükseköğrenim ile ilgili 42’nci madde.

“Kanunda yazılı olmayan sebeplerle yükseköğrenim engellenemez” ibaresi eklenerek zaten sorun olmaktan çıkan üniversiteye başörtüsü ile girmenin Anayasal güvenceye alınması hedefleniyor.

MHP’NİN 100 MADDESİNDE YOK

Başta da belirttiğim gibi değişikliğin çok boyutlu olmaması yönünde AK Parti ile MHP arasında ilke birliği sağlanmış.

MHP zaten baştan beri bunun bir yasa ve Anayasa meselesi olmaması gerektiği görüşünde.

Endişesi de bir kişinin peşmerge veya genel kültürel ahlaka uygun olmayan kıyafetle kamuda göreve gelip gitmeye başlaması halinde buna karşı ne yapılacağı…

Ancak gelinen son noktadan geri dönülmenin olası olmadığının da farkında…

Bu arada bir süredir AK Parti ve MHP’nin üzerinde çalıştığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da TBMM’nin açılış konuşmasında dile getirdiği kapsamlı Anayasa değişikliğinin bu aşamada gündeme gelmesinin söz konusu olamayacağı da kayda geçirildi.

DEVLETİN DİNİ İBARESİ DE YOK

Zaten MHP’nin 100 maddelik Anayasa önerisinde de böyle bir düzenleme yer almıyor sadece “Başlangıç” bölümüne, “Allah’ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk Milleti” ibaresinin eklenmesi öneriliyor.

Ancak bu düzenlemenin de getirilecek teklife eklenmesinin söz konusu olması da beklenmiyor.

Bu aşamada Anayasa değişikliği kapsamında tartışması yapılan, “Devletin dini İslam’dır” yönünde bir ibarenin eklenmesinin de söz konusu olmayacağının altı çizildi.

Başta da belirttiğim gibi sadece 10 ve 42’nci maddeler ile sınırlı bir Anayasa değişikliği olacak…

REFERANDUM TEHLİKESİ

Burada en önemli sorun ise değişikliğin TBMM’den referandumsuz geçmesi için karşı ittifaklardan birinin de desteğinin alınması…

Çünkü Anayasa gereği, değişiklik 360-400 arası oy ile çıkarsa ucunda referandum da var.

Referandumsuz kabul için gereken 400 milletvekilinin oyuna AK Parti (286) ve MHP (48) sandalye sayısı yetmiyor.

Daha ilerisi referandumlu bir değişiklik için de yeterli olmuyor, 335’te kalıyor.

Değişikliğin herhangi bir engele takılmadan geçebilmesi için AK Parti ve MHP haricinde 65 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var.

İYİ Parti’nin 37 sandalyesi ise ancak referandumlu çözüm sunuyor…

Referandumsuz geçebilmesi için gereken 400’e sandalyeye ulaşmak CHP (134) ve HDP’den (56) birinin desteğiyle olası...

AYNI SANDIK İÇİN 1995 ÖRNEĞİ

Bunun dışında referanduma kalma riski de yüksek…

Dolayısıyla tam seçime giderken bir de referandum ile karşılaşmak da olası…

Ayrıca referandumun milletvekili genel ve Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yapılması da mümkün.

Nitekim 1995 Anayasa değişikliğinde maddeye eklenen hüküm ile TBMM’den geçmemesi durumunda “ilk milletvekili seçimi ile bir arada yapılacağı” hükmü konuldu.

Ancak siyasi partilerin yurt dışı örgütlenmelerini ve Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasını zorlaştıran hükümler içeren değişiklikler TBMM’de beşte üç çoğunluk bulunarak referandumsuz geçti.

Böylece milletvekili seçimiyle bir arada yapılmasının önüne geçildi.

Bu değişikliğin nasıl sonuçlanacağını kestirmek de mümkün değil, çünkü referandumlu Anayasa değişiklikleri Türkiye’de olağan bir durum.

Nitekim 1982 Anayasası bugüne kadar 21 kez değişikliğe uğradı ve bunların altısı (1987, 1988, 2007, 2010, 2017) referandum ile sonuçlandı.

Tam seçime gidildiği bir sürede, özellikle de CHP, İYİ Parti ve MHP içinde konunun kanun maddesi ile düzenlenmesini doğru bulmayan milletvekillerinin olduğu gerçeği de göz önünde tutulduğunda referandum riskini de bünyesinde barındırıyor.

2001 UZLAŞISI DA OLASI

Ancak 2001 tarihinde dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un girişimiyle 34 maddesinde yapılan değişiklik gibi TBMM’de çoğunluk sağlanarak referandumsuz çözülmesi de olası.

Cindoruk’un girişimi ile Meclis’te sağlanan uzlaşı sonucu Anayasa değişikliği beşte üç çoğunluk ile sağlanmış ve dönemin Cumhurbaşkanı Sezer 33 maddesini onaylarken, milletvekili yolluklarına ilişkin bir maddesini referanduma gönderme kararı almıştı.

Aynı madde TBMM’de tekrar beşte üç çoğunlukla kabul edilince Sezer de bu kez onaylamıştı.

Benzer durum bu kez de söz konusu olabilir ve iki maddelik kanun referanduma gerek kalmadan 400 ve üzerindeki milletvekilinin desteğini alarak referandumsuz geçebilir.

Yoksa üç sandığın bir arada olduğu ilginç bir süreçle de karşılaşılması olasıdır.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar