CHP'nin aday kararı…
BIRAKIN Altılı Masa’nın diğer bileşenlerini, CHP içinde, hem de etkin ve yetkin isimlerinde dahi aynı soru hakimdi:
“Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) aday olmaktan vaz mı geçti? Masaya sürpriz yapıp farklı isimlerle mi gelecek?”
CHP grubu başlamadan, geçmişte bakanlık ve parti yöneticiliği yapmış isimler dahi bu sorunun yanıtının peşindeydi…
Tam o sırada CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak yanımıza geldi.
Daha iki gün önce Kocaeli’nden Ankara’ya aynı araç içinde gelen, Kılıçdaroğlu ile en sık konuşan kişi olduğu için soruyu, bize aktaranları da işaret ederek doğrudan kendisine sorduk…
“Kılıçdaroğlu’nun bir başka ismi önereceği doğru mu?”
Aynı netlikte yanıt verdi:
“Kesinlikle yanlış. Kararımız net, bizim adayımız Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bunun dışında da bir kararımız yoktur. Tabii adayın kim olacağına karar verecek olan da Altılı Masa’daki liderlerdir…”
Bu aşamada Toprak’a aday belirleme yönteminin nasıl olacağını da sorduk, buna da liderler zirvesinde karar verileceğini belirtti.
YARI YARIYA
Aynı soruyu dün Altılı Masa’nın diğer bileşenlerine de sordum…
İYİ Parti’nin önceki gün yapılan toplantısında da konu ele alınmış; Genel Başkan Akşener herhangi bir öneride bulunmamış, kurmaylarını dinlemiş.
Orada da ortaya çıkan beklenti, anket ile belirlenmesi ve bunun önerilmesi yönünde.
Partinin yetkili organlarına danışılmasını; örgütlerin kararına bırakılmasını; liderin kararına bağlı kalmasını önerenler de olmuş.
İYİ Parti kurmayına Kılıçdaroğlu’nun adaylığına bakışın oranını sorduğumda verdiği yanıt genel psikolojiyi de yansıtıyordu:
“Arkadaşların %50’si olumlu bakıyor; geri kalan %50’si ise karşı diyebilirim. Buna Genel Başkanımız karar vermeli…”
“KENDİ KİMLİĞİMİZLE SEÇİME GİRECEĞİZ…”
Bütün süreçlerin DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin’e de yönelttim.
Bu konuda henüz bir karar alınmadığını, parti olarak bu konuda yetkiyi Genel Başkan’a verdiklerini bildirdi.
Bu aşamada dün ortada dolaşan bir iddiaya da değindi, “Biz ittifak olmaz ise Türkiye’nin tamamında, ittifak halinde ise Kanun gereği 41 yerde kendi kimliğimizle seçime gireceğiz…” dedi…
Sonra da uzun uzadıya gerekçelerini ve aylar önce bu konudaki açıklamalarını anımsattı.
Hayıflanmalarından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki DEVA’nın, Gelecek, SP ve DP ile birlikte CHP listesinden seçime gireceğine ilişkin iddiadan rahatsız olmuş.
Böyle bir konunun hiçbir aşamada ele alınmadığı gibi, kararlılıklarını da devam ettirdiklerine vurgu yaptı.
Bu konuda bir kararın olmadığını sadece Şahin değil, dün konuştuğum diğer 5 partinin etkin isimleri de söyledi.
Nitekim yarın yapılacak olan liderler zirvesinde Cumhurbaşkanı yardımcıları ve adayının belirlenmesini de kapsayacak şekilde Masa’da ele alınacak.
Daha yeni oluşturulan ve ilk toplantısını dahi yapmayan Liste İttifakı Komisyonu hangi bölgede, hangi partiler ittifak yaparsa daha etkili olacağı üzerinde duracak.
Nitekim İYİ Parti lideri Akşener de önceki günkü demecinde Şanlıurfa’da CHP ile birlikte seçime girmeleri halinde 4 milletvekili çıkarma şansını yakalayacaklarını söylemişti.
ÜÇ AYAKLI PLAN
Cumhurbaşkanının yetkilerini nasıl kullanacağı, bakanlar kurulu üyeliklerinin nasıl dağılacağı ile kendi tanımlarıyla “Katılımcılık ve yetki paylaşımına göre icranın paylaşımı” konusunda ise yol haritasında uzlaşma sağlanmış.
Aktardıklarına göre “milletvekili sayısına odaklı” üç aşamalı yöntem belirlemiş.
Birinci aşama 400 ve üzerini, ikincisi 360-400 arasını ve sonuncusu da 301-360 arasını ve altını kapsıyor.
Her bir duruma göre geçiş süreci 5 yıldan, 6 aya kadar farklılık gösteriyor ve yetki paylaşımı da buna göre belirleniyor.
Yani cumhurbaşkanı yardımcılığı ve bakanlıkların nasıl paylaşılacağı geçmiş dönemlerdeki koalisyon hükümet modellerinde olduğu gibi işleyecek.
Partilerin oy oranları ve çıkardığı milletvekili sayısına göre cumhurbaşkanı yardımcılığının etkinliği ve bakanların dağılımı netleşecek.
Geçmişin üçlü kararnamesinde olduğu gibi MİT, Diyanet İşleri, Genelkurmay gibi üst düzey başkanlıkların atamasında ortak irade ile oluşmuş bakanlar kurulu kararı esas alınacak.
“HİÇ %1 İLE %30 AYNI OLUR MU?”
İdris Şahin bu konuya biraz daha açıklık getirerek, “İstişare, müzakere ve karar birbirinden farklı konular. İstişare ve müzakere ayrı ama %1 ile %30’un karardaki hakkı aynı olur mu tabii ki çoğunluğun hakkı farklı olacak” dedi.
Ancak bugün şube müdürünün dahi cumhurbaşkanı onayına ihtiyaç duyduğu sistem de olmayacak, çok alt kademeler bakanlara bırakılacak.
Liderlerin cumhurbaşkanı yardımcısı olup olmaması ise eğer üzerinde yarınki toplantıda bir uzlaşı sağlanmaz ise seçim sonrasında oranlara göre belirlenecek.
Özetle bugünden atılacak adımların yarın daha sorunlu hale gelmesini, geçmiş koalisyon hükümetlerinde baştan kararlaştırılmayanların yarattığı sorunlara yol açmaması için bugünden her bir noktanın karara bağlanması amaçlanıyor.
Görünen o ki her konuda bir uzlaşı sağlanıyor gibi görülse de henüz çözülmemiş gerilime yol açan çok neden ortada duruyor…
- Gülmek ve ağlamak…32 dakika önce
- Kitlelerin hayal gücü…2 gün önce
- Olayın Olacağı Oda...4 gün önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı1 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?1 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce
- Seçme kıstası…2 hafta önce
- Cumhuriyet ve Demokrasi…2 hafta önce