Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Philadelphia

Her seçimden önce Amerika’da silah satışları artıyor. Özellikle de Demokratlar’ın kazanacağının düşünüldüğü seçimlerden önce. Barack Obama’nın iki kere seçilmesinden önce de aynısı oldu. Silah satışları bir de toplumsal huzursuzluk ya da toplu katliam yaşandıktan sonra artmaya başlıyor. İki durumda da artışın nedeni seçimden sonra silahların yasaklanabilme ihtimali. Eskiden Demokrat adaylar silah lobisini karşılarına almazlardı, şimdi silahların yasaklanması ciddi bir liberal seçim vaadine dönüştü.

Bu seçim yaklaşırken de silah satışları arttı, ama geçmişe kıyasla rekor oranda artış var. Sadece silah meraklısı aşırı sağcılar değil, potansiyel Demokrat Parti seçmenleri de silah alıyor. Önceki gün New York Times’ın verdiği rakamlara göre 2020’nin sadece Mart-Eylül arasında ülke genelinde 15.1 milyon silah satıldı. Geçen seneye kıyasla yüzde 91’lik artış demek ki. Amerika her zaman silahlanıyordu, ama hiçbir zaman böylesine yaygın ve hızlı değildi.

ARTIŞIN NEDENİ

Amerikan Anayasası’nın iki numaralı ek maddesi eyaletlere “dışarıdan gelecek milislere karşı kendilerini silahla koruma” hakkı tanıyor. Çağ dışı kalmış bu maddenin kökeni federal sistemde eyaletlerin kendilerini merkezi hükümetten bağımsız kılmaları esasına dayanıyor. Her biri birer küçük devlet olan Amerikan eyaletleri, ülke kurulurken ileride bir gün devlet gelip de mallarına el koyması, yönetimi ele geçirmesin, eyaletleri kontrol etmesin diye böyle bir tedbire gerek duymuş.

Ancak zamanla bu hak bireylerin abartılı silahlanmasını meşru kılmaya başladı. Başka ülkelerden çok fazla okul katliamı, otel odasından konsere ateş açılması, güvenlik görevlisi olmayanların tüfekle dolaşması gibi haberler duymuyoruz. Ama ABD’de de silah gündelik hayatın bir parçası, bireyler de kendi hakları olduğunu iddia ediyorlar.

Bu sene özellikle pandeminin silah satışına etkisi büyük oldu. İnsanların işsiz kalması kimi mahallelerde soygunların artacağını, sokaklarda kaosun hakim olacağı algısının oluşmasına neden oldu. Yaz başında başlayan polis karşıtı protestolar da ülkenin bir kesiminde polisin bütçesinin azaltılacağı, zayıflatılacağı, şehirlerin kaosa sürükleneceğine dair bir korku yarattı. Kent konseyleri polisin gücünü azaltacak kararlar alırken, ilerici politikalar da polis reformunu ön plana çıkarırken ülkenin bir kısmı kendisini güvensiz hissetmeye başladı. Donald Trump’ın “Radikal sol gelecek, arabalarınızı, evlerinizi elinizden alacak, şehirlerini yakıp yıkacak,” tehditleri de karşılığını bulmuşa benziyor.

Bu sene Kenosha kentindeki protestolar sırasında 17 yaşındaki Kyle Rittenhouse adlı bir gencin evinden çıkıp silahlarla göstericilere ateş açması, birini öldürmesi, sonra da polis ve ulusal muhafızların gözünün önünde elini kollunu sallayarak bir kahraman gibi dolaşması silah sahiplerinin kendilerini ulusal güvenlik yerine koymalarının bir örneği oldu. Trump ve sağcı politikacılar bu 17 yaşındaki katil genci kahraman ilan etti. Tıpkı daha önce Neo-Naziler için “Aralarında iyi insanlar da var,” demesi gibi. Dahası, beyazlara gösterilen hoş görü siyahlardan esirgendi. Katil beyazlar kahramanlaştırıldı, polisse durmaksızın siyahları öldürmeye devam etti. Kendi güvenliğinin olmadığını, polisin kendilerini korumadığını düşünen siyahlar da silahlanmaya başladı. Seattle’de geçici otonom bölge kuran anarşistler gibi sol gruplar da silahlanan gruplara eklenebilir.

OY SAYIMI KAOSA NEDEN OLACAK

Seçim sonrası kim kazanacak, kim kendisini galip ilan edecek, sonuçlar ne zaman belli olacak… Bütün bu sorular var, bir yandan da bu soruların tetiklediği felaket senaryoları. O gece insanlar sokaklara çıkacak mı, ayaklanma olacak mı, oyların sayılmaması söz konusu olduğunda, postayla gelen oylar reddedildiğinde ne olacak?

Kimi yerlerde sayıma itiraz edilecek. Halihazırda 300 tane dava var. Mektuplar zamanında gelmedi, üzerindeki damga geç tarih gösteriyor, imza tutmuyor—böyle bir sürü bahane hazır oyların sayılmaması için. Dahası yargıya da güvenmek mümkün değil, zira Anayasa Mahkemesi’nde Trump’ın atadığı bir yargıç üyesi şimdiden rengini belli etti, seçim sonucu seçim gecesi belli olsun diye karar yazdı, kimi eyaletlerde sayım süresinin uzatılmasına itiraz etti. Mahkeme’deki 6’ya 3 sağcı çoğunluk seçimin Mahkeme’ye gelmesi halinde birçok oyu iptal edebilir, birçok eyaletteki sayımı durdurabilir. 2000 yılındaki seçimde Florida’da yaşananlar 2020’de daha fazla eyalette yaşanacağa benziyor.

Seçimin sonucunu sandığın değil yargının belirlemesi durumunda hızla silahlanan halkın ne yapacağından endişeleniyor. Aşırı sağcı beyaz ırkçısı “Gururlu Oğlanlar” grubuna “Geri çekilin ve hazır bekleyin,” demişti Trump. Amerika’da “İç savaş” pek kullanılmayan bir tabirdi, son günlerde çok fazla duymaya başladım, çok fazla orada-burada konuşulur oldu. Kaos kapıda.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar