Bakanlar istifa edecek mi?
SEÇİMLERİN yaklaşması, bakanlarla ilgili bir tartışmayı da ateşledi.
Başkanlık Sistemi’ne geçiş hızlı olduğu için geçen seçim tam uygulama olanağı bulunamamıştı.
Bundan dolayı da bakanlık görevine atananlardan bazıları milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kaldı.
Ondan önceki yapı parlamenter sisteme göre dizayn edildiği için bakanların aday olmaları halinde istifa edip etmeyeceklerine yönelik bir tartışma da yapılamadı.
Bugün ise sistemin ilk uygulamasının bütünüyle yürürlüğe gireceği yeni bir dönemdeyiz.
Eskiden, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları, bulundukları görevlerin sandık bağımsızlığına etkisi olacağı gerekçesiyle istifa ederlerdi.
Ancak yeni uygulamada bu kaldırıldı.
Fakat seçim kanunlarının Anayasa değişikliğine uyumu yeterince sağlamadığı için bazı konular boşlukta kaldı.
Bunun başında da milletvekili adayı olmak isteyen bakanların istifalarının zorunlu olup olmadığı geliyor…
Bu konuda iki farklı görüş çatışıyor; akademisyen hukukçuların da arasında bulunduğu bir kesim, bakanların da atama ile göreve geldiğini, bizzat sistemi kurgulayanların ilk günlerde dile getirdiği gibi “siyasi teknisyen veya siyasi bürokrat” olduklarını belirterek istifa etmeleri gerektiğini ileri sürüyor…
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları ise bunun tersi görüşte; onlar da bakanların diğerlerinden farklı olduğunu belirterek istifalarına gerek olmadığını savunuyor.
Dikkat çeken ise her iki tarafın aynı kanun maddeleri üzerinden savlarını ileri sürüyor olması…
“KAMU GÖREVLİSİDİR, İSTİFA ETMELİDİR…”
İstifanın gerekli olduğunu savunanların arasında yer alan Anayasa Hukuku Doçenti Dr. Ozan Ergül, bakanların da atama ile göreve gelen kamu görevlisi olduğunu belirterek istifalarının şart olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Ergül Anayasa ve Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 18’inci maddesini gerekçe gösterip ekledi:
“Anayasa ve Kanun, ‘yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri’ diyerek aslında bakanları da kapsama alıyor. Bakanlar atama ile göreve gelmiş kamu görevlileridir. Aday olacaklarsa istifa etmeleri gerekir…”
Bakanların partilerin merkez örgütlerinde görev üstlenmiş olmalarının istifa etmemelerine bir gerekçe olarak gösterilemeyeceğini de yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim üyeleri örneği ile verdi.
Öğretim üyelerinin siyasi partilere üye olup, yönetim dışındaki merkez organlarında görev alabildiğini anımsatıp ekledi:
“Kanun öğretim elemanlarının da yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliğini taşımayan kamu görevlileri gibi milletvekili adaylığı halinde istifalarını zorunlu koşuyor. Nasıl ki bakan yardımcıları istifa etmek zorundaysa, bakanlar da aynı yöntemle atandığı için istifa etmelidirler…”
“YÜRÜTMENİN YARDIMCISIDIR…”
Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti’deki bakış ise bunun ötesinde…
Bakan yardımcıları gibi aday olmak için istifalarının gerekli olmadığı görüşünde.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum dün bu yöndeki soruma, bakanların istifa etmesi zorunlu kişiler arasında bulunmadığını anımsatarak yanıtına başladı.
Bakanların siyasi partilere üyelik ve siyasi faaliyet yasağına da tabi olmadıklarını hatırlatan Uçum, şunları söyledi:
“Bakanlar memur ya da diğer kamu görevlisi değildir. Devlet Memurları Kanununa tabi değildir. Bakanlar seçilmiş irade tarafından Anayasa gereği ataması yapılan yürütmenin yardımcısı statüsünde siyasi kişiliklerdir. Yürütmenin çeşitli alanlardaki siyasi temsilcileridir…”
SİYASİ TEKNİSYEN, SİYASİ BÜROKRAT
Bakanların, “siyasi teknisyen, siyasi bürokrat” kimliğine sahip olduğunu da belirten Mehmet Uçum, devamını da şöyle getirdi:
“Bakanların sistemde yer alışı, siyasi katılım ve siyaset yapma hakkının bir sonucudur. Bu nedenle bakanlar, hem dar anlamda hem de geniş anlamda siyaset yasağının kapsamı dışındadır.”
Kanunlarda milletvekili adaylığı için istifa etmesi gereken kişiler arasında yüksek öğretim üyeleri sayılırken, bakanların adına yer verilmediğini de anımsattı.
Uçum, bakanların memur ya da diğer kamu görevlisi olmadığını, oysa bakan yardımcılarının kamu görevlisi statüsünün açıkça düzenlendiğini, bundan dolayı istifa etmeleri gerektiğini söyledi.
Burada da görüldüğü gibi bütün mesele seçim kanunlarının Anayasa’ya, daha doğrusu sisteme uyumumun sağlanamamış olmasının sancısı çekiliyor.
Mevzuat hazretleri her seçim döneminde olduğu gibi yeni bir tartışma üretmeden yapamıyor…
- Gülmek ve ağlamak…32 dakika önce
- Kitlelerin hayal gücü…2 gün önce
- Olayın Olacağı Oda...4 gün önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı1 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?1 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce
- Seçme kıstası…2 hafta önce
- Cumhuriyet ve Demokrasi…2 hafta önce