Siyasetin havuz problemi…
SEÇİMİN 18 Haziran’dan ileri tarihe ötelenmesinin olmayacağı anlaşılınca, deprem nedeniyle ara veren siyaset eski günlerine sakince döndü.
Her ne kadar deprem odaklı söylemini devam ettiriyor olsa da siyasetin merkezinde adaylık ve ittifaklar var…
Her iki tarafın milletvekilleri de ittifak havuzlarının kaç ilde oluşacağı, nasıl bir sistem içinde aday belirleneceği üzerinde kafa yoruyor.
Bu durum, Cumhurbaşkanı adayı konusundaki kararını 2 Mart tarihine öteleyen Millet İttifakı’nda daha yaygın…
Her ne kadar Kılıçdaroğlu ismine itiraz tam anlamıyla yok olmasa da İYİ Parti’deki “kazanacak aday” söyleminde kendini bulan itirazın dozu, deprem sonrası düşmüş olsa da sürüyor...
Belki de bundan dolayı olsa gerek, Cumartesi yapılan zirvede CHP lideri Kılıçdaroğlu “aday belirleme” konulu toplantı için daha ileri tarih önerirken, İYİ Parti lideri Akşener’in talebi üzerine öne, 2 Mart tarihine alınmış.
Başta da belirttiğim gibi İYİ Parti Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarının adaylığına hala çok sıcak, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına dönük parti içinden gelen olumsuz seslere de kulağı kabarık...
İTTİFAK İÇİ İTTİFAK
Cumhur İttifakı üç partili yapı olduğu için ittifakla gireceği seçim bölgeleri konusunu arasında daha rahat çözme olanağına sahip.
Ayrıca geçen dönemden gelen bir bilgi birikimleri de söz konusu…
Bu bilgi birikimi Millet İttifakı’nın dört partisi için de geçerli; ancak devreye giren DEVA ve Gelecek Partileri, yeni bir durum oluşturdu.
SP lideri Karamollaoğlu’nun ittifak içi ittifak veya çatı ittifakı diye tanımladığı yeni arayışları gündeme taşıdı.
Buna göre seçime SP, DEVA ve Gelecek tek çatı altında girip, diğerleri ile seçim bölgelerine göre farklı ittifak oluşturacaktı.
İlk aşamada DEVA Genel Başkanı buna olumlu bakmadığını açıkladı.
Ancak yeni durum karşısında yeniden ele alınması hedefleniyor.
Nitekim bir süredir Millet İttifakı bünyesinde oluşan İttifak Komisyonu da bu konuları çalışıyor; nerelerde ittifak yapılırsa daha çok milletvekili çıkarılabileceği üzerinde duruluyor.
Aktarıldığına göre İYİ Parti bu aşamada 8-10 yerde ittifak içinde hareket edilmesini, geri kalanında ise partilerin kendi kimlikleri ile yarışması görüşünde…
Ancak diğerleri D’Hondt sistemi içinde partilerin ayrı girmesinin ittifakın toplam çıkaracağı milletvekili sayısını aşağı çekeceğini gerekçe göstererek olumlu bakmıyor; 41 yer dışında olabilecek en geniş bölgede ittifak öneriyor.
Ancak bu konuda bir mesafe alınmış görünmüyor; yeni yapılan kamuoyu araştırmaları da göz önünde tutularak, 2 Mart tarihine kadar bu konudaki hazırlığın bitirilmesi bekleniyor.
AYNI HAVUZU PAYLAŞINCA
Burada en büyük açmaz ise ittifak halinde girilmesi durumunda oy oranı düşük partilere tanınacak milletvekili sayısının ne olacağı?
Çünkü yeni ittifak sistemi ancak liste ittifakı yapılırsa oyların birlikte sayımına olanak tanıyor.
Geçen dönem olduğu gibi her bir parti kendi kimliğiyle girse de oyları ittifak içinde kabul edileceği sisteme son verilmiş bulunuyor.
Durum böyle olunca, öteki partinin çıkaracağı milletvekili de aynı havuzdan pay alacağından kendisine gelecek sayı azalıyor.
Yani geçen dönem CHP'nin SP, İYİ Parti'nin de DP için yaptığı gibi "Benim listemden aday olsunlar" demesi bir şey ifade etmiyor; liste ittifakında havuz ortak olacağı için hepsinin çıkaracağı milletvekili sayısını etkiliyor.
Bu da ister istemez aynı havuzdan milletvekili çıkarma durumunda olan kamuoyu yoklamalarında daha yüksek çıkan partilerin isteksizliğini arttırıyor.
Bununla birlikte CHP’nin ittifakın tümünün milletvekillerinin ortak hareket edeceği, birinin fazla diğerinin az olmasının önem arz etmediği yönünde baktığı biliniyor.
Kılıçdaroğlu’nun arkadaşlarına, “Bizim veya ittifak içindeki partinin 50 fazlası veya azı olmuş ne fark eder; birlikte yürüteceğiz” dediği de kulislerde dile getiriliyor.
Ancak her bir liste ittifakı kendi listesini ötekiyle paylaşmak olduğu için aday olmak için çırpınan teşkilat mensuplarından gelebilecek tepkiler göz önünde tutularak 30’u geçmemesinin yararlı olacağının altı çiziliyor.
BAKANLIK DURUMU
Mesele sadece milletvekili paylaşımında da bitmiyor; bakanlıklara ilişkin paylaşımın da yapılması gerekiyor.
Dolayısıyla 2 Mart’a kadar partiler arasında sıkı bir pazarlığın yürüyeceği aşikar.
Her ne kadar “İttifakın liderinin adı belirlenmeli; imame olmadan hareket olmaz” deniliyor olsa da seçimin ne zaman yapılacağı da aday belirleme süreci için önem arz ediyor.
Eğer ileri sürüldüğü gibi 10 Mart’ta karar alınıp, 14 Mayıs’ta zamanından önce seçim yapılacaksa adayın hemen belirlenmesinde fayda olacağı belirtilirken, 18 Haziran için de zamana ihtiyaç olduğuna vurgu yapılıyor.
Dolayısıyla her biri diğerine bağlı yeni bir sürecin başlangıcının gongu dün itibarıyla vurulmuş bulunuyor.
- Gülmek ve ağlamak…32 dakika önce
- Kitlelerin hayal gücü…2 gün önce
- Olayın Olacağı Oda...4 gün önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı1 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?1 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce
- Seçme kıstası…2 hafta önce
- Cumhuriyet ve Demokrasi…2 hafta önce