Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

BÜTÇE sonrası verilen tatil arasından dönen TBMM her seçim dönemindeki görüntülere sahipti.

Önde bir milletvekili veya aday olmayı amaçlayan siyasetçi, ardında da onlarca kişi…

Bu denli kalabalık olmasının nedeni de seçime giderken vilayet veya beldelerinin sorunlarını gidermek değil, istedikleri kişinin aday olmasını sağlamak.

Ancak bu seçimde ne kadar kalabalık toplayıp gelirse gelsin, hiçbir partinin tek başına aday belirleme şansı yok.

Buna neden de yeni Milletvekili Seçim Kanunu; partileri liste ittifakına itiyor.

Tek başına giren partinin D’Hondt sistemi nedeniyle artık oylarının sayılmaması gibi sonuç çıkarıyor.

Bu da partilerin çok az oyla milletvekili kaybetmesi anlamına geliyor.

ZOR GÜNLER

Bunlar da ister istemez partilerin listelerini birlikte yapmaları gibi bir zorunluluğu ortaya çıkarıyor.

Bütün partilerin böyle bir ittifaka girmesi söz konusu olabilir mi?

Bunu söylemek zor, ancak gelinen nokta onları bu işbirliğine zorluyor.

Belki de bundan olsa gerek, hem kendi, hem de işbirliği içine girmesi muhtemel partilerin yöneticilerine güç gösterisi yapılacak en iyi zemin olarak Meclis koridorlarını görüyor…

Ancak küçümsenmeyecek sayıdaki milletvekili büyük olasılık içinde bulundukları bu nedenlerden dolayı yılgın…

EN ÇOK 45 GÜN

Bu da ister istemez partilerin TBMM yönetimlerini zorluyor.

Neden de 30 Haziran’da seçimin olabilmesi için vaktinden önce seçim kararının 60 gün önceden yani 24 Şubat öncesinde alınma zorunluluğu var.

Seçim yasası gereği, 48 saat içinde Resmi Gazete’de yayınlanma ve 60’ıncı günün bitimini takip eden Pazar günü olması da eklendiğinde bu demektir ki 17 Şubat Cuma günü itibarıyla Meclis’in bu dönemini bitirecek son işlerini çözmesi gerekiyor.

Seçim kararının alınması ve milletvekili listelerinin yayınlanması sonrası zaten TBMM’de kimseyi bulmak olası değil.

Bu da TBMM’nin çalışma için önünde sadece 45 gün kaldığını göstermeye yeter.

Bu sürede TBMM Genel Kurulu’nun önünde dört büyük iş duruyor.

İlki hazırlıkları tamamlanan Emeklilikte Yaşa Takılanlar, ikincisi yargı paketi, bir diğeri ekonomik paket ve sonuncusu da Anayasa’nın iki maddesinde yapılacak değişiklik.

CHP VE HDP KARARLI

Bunların içinde en tartışmalı olanı ise başörtüsüne Anayasal güvence getiren ve evliliğin ancak kadın ile erkek arasında olabileceğini hükme bağlayan Anayasa’nın iki maddesindeki düzenleme…

CHP ve HDP milletvekillerinin ağırlıklı bölümü, bu konuda oldukça net; Anayasa değişikliğinin tam da seçime giderken bu dönemin işi olmadığı, bir sonraki dönemde ele alınması gerektiği konusunda kararlı…

İYİ Parti ise metnin değişmesi konusundaki tutumunu sürdürüyor, “bu haline de destek veririz” kararlılığını göstermiyor.

Metin değişmeden verilecek bir desteğin, bir kesimi memnun ederken, geniş kesimlerin tepkisine yol açacağını da görüyor.

Bundan dolayı komisyon aşamasında bir düzenleme yapılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Asıl sorun da burada başlıyor.

Çünkü daha üzerinden bir ay geçmiş ortak bir Anayasa metni bulunan 6’lı Masa’nın hedefleri arasında bu iki madde yer almıyordu.

Bunun seçim sonrasına bırakılması yönünde bir bakış vardı.

Ancak, CHP’nin kanun teklifi, ardından AK Parti’nin Anayasa atağı gelince İYİ Parti de kendi tabanının beklentisine karşı duramadı.

Tam bu aşamada SP milletvekili de AK Parti ve MHP’nin imzasıyla verilen iki maddelik değişikliğe imza koydu.

Dolayısıyla 6’lı Masa’dan karar çıkmadan süreci referanduma götürecek bir durum karşılarına çıktı.

Nasıl yol alacaklarına ilişkin bir netlik yok.

Bir yanda referanduma gidilmesi halinde bunun İYİ Parti oyları ile olacağına ilişkin bakış…

Diğer yanda ise CHP’nin buna yol açtığı ve asıl meselenin bu noktaya gelmesinin asıl müsebbibi olduğuna ilişkin bir diğer yaklaşım.

Anlaşılan o ki 6’lı Masa’nın yarın yapılacak toplantısının ana gündemlerinden biri bu madde olacak.

Alınacak karar süreci de belirleyecek…

Cumhur İttifakı açısından da bir başka açmaz var; o da görüşmelerin uzaması ve yetişememesi.

Dolayısıyla önümüzdeki 6 hafta önemli gelişmelere gebe…

Hele ki milletvekillerinin de 45 günü kalmışken...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar