Üç 360 eşiği…
ANAYASA değişikliğine ilişkin teklifi Cumhur İttifakı muhtemelen bugün TBMM’ye sunacak.
Teklif, muhtemel ki 2 gündür basına yansıyan şekliyle gelecek ve bir değişiklik olmayacak.
Bekletilmesindeki temel nedeni dün AK Parti ve MHP kurmayları, “Normalde 200 milletvekilinin imzası yetiyor, ancak biz Cumhur İttifakı bünyesindeki tüm milletvekillerinin imzasını almak istedik” diye açıkladı.
AK Parti ve MHP’li kadın milletvekillerinin bugün basın toplantısı düzenleyip, TBMM’ye sunmayı hedefledikleri iki maddelik metnin imzalarında bir sorun yok…
Ancak sonrası rahat bir yol haritası sunmuyor.
Hem iktidar hem de muhalefet açısından bünyesinde ciddi zaaflar barındırıyor.
MUHALEFET DESTEK VERMEZSE
CHP ve HDP kurmayları ile sohbetim de gösterdi ki her iki parti de destek vermeme konusunda kararlı.
En azından aile ile ilgili 41’inci madde konusunda taviz vermeme kararını koruyor.
Ayrıca bu madde, “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlığını taşıyor ki, son günlerde küçük bir kızın evliliği üzerinden yaşanan tartışma da muhalefetin tutumunu güçlü kılıyor.
Her ne kadar 6’lı Masa bu konuda kesin kararını vermemiş olsa da CHP istemeden referandumsuz seçim imkanı görünmüyor.
Neden de açık…
Değişikliğin referandumlu geçmesi için 360-400 arasındaki milletvekilinin oyuna ihtiyacı var.
Oysa Cumhur İttifakı bileşenleri TBMM Başkanı oy kullanamayacağı için 25 eksikle 335’te kalıyor.
Tek başına İYİ Parti veya HDP’nin desteği ancak referandumlu çözüm getiriyor; ikisi birlikte olursa referandumsuz çözüme ulaşılabiliyor.
HDP baştan tavrını koyduğu için referandumsuz çözüm, CHP desteğini vermediği sürece imkansız görünüyor.
İYİ Parti de “referanduma götüren parti” olmak istemediği için AK Parti’den başörtüsü konusunda, “CHP’yi ikna etmesini” bekliyor.
Olmazsa İYİ Parti de destek vermeyi istemiyor.
Ortaya çıkan muhtemel formül ise CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da dün katıldığı bir yayında "Bizim önerimize ters düşmüyorsa altına imza atarız" diye sinyalini verdiği başörtüsü ile ilgili maddeye 400 üzerinde destek verip referandumsuz geçmesini sağlarken, aile ile ilgili olanın da 360 altında bırakılması.
Ancak aile ile ilgili maddenin 360 ile 400 arasında kalması halinde de referandum kaçınılmaz karşılarına çıkacak.
Dolayısıyla her taraf açısından ilk 360 açmazı burada ortaya çıkıyor...
REFERANDUM HALİNDE 60 GÜNDE SANDIK ŞARTI
Bu da bir başka 360 sorununu doğuracak; çünkü iki maddeden herhangi biri 360- 400 arasında kalır veya Cumhurbaşkanı’nın doğrudan referanduma götürürse sandığın gelme zorunluluğu var.
Buna neden de Anayasa Değişikliklerinin Halk Oyuna Sunulmasına İlişkin Kanun…
Kanun’un 2’nci maddesi referandumlu sonuç çıkması durumunda 60 günün sonundaki ilk Pazar günü sandığa gidilmesini şart koşuyor.
SEÇİM KANUNU MU? İRADE BEYANI MI?
AK Parti içinde “Referandum seçim kanunu değil, irade beyanı. O nedenle bir yıl şartı yok, geçici bir madde ile bu halk oylamasında 60 gün şartını salt çoğunluğu sağlayıp, kanun değişikliği ile kaldırırız” diyenler var.
Ancak hangisinin seçim kanunu olup olmadığına hükmeden kanun, Anayasa’nın halk oylamasına sunulmasını da seçim kanunu olarak görüyor.
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, (298) daha ilk maddesinde Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanlığı seçimlerini sıraladıktan sonra son cümlesinde “…Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasında bu Kanun hükümleri uygulanır” diyor.
Dolaysız bir şekilde seçim kanunu olduğuna hükmediyor.
Yani kanunda yapılacak değişiklikle 60 gün şartının kalkması olanaksız…
Olabilmesinin tek yolu ise Anayasa’nın bir yıl uygulanmaz şartını 400 vekil desteği bularak bu seçimde uygulanmayacağını geçici bir madde ile hayata geçirmek.
Bu da imkansızın, imkansızı demek.
İKİ ANAYASACININ BAKIŞI
Nitekim Venedik Komisyonu Üyesi, Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Osman Can da Anayasa hukukçusu Doç. Dr. Ozan Ergül de referandumun da seçim kanunlarına tabi olduğunu ve değişikliğin Anayasa gereği bir yıl sonra uygulanabileceğini belirtti.
Can, “Anayasa’nın en bilinen kuralı, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, Anayasa’nın koyduğu esaslara göre yasama, yürütme ve yargı eliyle, seçim ve halk oylamasıyla kullanır’ kuralı açık. Seçim ve halk oylaması diyor, ikisini bir görüyor” dedi.
Bu tartışma geçmişte de yaşandı.
Her ne kadar 1995 Anayasa değişikliğinde sonuna “Halkoylaması, ilk milletvekili seçimi ile birlikte yapılır” hükmü eklenerek kural esnetildi.
Ancak o tarihte seçim kanunlarında yapılan değişikliğin bir yıl içinde uygulanamayacağı şartı yoktu, bu hüküm Anayasa’ya 2001’de girdi.
O nedenle referandumlu bir sonuç çıkarsa sonucun Resmi Gazete’de yayınlandığı günü takip eden 60’ıncı günün sonundaki halk oylamasına gidilmesi zorunludur.
SEÇİMİ AYARLAMANIN ŞARTI DA 360’A BAĞLI
Anayasa değişikliği yapılacak ve seçim de 18 Haziran’da olacaksa, referandum riskini ve 60 gün şartını dikkate alarak değişikliğin 18 Nisan’da geçmesi gerekir.
Eğer TBMM’de karar alınarak erken seçimin referanduma uydurulması isteniyorsa, burada da bir başka 360 şartını aşmak gerek.
Çünkü TBMM’de erken genel seçim kararı almak için de bir başka 360 oya ihtiyaç var.
MART’TAN SONRA ÇOK ZOR
Engeli aşmanın tek yolu ise Cumhurbaşkanı’nın yetkisini kullanarak seçime götürmesi; o da kaçıncı kez seçildiğine ilişkin bir başka hukuki tartışmayı tetikler.
Muhalefet bu tartışmaya girmemekte kararlı olsa da hukukçuların tartışır halde gündemde tutmasına destek vereceği açık.
Sonuç olarak Anayasa değişikliği muhtemelen bugün TBMM’ye sunulacak, ancak yol haritası o denli net olmayacak…
Buna bütçe sonrası tatil, EYT ve diğer öncelikli yasalar da eklendiğinde yol daha da uzayacak.
Zamanında seçim yapılması halinde dahi Mart sonrasında aday listeleri açıklanacağından, oy verdirmek için TBMM’de milletvekili kalmayacak…
- İktidar kapışması…3 dakika önce
- Gülmek ve ağlamak…2 gün önce
- Kitlelerin hayal gücü…5 gün önce
- Olayın Olacağı Oda...1 hafta önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı1 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?2 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce
- Seçme kıstası…2 hafta önce