İmamoğlu'na 2. dava mı geliyor!..
“EKREM İmamoğlu ile baba- oğul ilişkisi gibiyiz. Kendisi CHP’nin evladı olduğu gibi benim de evladım; ona sahip çıkmak benim boynumun borcu…”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında söylediği bu cümle, Saraçhane mitingi nedeniyle yaşanan gerilimli sürecin bittiğinin habercisi sayılabilir.
Bütün bunları söylememin nedeni ise tam karşımda CHP Grup salonunda karşılaştığım manzara ve sonrasında partinin en etkin isminin aktardığı bilgiler.
KOLTUĞUNA OTURTTU
Salonda en önemli görüntü CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun kürsüye çıkarken koltuğunu yanında oturmakta olan İmamoğlu’na bırakmasıydı.
Bu durum siyasi açıdan olduğu kadar, görsel olarak da bir o derece önemliydi…
Nitekim toplantı sonrasında tecrübeli bir CHP milletvekilinin şu cümlesi durumun özetiydi:
“Kemal Bey, ‘o koltuğa seni ancak ben oturturum’ mesajını net verdi. Partinin ve benim evladımsın diyerek de gelecekte mirasın abladan değil babadan kalacağını hayırları. ”
Sözünde haklı, geçmiş Grup toplantılarını izleyenler bilir ki konuşması sürecinde kürsüdeki liderin koltuğu çoğunlukla boş kalır; oturan olmaz…
İmamoğlu ise Grup Başkanvekili Engin Özkoç ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile birlikte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını oturduğu koltuğundan ikisi ayakta olmak üzere "El ele, omuz omuza..." ve Nazım Hikmet'in Güzel Günler Göreceğiz şiirinin sloganları arasında sürekli alkışladı.
Geçmişte, Muharrem İnce için söylediği "Gel Muharrem" gibi "Baba oğul" da yeni bir eleştiri fırtınası oluşturur mu?
Partinin etkili ağızlardan yanıt ''Olmaz çünkü bu cümleyi geçmişte ilk İmamoğlu kurdu...'' diye geldi...
Gelişlerinde olduğu gibi grup toplantısından çıkarken de ikisinin samimiyetleri yüzlerinden okunuyordu; aralarındaki ilişki de salonda söylenen baba-oğul betimlemesini teyit eder nitelikteydi.
BENİ GRURLANDIRDINIZ
Anlatıldığına göre CHP liderinin odasına çıkarken de İmamoğlu asansörde iki kez “Beni gururlandırdınız, ben de bu ailenin bir bireyi olarak gurur duyuyorum” demiş.
Buraya gelişin de ilginç bir hikâyesi var…
CHP’nin önceki gün yapılan Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sırasında parti yöneticileri İmamoğlu’nun mahkeme sürecinde yalnız kaldığı hissine kapıldığını belirterek, “Partinin kendisini yalnız bıraktığı gibi bir duyguya kapılmış” bilgisini aktarmış.
Toplantı bitip odasına geçince Kılıçdaroğlu, bu duruma üzüldüğünü belirtip İmamoğlu’nu telefonla aramış.
Kısa hal hatır sormadan sonra CHP lideri, Grup toplantısında mahkeme süreci hakkında konuşacağını belirterek, “Uygunsanız sizi de Gruba bekliyorum” deyince İmamoğlu da sabah geleceğini bildirmiş.
Nitekim İmamoğlu grup toplantısının hemen öncesinde saat 13.00 gibi Meclis’e geldi ve doğrudan Kılıçdaroğlu’nun odasına çıktı.
Grup başkanvekilleri ve parti yöneticileri kısa süre içinde ayrıldı ve Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu 20 dakika kadar baş başa konuştu.
Sonrasında da birlikte Grup toplantı salonuna geçtiler.
İKİNCİ KEZ MÜFETTİŞ
Toplantı sonrası da yine birlikte Kılıçdaroğlu’nun odasına çıkıp kahve içtiler.
Bu sırada yanlarında Genel Başkan Yardımcısı Torun ile Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve İlçe Başkanı Turan Taşkın Özer vardı.
Sohbette ağırlıklı olarak Beylikdüzü Belediyesi’nin öğrencilere sağladığı “beslenme çantası” üzerinde durulmuş, CHP lideri bu projenin çok daha yaygın bir hale getirilmesi için talimat vermiş.
Bu görüşmeleri de 20 dakika kadar sürdü ve sonrasında Torun, İmamoğlu’nu yanına alıp partili bir grupla Ankara’nın en eski lokantalarından Çiçek’te Ankara Tava yiyip İstanbul’a hareket etti.
İKİNCİ SORUŞTURMA
Şimdi gelelim asıl soruya…
Ankara’da yaklaşık üç saat kadar süren görüşme trafiği içinde Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı adaylık konusunu hiç konuştu mu?
Yakın çevrelerine aktardığına göre bu konu hiç ele alınmamış, daha çok dava ve gelebilecek soruşturma, kovuşturma ve mahkeme süreçleri üzerinde durulmuş.
Özelikle de yeni bir davanın yolda olduğu konusu üzerinde yoğunlaşılmış.
Anlattıklarına göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun uzun süre önce dile getirdiği, “belediye kadroları içinde terör ile iltisaklı kişilerin olduğuna” dönük iddiası üzerinden Büyükşehir Belediyesi bir soruşturma geçirmişti.
Ancak herhangi bir olguya rastlanmadığı belirtilmişti.
Ancak yakın zamanda ikinci bir müfettiş görevlendirilmiş ve Büyükşehir’de yeni bir inceleme başlatılmış.
Yine iddialarına göre ikinci müfettiş 105 belediye çalışanını terörle iltisaklı bulduğunu belirten rapor vermiş.
TERÖRDEN AÇIĞA ALABİLİR
Üzerinde durdukları böyle bir sürecin başlaması halinde İmamoğlu’nun terör örgütleriyle iltisaklı kişileri işe alıp, onlara destek olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılıp görevinden açığa alınması.
Bunun Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde olma ihtimali üzerinde de durulmuş.
Hukukçular, “Ahmak…” sözünün kanun gereği belediyedeki göreviyle alakalı olmadığı için İçişleri Bakanı’nın açığa alma yetkisinin bulunmadığını anımsatmış.
Ancak terör ile ilgili konularda Bakanlık yetkisinin bulunduğuna vurgu yapmış.
Buna karşı nasıl bir siyasi taktik geliştirmeleri gerektiği üzerinde durulmuş.
Beklenti 6’lı Masa ile de bağlantılı kalarak bu tür gelişmelere karşı kamuoyu oluşumunu sağlamak.
- İktidar kapışması…3 dakika önce
- Gülmek ve ağlamak…2 gün önce
- Kitlelerin hayal gücü…5 gün önce
- Olayın Olacağı Oda...1 hafta önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı1 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?2 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce
- Seçme kıstası…2 hafta önce